Ne Yapacaksın?

231 17 40
                                    

"Neyin var?' dedi 'Bir şeyim yok' dedim.

Ailem yoktu, dostum yoktu, sevenim yoktu ve hatta belki de sevilmeye hakkım bile yoktu. .

Haklıydım. Hiçbir şeyim yoktu.

Keyifli okumalar

Arabadan hızlı adımlarla indiğimde Barın arkamdan sesleniyordu ama şuan önemli olan bir an önce abimi görebilmekti.

"Alçıya dikkat et! Kolunu çarpma." Çocukmuşum gibi beni uyarmasını umursamadan merdivenleri çıktım.

Hangi evde olduklarını bilmediğim için önce bizim evin kapısını çaldım ama açan olmayınca hızla karşı daireye yöneldim. Bir dakika kadar sonra açılan kapı ile beni tişörtsüz bir Araf Ünlü karşıladı.

Kaşlarım çatılırken sağlam kolumla onu içeri itekledim. Kapıyı çalan başka biri de olabilirdi. Kapıyı böyle açmak ne oluyordu!?

Benim ardımdan içeri giren Barın'a kısa bir bakış atan abim hareketime gülerek kollarını dikkatlice belime doladı. Bende konuyu birkaç saniye erteleyerek boynuna sarıldım.

Ayrıldığımız an kaşlarım tekrar çatılırken başına geleceği biliyormuş ve kendini buna hazırlarmış gibi boğazını temizledi.

"Sen niye kapıyı bu halde açıyorsun? Ya başka biri gelmiş olsaydı!?"

"Çıplak değilim güzelim üstüm yok sadece." Ben de çıplaksın dememiştim zaten kapıyı niye böyle açıyorsun demiştim.

"Sana kapıyı neden böyle açtın dedim abi. Çıplaksın demedim!" Omuz silerek umursamadığını belli etti.

Son kozumu oynayarak kollarımı göğsümde birleştirdim.

"İyi madem önemli değil bende bundan sonra kapıyı büstiyerle ya da direkt tişörtsüz çamaşırla falan açarım." Beklediğim kişi haricinde arkamda ki adamdan da öksürük sesleri gelince ikisinin de boğulması komik olmasa da bir kahkaha attım.

Tamam biraz komik olabilirdi.

"Ne çamaşırı saçmalama! Hem büstiyer ne oğlum?"

"Ne bileyim lan ben!?" Sorar bir ifade ile arkamda duran adama baktığında onun sesi de bunu neden ona sorduğunu anlamadığını belli edercesine sitemliydi.

"Ya işte askılı şuraya kadar gelen bir kıyafet." Diyerek hemen göğsümün altını gösterdim. "Dekoltesi falan da oluyor."

(Doğru anlattım heralde emin değilim. Öyle bir şeydi değil mi?)

"Tamam anladık yeter gösterme şunu üstünde!" Abim hâlâ havada olan elimi hafifçe vurarak indirdiğinde gülmemek için kendimi sıktım.

"Anlaştık heralde o zaman bir kahveni alırım abi." Yanından geçerken yanağına bir öpücük bırakıp salona geçtim ve koltuğa oturdum.

Kesinlikle çok eğlenceliydi.

Bir iki sesten sonra Barın da gelip oturduğum üçlü koltuğun çaprazında ama koltuğa yakın olan tekli koltuğa oturdu.

"Demek büstiyer ile hatta çamaşır ile kapı açacaksın öyle mi?" Bunu söylerken dirseklerini bacaklarına yaslayıp ellerini önünde birleştirdi. Yaptığı hareket benim koltuğun köşesinde olmamın da etkisiyle yüzlerimizin birbirine yaklaşmasına ve boy farkının azalmasına neden oldu.

"Siz kapıları böyle açmaya devam ederseniz evet. Öyle."

"Öyle bir şey yapamazsın!" Sesi kısık olsa da sinirlenmiş olduğu boynunda belirginleşen damarlardan belliydi.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin