Değerli Bir İnsan

443 34 49
                                    

Keyifli okumalar

Sağa doğru son hız giden motor sayesinde gelen araçtan kurtulmuştuk ama kenarlarında sadece demirler olan yolda bir anda sağa dönmek iyi değildi.
Elimi arkaya atıp Barın'ın elini belime sardım.

"Sıkı tutun!"

Motor demirlere doğru ilerlerken arka tekerin üzerine kalkıp yola geri çevirdim. Motorun hızı ve ani hareketi yüzünden bedenlerimiz sarsılsa da kaza yapmaktan kurtulmuştuk. Motoru gittikçe yavaşlatarak durdum ve başımı sağ omzumun üzerinden arkaya çevirdim.

"İyi misin?"

"İyiyim sen?"

"İyiyim."

"Bu yaptığın tehlikeli Rüya özellikle ekipman yokken."

"Bunu sen mi diyorsun? Dağın başında kaç kişiyle çatışıyorsun farkında mısın?"

"Aynı şey değil."

"Evet beni öldürmek isteyen yüzlerce kişi yok! Bak özür dilerim tamam mı? Sen varken hız yapmamam gerekirdi ama suç benim değil tır tersten geliyorsa benlik bir şey yok." Sakin çıkan sesimin onu yumuşatmasını beklerken daha da çıldıran adamın neden böyle davrandığını anlayamıyordum.

"Sorun motorda benim olmam mı Rüya!? Kendi canının hiç mi önemi yok?" Sinirle motordan indiğinde arkasından bende inip tam karşısında yerimi aldım. Sinirlendiği konuyu anlamıştım ama yapacağım bir şey yoktu bana iyi gelen nadir şeylerden biri buydu ve vazgeçeceğimi hiç sanmıyordum boşuna dilini yoruyordu.

Canı yanan bir hastaya ilacını bırak diyemez ki.

"Canımın önemi yok demedim."

"Önemli olsa tehlikeye atmazdın."

"Tehlikede olmadığı sürece bu canı taşımanın ne anlamı var? Sıkıcı bir hayat yaşıyorsan o can can değildir zaten. Ayrıca her insanın her an canı tehlikededir belki kalp krizi riskinden belki birden oluşan bir şeyden belki de sadece baş ağrısından her şekilde tehlikede olursun ben sadece her anlamda tehlikede olan canımı sıkmayacak eğlenceli bir yöntem kullanıyorum." Yüzüme boş boş baktığını görünce sıkıntılı bir nefes verip başımı iki yana salladım.

"Anlamıyorsun."

"Anlıyorum. Seni en iyi ben anlıyorum. Rahatlatıyor değil mi? Tenine değen rüzgar tüm sıkıntını alıp götürüyor gibi hissediyorsun,gaza basarak göz yaşlarının intikamını alıyorsun. Hızını her arttırdığında daha özgür hissediyorsun. Değil mi?" Söylediklerinin doğruluğu ile şaşkınca başımı salladım.

"Bu saydıkların her motorcunun hissettiği şeyler."

"Bu saydıklarım ölmeden önce her insanın hissettiği şeyler." Anlamsızca ona baktığımda bu sefer ki sıkıntılı nefes ondan gelmişti iki admımda tam karşıma gelip boynunu eğerek yüzlerimizi aynı hizaya getirdi.

"Çok ölüm gördüm Rüya. Çok şehidin canını verdiği anı izledim ve her birinin yüz ifadesinden sıra ile şunlar geçti. Acı,hırs,intikam,rahatlama ve en son da özgürlük. Bir insan özgürlüğü ne kadar çok hisseder ise ölüme de bir o kadar yakındır. Motorları bende çok severdim hâlâ severim kullanmadığım tek gün olmazdı ta ki en yakınımı, dostumu benden alana kadar. Değer verdiğim bir insanı daha hız tutkusu yüzünden kaybedemem. Seni vazgeçiremem biliyorum ama en azından seni koruyacak şeyler olmadığı zaman dikkatli ol."

(Bu dediklerinden sonra motordan vazgeçmemiz gerekir mi? Benim hiç öyle bir planım yok da.)

Söylediği onca şey içinde takılı kaldığım tek nokta vardı. Benim için değerli bir insan bu sadece basit bir cümleydi. Peki neden bu kadar güzel hissettiriyordu ki. Asıl önemli olan kısım ise arkadaşını kaybetmiş olmasıydı.

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin