Keyifli okumalar
Gözüm ekranla yanımdaki adam arasında mekik dokurken telefon kapandı ve tekrar çalmaya başladı.
"Güzelim açsana telefonu"
"Spam numara boşver" diyerek telefonu sessize aldım.
"Ee ne yapmak istersin"
"Ne? Eve gitmiyor muyuz?" Küçük bir tebessümle başını olumsuz anlamda iki yana salladı.
"Bugün kardeşinle yeterince vakit geçirmişsindir ama bana ayıracak vaktiniz yok mu Rüya Hanım?"
"Var tabi ki Ayaz Bey her zaman"
"Güzel nereye gidiyoruz." Bir süre düşündüm ama bir şey bulamayınca omuz silktim.
"Aklıma gelmedi kafana göre."
"Tamam o zaman bir şeyler yemişsindir diye düşünüyorum?" Onu onaylayıp önüme döndüm çok geçmeden araba durunca karşıya baktım.
"Yine mi?"
"Ne o korkuyor musun?" Dedi kemerini çıkarırken.
Bende kemerimi çıkarıp indim.
"Ne korkacağım." Diyerek karşımdaki basket sahasına adımladım.
Büyük birkaç adımla yanıma geldi ve adımlarını yavaşlatıp benimle beraber yürümeye başladı.
"Yani yenileceksin ya ondan." Ayaz'a dönüp sağ elimin işaret parmağını ona doğru uzattım.
"Benden uzun olabilirsin ama bende senden hızlıyım."
"Yani kısa boy avantajları da var tabi" dedi yürümeye devam ederek bende daha fazla arkasında kalmamak için onun bir adımı benim üç adımım olduğundan koşarak yetiştim.
Beni fazla küçümsüyordu boyum da kısa falan değildi ortalamalara göre gayet uzundum.
...
Bir-iki saat oynadıktan sonra maalesef yenilmiştim. Karşımda 1.90'a yakın bir deve olduğu için bu gayet normaldi.
"Ne demiştiniz Rüya Hanım" hâlâ elindeki topu parmağının üstünde çevirirken en sinir bozucu sırıtışı ile bana bakıyordu.
"Aramızda en az 15 santim var be olur o kadar." Topu durdurup iki elinin arasında çevirmeye başladı.
"Eşitlemek ister misin?" Dedi ciddi şekilde. Tek kaşını kaldırıp ona döndüm.
"Nasıl olacak o?" Ben ne yapacak diye izlerken o topu bana verip arkama geçti ve çok geçmeden kendimi yukarıda buldum.
"At bakalım fazlaya gerek yok 3-4 basket yeter." Alaylı sesi beni sinirlendirse de bir şey demedim potaya yaklaşacakken durup bana bir soru yöneltti.
"İkilik mi üçlük mü?"
"Üçlük" yeteri kadar yaklaştıktan sonra durdu.
Gözlerimi potaya dikip gelişigüzel bir hesap yaptıktan sonra topu potaya savurdum.
İlk üçlük böylece potaya girdi.
Beni bırakıp topu aldı tekrar yanıma gelip topu verdi,beni kucaklayıp bir tık daha uzaklaştı.
"Son üç atışın var hepsini tutturursan seni omzumda arabaya götürürüm." Bu teklifi kaçırmak istemediğim için dikkatli şekilde topu attım.
Üç atışın üçü de potaya girince sevinç nidalarıyla beni yere bırakmasını bekledim
"Hadi bakalım Ayaz Bey sözünü tutma vakti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacı
Genç Kız Edebiyatı"Şuan istediğin her şeyi yapabilecek olsaydın ne yapardın" Kardeşinin gözlerinin içine baktı "İncir ağaçlarına çiçek açtırırdım" 2 yaşından beri şiddet gören Rüya 9 yaşında kardeşi ile birlikte ailesi tarafından terk edilir ve 8 yıl sonra geri gelip...