Keyifli okumalar"Rüya emin misin? Yol yakınken vazgeç şu işten." Kulaklıktan gelen sesi umursamadan yürümeye devam ettim. Her şeyin tam olduğundan emin olmak için cebimden telefonu çıkarıp kamerayı açtım. Siyah peruk kendi saçım izlenimi verirken yeşil lensler ve burnuma kadar yüzümü kapatan maske tanınmamı tamamen imkansız kılıyordu.
Hedef görüş açıma girdiğimde telefonu kabanın cebine attım. Son dakika hava alanında yakalamış olmak en büyük şansım olabilirdi. Seri adımlarla birinden kaçıyor izlenimi vermek için ara sıra arkama bakarak ilerledim.
"Ne yapıyorsun?" Çarptığım kişinin doğru kişi olduğunu sesinden anlarken yavaşça üzerini düzdüm. Kolunda gördüğüm iğrenç işaret ile şaşırmış gibi gözlerimi büyüterek bakışlarımı yüzüne çıkardım.
"Sen de davamız için çalışıyorsun!" Onun da göz bebekleri büyürken onun şaşkınlığını gerçek olduğunu biliyordum.
"Sen de mi bizdensin?" Bu iğrenç şeyi dile getiremeyeceğimi fark edince başımla onayladım. Onlardan olmak? Böyle bir şüpheye düşülmesi bile midemi bulandırıyordu. Telaşlı halini yeni fark etmiş gibi gözlerimi kıstım. Düzgün bir şekilde görebildiği tek yer gözlerimdi ve hislerimi ancak oradan anlayabilirdi. Yalan olduğunu anlamaması için gözlerimin hislere göre şekillenmesini sağlamam gerekiyordu.
"Kimden kaçıyorsun?" Dedim umursamaz bir ses ile sonuçta onlarda birinden kaçmak bir rutindi. Aynı kişilere yakalanmayın olduğu gibi.
"Rüya diye bir kadından." Diye umursamaz bir cevap verdi o da.
"Asker mi?" Sorum karşısında bir an gülmek istedim. Resmen bir ite benim kim olduğumu ve benden neden kaçtığını soruyordum.
"Hayır."
"Genelde askerler başımıza bela olur." Omuz silkerek söylediklerimi gülerek onayladı ve bana beni anlatmaya devam etti.
"O bir avukat ve benimle onun açısından pek iyi bir geçmişimiz yok. Bana sorarsan çok eğlenceli bir geçmiş." Diyerek güldüğünde dişlerimi birbirine bastırdım. Boğazına yapışma isteğim o kadar fazlaydı ki. Neyse ki bir süre sonra bunu yapacaktım.
"Her eğlencenin bir bedeli vardır." Yine başını sallayarak beni onayladı. Sesim tehlikeli bir hâl alırken sonunda istediğime kavuşacak olmanın sevincini sesime yansıtmadan konuştum.
"Her insanın bir sonu olduğu gibi." Sol elim yavaşça havalanıp yüzümde ki maskeye giderken sağ elim belimde ki silaha uzandı.
"Anlaşılan sıra sende." Yüzümde ki maskeyi indirmem ile silahı çıkartmam ve omuzundan itekleyip arkasını dönmesini sağlamam bir oldu. Silahı kafasına dayadığımda ona şaşırması için bile zaman vermemiştim.
Benim hareketim ile tüm tim açığa çıkarken iki kişi de etrafta ki sivilleri sakinleştirmeye çalışıyordu. Elbette bu kadar sivilin içinde onu vuracak değildim. Askeriyeye gidene kadar sabretmem gerekiyordu.
Timden iki kişi hızla yanıma geldiğinde Hayal'in başına silahını dayadı diğeri ise ellerini bağladı. Gözlerinden anladığım kadarı ile silahı turan kişi Barın, elini bağlayan ise Bora idi. Havaalanı tamamen boşalırken ben yerde dizleri üstünde duran kadının karşısına geçtim. Yavaş bir şekilde önce lensleri ardından peruğu çıkarıp toplu olan saçımı tokayı çekerek serbest bıraktım. Yüzümde ki sırıtma ile kadınım yüzüne bakarken o korku dolu ifadesi ile elinde ki ipleri çözmeye çalışıyor fakat bunu belli etmediğini düşünüyordu.
"Demek çok eğlenceli bir geçmiş ha Hayal Hanım? Merak etme çok daha eğlenceli geleceğimiz olacak. Bizzat ben inşa edeceğim." Yüzüne baktığım her saniye bana yaptıklarını hatırlatıyordu. Belime tekrar yerleştirdiğim silahı kavramak isteyen ellerimi yumruk yaparak bu girişimi engelledim ve tiksindiğim yüzü daha fazla görmemek için ayağa kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncir Ağacı
ChickLit"Şuan istediğin her şeyi yapabilecek olsaydın ne yapardın" Kardeşinin gözlerinin içine baktı "İncir ağaçlarına çiçek açtırırdım" 2 yaşından beri şiddet gören Rüya 9 yaşında kardeşi ile birlikte ailesi tarafından terk edilir ve 8 yıl sonra geri gelip...