Sessiz Haykırış

734 41 26
                                    

Keyifli okumalar

Tüm keyfim kaçmıştı. Bu kadar acil ne olabilirdi de eve gelene kadar bekleyememişti.

Siz: Bir sorun mu var?

Mete: Anlatacağım ama yüz yüze konuşmalıyız.

Siz: Nerede

Mete: 'Konum'

Siz: Geliyorum.

Telefonu kapatıp abimi yanağından öptüm.

"Abi benim bir yere kadar gitmem lazım." Saate bakıp çatık kaşlarla bana döndü.

"Bu saatte?" Ne diyebileceğimi düşündüm ama garip bir şekilde aklıma bir şey gelmemişti.

"Mete yürüyerek gitmiş cüzdanı da unutmuş üstündeki para da bitmiş. Zaten bu ara kafası bir karışık biliyorsun ben onu alayım da geleyim."

"Ben alayım abicim sen gitme bu saatte." Kalkarken iki elimi ona doğru uzatarak durdurdum.

"Yok abi ben alır gelirim zaten biraz hava almaya ihtiyacım var sende o sırada bizim velet ile ilgilen teselli et biraz." Sona doğru alaylı çıkan sesin konuyu değiştirmeye yetmişti. Dediklerine gülerek başıyla beni onayladı.

Bunu halletmiştik ama asıl halletmem gereken Mete'nin söyledikleri olacaktı.

Odama gidip dolaptan bir kot şort ve siyah badi alıp giyindim bacaklarımı da kapatıcıyla iyice kapattım en ufak bir iz her şeyi mahvederdi kollatım ve boynumu zaten önceden kapatmıştım göbeğim ya da göğüs kısmı gözükmediği için sıkıntı olmazdı. Aklıma arabanın burada olmadığı gelmesiyle elimi alnıma vurdum.

"ABİ MOTORUM GELDİ DEĞİL Mİ?"

"EVET ABİCİM AŞAĞIDA." Gerçi Efe'nin arabasını da alabilirdim ama motora binmeyş şimdiden özlemiştim.

Babamın aldığı motor hâlâ evdeki garajdaydı bu motoru ise geçen hafta almış direkt olarak buraya getirilmesini istemiştim. Tahminlerine göre bugün sabah saatlerinde gelecekti ve öyle de olmuştu,tabi ben o sırada bazı gereksiz kişilerle uğraştığım için motorumun yanına gidememiştim.

Abimden anahtarın yerini öğrenip anahtarı alarak koşar adım yeni bebeğimin yanına gittim.

Ellerimi üstünde gezdirdim,daha fazla beklemeden binip kaskı taktım. Motoru çalıştırıp konumu açtım.

Navigasyonun yönlendirmesi ile konuma vardım. Mete'nin attığı konum küçük bir çocuk parkıydı. Sigarasını içerek dümdüz ileri bakan arkadaşımın yanına oturdum.

"Dertliyiz." Onun gibi tam karşıya bakarak dudaklarındaki sigarayı alıp derin bir nefes çektim. En büyük travmalarımdan birine sığınıyordum. Nadir de olsa olan buydu.

"Öyle."

"Dinliyorum?"

"Haber var" sigarayı kendimden uzaklaştırıp sırtımı dikleştirdim.

"Sonuç?"

"Ece'den hâlâ haber yok. O ailen olacak şerefsizler kurtarmış kendini güzel güzel yaşıyorlarmış." Sigarayı elimden alıp derin bri nefes çekti ve tekrar alamamam için sol eline alarak uzaklaştırdı.

"Kardeşime baksınlar da gerisi umrumda değil onun bir şeyi eksik olmadığı sürece sıkıntı yok."

"Her ay birine para yolluyorlar. Ece içindir heralde. Ama kime ve nereye onu bilmiyorum."

İncir Ağacı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin