İyi okumalar, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤Vicdan neydi? Vicdan, kişinin doğru ve yanlışı ayırt edebilme kabiliyetiydi. Vicdan insanoğlunun yürüdüğü yolu aydınlatan, köşe başlarında hangi yola sapacağını gösteren bir yol tabelasıydı. İnsan vicdanına bakarak doğruyu ve yanlışı görür, sonra da o levha sayesinde erdemli olan yola girerdi. Kısacası vicdan bir nevi insanın kılavuz rehberiydi.
Peki doğru veya yanlış bir tane miydi? Dünya üzerinde insan sayısınca doğru ve yanlış varken, birilerine göre cehennem çukuru olan yol, diğerine göre erdemi ifade edemez miydi? Milyarlarca doğru varsa ve de yanlış, kimse kimseyi gittiği yol için, seçtiği hayat için kınayabilir miydi?
Herkes gibi bu yaşıma kadar öğrendiğim bir dolu doğru ve yanlışlarım vardı; beni bir yola çeken ve o yolu aydınlatan ,engelleri aşmamı kolaylaştıran...
Peki bu halde, Akif'in gözlerinde gördüğüm o ifade neden iki gündür zihnimi işgal edip duruyordu? Onun doğruları bana yanlıştı, benim yanlışlarımsa ona doğru. Belki de bu yüzden şimdiye dek Akif'le girdiğim hiçbir söz dalaşında vicdan yapmamıştım ya da böyle mahçup ve kararsız kalmamıştım. Çünkü emindim, benim yolum doğru, onunkisi ise yanlıştı.
Ama derneğin kapısında avucuma kolyemi bırakırken ki sözleri ve bakışları bildiğim doğruları hiç etmiş gibiydi. Sanki o doğruydu bu defa ve ben yanlıştım. İlk defa doğru ve yanlış algım karışmıştı. Kafamı allak bullak eden mavileri, iki gecedir beni uyutmuyordu.
Akif'ten ve gözlerinden nefret etmem için bir sebep daha olmuştu işte! Neden bana öyle yoğun ve derin bakmıştı? İnsan sarrafı olduğumu iddia edemezdim lakin gözlerinde gördüğüm ve sözlerine yansıyan hayal kırıklığına içimde makul bir açıklama bulamıyordum.
Neden başımı yastığa koyduğumda gözümün önüne Allah'ın kurdunun çakmak çakmak yanan mavileri geliyordu ve neden bu bakışları beni uyutmayacak kadar etkiliyordu?"Kolyeni sana geri veriyorum. Baktıkça o geceyi ve ne kadar yüreksiz biri olduğunu hatırlarsın. " Sözleri beynimin içinde adeta tekrara basılmış bozuk bir plak gibi dönüp duruyordu. Kendi hakkımda kolaylıkla, yürekli bir insanım diyebilen biri olduğumu sanarken, Akif'in tek lafıyla boşluğa düşer gibi hissediyordum.
Ben birinin hele de düşman addettigim birinin tek sözüyle kendimi sorgulayacak kadar çelişkili biri değildim ya da şimdiye dek öyle olduğumu sanıyordum. Yanlışını kabul edemeyen korkak biri miydim yoksa gururlu biri mi? Özür dilemekten aciz bir ezik miydim yoksa onurlu duruşa sahip, geri adım atmayan biri mi?
Baktığım yerden sadece Akif'in sözleri doluyordu kulağıma. Yüreksiz biri!
Ellerim istemsizce boynuma çıkarken usulca kolyemi okşadım. Günlerdir yokluğunda eksik hissettiren metal parçası şimdi vicdanımı sıkan bir ağırlıktı. Umursamamayı seçtim ama seçimlerimi artık ben yönetemiyor gibiydim.
Hande büyütme, Akif sana yüreksiz dese ne olur demese ne olur? Böyle dedim sürekli kendime ama görünen o ki; bir otobüs koltuğunda, başım cama yaslı akıp giden yolu izlerken bile hala beynim bu düşüncelerle doluysa, bu telkinlerin pek işe yaramış gibi durmadığı aşikardı.
Berbat geçen hafta sonundan sonra nerdeyse şafak sökerken atmıştım kendimi sokaklara. İki gün boyunca , çekmecemde itinayla sakladığım bana gizemli yolla gelen fotoğraf ve Olcay'ın olayını düşünmekten evin duvarları üstüme üstüme gelmişti zira.
Biraz konuşsam, akıl alsam diyeceğim babam da bu hafta sonuna denk gelen iş gezisindeydi. Annemse iki gün boyunca arkadaşlarıyla takılırken ben de odamda düşüncelerle kafayı yemiştim. Fotoğrafla ne yapmam gerektiğini bulamadığım gibi, Akif'in sözleri de kafamda kurdukça daha çok canımı sıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kör Nokta
Mystery / Thriller(Polisiye, gizem ve nefretten aşka konulu kurgudur. ) "Bak Akif, seninle konuşacak ortak tek bir noktamız bile yok. Biz seninle iki ayrı uçlarda yaşayan insanlarız. Sen sağa dönmeyi seversin, bense sola. Sen turan dersin, ben devrim." Gözlerindeki...