45-Gerçekler Ve Yalanlar

1.1K 148 305
                                    

Ben geldim... Nasılsınız görüşmeyeli, bizi özlediniz mi? Ben özledim. Umarım bölümü seversiniz.

Beni Instagram hesabım: rosa_verosa
        Tiktok hesabım: rosaverosa
        Yeni açtığım, kendi adımla olan Twitter hesabım: rosa_verosa
Ve tabi ki Wattpad hesabım Rosaarosaaaa  dan takip edebilirsiniz.

Öptüm hepinizi, iyi okumalar.

"İyi misiniz Hande Hanım? Çok solgun görünüyorsunuz?" Aynadan bir kaç dakikadır beni yoklayan Mehmet'le bakışlarımız kesişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"İyi misiniz Hande Hanım? Çok solgun görünüyorsunuz?" Aynadan bir kaç dakikadır beni yoklayan Mehmet'le bakışlarımız kesişti. Yüz ifademden bir kitap gibi okunabilen hayâl kırıklığı, korku ve panik varken iyiyim cevabı çok saçma olacaktı.

"Değilim Mehmet. Hatta uzun zamandır olmadığım kadar kötüyüm." dedim açık sözlülükle. İsmet'in dün geceki aramasıyla zaman durmuş, aklım ve ruhum da duran zamanla birlikte donup kalmıştı. Akif değişen ruh halimi babamla olan gerginliğe vermişti ve sanırım bu yüzden, şükür ki çok fazla üzerime gelmemişti.

Gece boyu sürekli kâbuslarla uyanmak ve yaşadığım buhranın kaynağı olan adamın beni sıkıca saran kollarına sığınmak ise ne denli delirmiş olduğumun kanıtıydı. Acizlikti bu, biliyordum. Gerçeklerden korkup yine korkularıma sığınmak gibiydi ama tutunacak tek dalım Akif'ti. Ne acıdır ki, kaçıp kaçıp döndüğüm yer, yine yalanların ta kendisiydi.

"Sizin için yapabileceğim bir şeyler var mı Hande Hanım?" Anlayışlı ifadesine minnetle tebessüm ettim.

"Sağ ol Mehmet, bir an önce Balat'a gidelim şu anlık istediğim başka bir şey yok." Parmaklarımın arasında çevirip durduğum telefona dünden beri kaçıncı olduğunu sayamadığım bir bakış attım ve yine gönderilen ses kaydını dinlemeye cesaret bulamadan mesajlardan çıktım. Aldığım sesli mesajın Akif'le ilgili olmasından ödüm patlıyordu, İsmet'le konuşmadan, gizli numaradan gelen bu ne olduğunu bilmediğim şeyden etkilenmek istemiyordum.

Yollar önümden akıp giderken, zihnimin içinde bir savaş hâkimdi. Az önce koynundan kalktığım adam hakkında berbat şeyler duyacağımı biliyordum. Belki bir katildi ya da Cemiyet'in pis işlerini yapan bir suçluydu. Kim bilir, belki de bana söylemediği birden çok karanlık yüzü vardı, en kötüsü de bu yönünün olması ihtimalini bilmem ve buna rağmen onunla yine de bir gelecek düşünüyor olmamdı.

Ben ne ara bu kadar korkunç şeyleri kafamda ve kalbimde normalleştirmeye başlamıştım? Bu görmezden gelmelerim, bir şekilde Akif'i kendimce aklamalarım aşktan deliye dönmem yüzünden miydi? Tüm hayatımı, ideallerimi, duruşumu âşk uğruna mı feda etmiştim?

Başım çatlayacak gibiydi, düşünmek, düşünmek ama bir sonuca ulaşamamak beni içten içe yiyip bitiriyordu. İnsan herkesle, her şeyle bir şekilde savaşıyordu ama kendiyle savaşında bir türlü galip gelemiyordu, bunu şimdi daha iyi anlıyordum.

Kör NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin