38 -Gördüğüm En Güzel Gelin

1.3K 196 256
                                    

Merhabalar, herkes iyi mi?

Bölüme başlamadan önce bir kaç şey rica etmek istiyorum. Malumunuz Wattpad uygulamasında yeniyim ve bu kitap ilk kitabım. Başka kurgularla da sizin karşınıza çıkmak çok istiyorum ve gerçekten kafamda orijinal kurgular var. Ama burada tutunabilmek için sizlerin desteğine ihtiyacım var. Takip ederseniz ve eğer beğendiyseniz Kör Nokta'yı başkalarına da tavsiye ederseniz minnettar olurum. Ancak böyle büyüyüp, daha çok okunabileceğimi biliyorum çünkü. Neyse başınızı ağrıttım. Sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen ihmal etmeyin ❤😘

Medya; Hande'nin nikâh elbisesi

Kapıları açık, içindekilerin çoğu boşaltılmış ve bavula tıkıştırılmış dolabıma baktım. Bu evden ve bu odadan böyle ayrılacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Aylar önce başıma gelecekleri biri bana anlatsaydı, ona delirdiğini ya da fantezi dünyasının ne kadar geniş olduğunu söylerdim. Ama günün sonunda geldiğim nokta, yuva dediğim, sığındığım bu evden sahte bir evlilikle ayrılıyor olmaktı.

Dolan gözlerimi geriye itip oturduğum yatağıma biraz daha gömüldüm. Dakikalardır odamı izliyordum, özleyecektim. Evimi, hiçbir şey bilmeden önceki ailemi ve eski saf Hande'yi. Şimdi o hallerim bana ne kadar da uzak görünüyordu, hâlbuki daha bir kaç ay öncesine kadar dünyadan bihaber, dünyası ideolojisi ve okulu olan bir kızdım. Hayat kimilerine hep biraz daha acımasızdı, adaletsiz ve vahşiydi. Dişlerini geçirmek için fırsat kollayan, merhameti olmayan korkutucu bir canavardı.

Ve ben o korkutucu canavarın pençesine çoktan takılmıştım, yutmaya çoktan hazırdı, ben ise cüsseme aldırmadan keskin tırnaklarından kendimi kurtarmaya çalışıyordum. İşe yaraması için dua etmekten de başka şansım yoktu. Çırpınmak ve direnmek bütün gücümü tüketse de sonuna kadar gitmek zorundaydım. Bir yola girmiştim ve bu yol tahminimden daha karanlık ve zorluydu.

Tek tesellim ise, teselli olarak bile gördüğüm için rahatsız olduğum Akif'ti. Onun yanında olmak, sıcaklığını hissetmek hala bana güven veriyordu. Nasıl bir çıkmazdı bilmiyorum ama varlığı da yokluğu da, yalanı da doğrusu da her şeyiyle Akif Akif'ti işte! Ondan gidemiyordum, uzaklaşmak istedikçe beni çekiyordu. Sevmiyor dedikçe bir söz ediyordu ve ben iliklerime kadar aşkını hissediyordum.

Kafam, kalbim karmakarışıktı, onunla ilgili her şey beni saniyesinde allak bullak edebiliyordu. Akışına bırakmak istiyordum, zira artık istemesem de aynı evde yaşayacaktık ve ben çekimine bu kadar kolay kapılıyorken ona olan öfkemi nasıl diri tutacaktım hiçbir fikrim yoktu.
Tek bir dokunuşu bile bende fırtınaya sebep olan adamla aynı evi paylaşmak ve uzak kalmaya çalışmak sanki hayatımda mücadele ettiğim çok az şey varmış gibi evrenin bana kötü bir sürpriziydi.

Boynumdaki kolyeyi hafifçe okşarken anılara dalıp gitmemek için yatağımdan bir hışımla kalktım. Toparlanacak bir kaç şey kalmıştı, hepsini küçük bavula koydum ve fermuarını kapadım. Geriye kalan tek şey nikâha hazırlanmaktı. Bilge birazdan elbisemle beraber gelirdi, istemediğimi bin kez söylediğim halde makyajımı ve saçımı yapmak için öyle hevesliydi ki, gören de evlenen ben değilim de o sanırdı.

"Girebilir miyiz?" Annemin kısık ve mahcup sesiyle toplamaya çalıştığım ıvır zıvırı yere bıraktım. Babam bir adım gerisinde duruyordu ve dünden beri aramızda uzayıp giden sessizlik an itibariyle bozulacak gibi görünüyordu. Olması gereken zaten buydu, kafamı sallayarak kapıyı tamamen açtım ve yatağıma oturdum.

Annem hemen yanıma, babam ise çalışma masamın önündeki sandalyeyi çekip karşıma oturdu. İkisinin de yüzünde mutsuz, karamsar bir hava vardı, daha çok da hüzün. İşlerin bu noktaya geleceğini öngöremeyen sadece ben değildim. Ne annem, ne de babam belli ki birçok konuda başarılı olamamış, Cemiyet'i alt edememişlerdi. Gelinen nokta bunun ispatıydı.

Kör NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin