46-Mutluluğu Sonuna Kadar Harcamak

1.2K 171 237
                                    

Merhaba ben geldim... Biraz aksiyon, bolca da dram ve hüzün okuyacaksınız. Bu bölüm biraz drama geçiş bölümü gibi oldu canım okurlar.

Umarım bölümü seversiniz. İyi okumalar. Beni takip etmeyi, oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen ihmal etmeyin.😘

Medya: Sabah olsun ben giderim,sen kal rüyamda...
Ah gitmek o kadar kolay mı sandın?
Yolların bana aşktır artık...


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Ne zaman sabah olmuş, ne ara güneş yine doğmuştu? Bir yerlerde doğan güneşle yeni fırsatlar arayan, dünü geride bırakabilmiş cesur insanlar vardı ama benim onlardan biri olmadığım kesindi. Bugünün, yarının benim için dünden bir farkı yoktu. Hatta benim dünlerim geleceğimden daha parlak ve ışıltılıydı.

Hayatım boyunca iyimser ya da hayalperest biri olmamıştım ama hiç bu kadar da karamsar olduğum bir zaman hatırlamıyordum. Hayâl kurmak için fazla dibe batmış durumdayım. Ümit etmek, iyimser olmak için bir ışık gerekirdi, bir kıvılcım. Oysaki dönüp hayatıma baktığımda bunlardan eser yoktu.

Aileme gidip sığınsam, babamın durumu ortadaydı. İnsan en çok böyle zamanlarda ailesinin varlığını hissetmek isterdi ama ben bu sıradan destekten bile yoksundum. Kelimenin tam anlamıyla yalnızdım ve artık bunu kabullenmem gerekiyordu. Kabullenmem gereken birçok acımasız gerçek gibi.

"Hande, ne zaman uyandın?" Bilge'nin mahmur çıkan sesiyle tavana dikili bakışlarımı, kıvırcık saçları yastığa yayılmış, şişmiş gözlerle bana bakan arkadaşıma çevirdim. Üzerindeki pikeyi ayağıyla tekmeleyerek itti ve bir çırpıda yanıma geldi.

"Gözlerinin altı çökmüş, yoksa uyumadın mı?" dedi endişeyle. İşaret parmağını gözaltlarımda yavaşça gezdirdi.

Evet der gibi kafa salladım. Gerçek zaten yüzümden okunuyordu. "Akif de gece boyu burada mı bekledi?" Aklına bir anda gelmiş gibi apar topar kalktı ve pencereyi açtı. Akif'i görmüş olacak ki, sinirle karışık sitemli bakışlarla bana döndü. "Siz ikiniz var ya? Acayip tuhaf bir çiftsiniz! Biri burada uykusuzluktan zombiye dönmüş, diğeri sokak köşelerinde köpek yavrusu gibi sabahlamış! Cidden ben sizin ilişkinizden bir bok anlamıyorum Hande."

Sanki ben çok anlıyordum ya! "Anlamaya çalışma zaten Bilge. Boşa bir çaba olur, zamanına yazık." dedim yüzümü ekşiterek. Yataktan kalkıp yanına yürüdüm, bakışlarım arabasından inmiş bize bakan Akif'i buldu. Beni görür görmez yüzüne yayılan kırık tebessüme takılmamaya çalışarak dağınık saçlarımı bileğimdeki tokayla topladım.

"Şuna bak! Kedinin ciğere baktığı gibi sana bakıyor. Ay, hem seni üzdüğü için ona acayip kızıyorum, hem de şu haline acıyorum ya. Off, dert sahibi yaptınız beni Hande." Kaşlarını çatmış sokağın köşesinde, elleri cebinde bekleyen Akif'e bakıyordu.

Kör NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin