50- Sen de Beni Affet

1.3K 152 224
                                    

İyi okumalar ❤


HANDE'DEN

Akif'in "gitme Hande!" sesini duyuyordum ama merdivenlere doğru yürümeye devam ettim. Koridorda durmuş arkamdan bakan adamı umursamamaya çalışmak öyle boş bir çabaydı ki! Ruhum sanki sökülüyor gibi hissediyordum, daha bir kaç saniye önce elleri tenimde dolaşmış, dudakları boynuma tanıdık sıcaklığını bırakmışken her adımda kalbim acıyla can çekişiyordu. Nefesim kesiliyor gibiydi, adım atmak, ondan uzaklaşmak çelikten bir irade gerektiriyordu ve bu iki senedir çektiğim acıların ve özlemin üstünde bir işkenceydi.

Buradaydı, dün gece kollarının arasındaydım ve bu hayal değildi. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum, iki yıldır inandığım, Akif'e kızmak için kendime söylediğim her şey tek cümlesiyle yerle bir olmuştu. Beni intikamının üzerinde tuttuğunu söylemesi, âşık bakan gözleri, yalvararak bana kendini anlatma çabası... Hepsi aklımı karmakarışık etmişti ve hali hazırda zaten Akif'in özlemiyle yanan içim, onu affetmeye çoktan meyilliydi. Kalbim onu dinle, gözlerindeki aşk sahici dese de, mantığım babamı, geçmişini ve yalanlarını geride bırakıp öylece kollarına koşmama engeldi.

"Patron, iyi misin?" Cihangir hocanın bana tedirginlikle bakan gözlerine aynı bakışlarla karşılık verdim.

"Değilim, hem de hiç değilim hocam. Dünden beri kalbim de, aklım da adeta sürünüyor. Ne yapacağımı bilmiyorum." Resepsiyona bir kaç adım kalmışken arkama bakmaya cesaretim yoktu. Peşimden gelmesini isteyen yanıma çok mu çabuk yeniliyordum? İki yıldır verdiğim mücadele, Akif'in bir kaç cümlesiyle bir anda nasıl darmadağın olmuştu?

"Önceliğimiz senin güvenliğin patron. Senin de öyle olmalı. Akif'e yeterince güveniyor musun? Önce kendine bunu sor, sonra istersen cevabına göre onu atlatmanın yolunu buluruz."

Onu yeniden arkamda bırakmak istiyor muydum? Akif haklıydı. Dün gece yanında huzurla uyuduktan sonra hala ona güvenmiyorum diyerek kalbimle savaşmaya ne zamana kadar devam edebilecektim?

"Hocam ipleri benim elime bırakırsanız, çıkacak sonuçtan memnun kalacak mısınız bilmiyorum. Doğru karar verebilecek durumda değilim. Biliyorum, size çok aptal görünüyorum. Bir günde nasıl tüm o yılları çöpe attım diye düşünüyor-"

"Düşünmüyorum patron. Hakkım da yok çünkü bunu yaşayan ve hisseden sensin. Akif'e hala âşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Belli ki o da sana âşık. Manyak bir herif belli ama sana bakışını gördüm." Söylediklerine şaşırarak yerde olan bakışlarımı kaldırıp yüzüne baktım. "Âşk başka, güven başka ama, bunu unutma. Devletle çalışmadığına, seni kullanmayacağına inanıyor musun?"

Ayrı kaldığımız zaman boyunca, intikam için beni kullandığına, Cemiyet'te yer edinmek için benimle evlendiğine inanmıştım. Aslında beni hiç sevmediğine kendimi ikna etmeye çalışmıştım. Bu mantıkla ondan ayrı kalmayı başarmıştım ama ya şimdi? Şimdi bana böyle bakarken, aslında birçok şeyin kendi dışında olduğunu anlatmaya çalışırken ondan uzun süre ayrı kalmayı başarabileceğimden artık eskisi kadar emin olamıyordum.

"Kendimi o kadar gurursuz ve aptal hissediyorum ki. Nasıl olur da beni bir günde alt üst edebiliyor? Nasıl oluyor da senelerce ona kızmak ve nefret etmek için uğraşıp durmuşken tek bir bakışı ve sözüyle beni ikna etmeye bu kadar yaklaşabiliyor? Ben böyle biri değildim. Beni ben olmaktan çıkardı." Etrafıma bakmaya korkuyordum, beni izlediğini, yanıma gelmek için beklediğini bilerek nefes bile alamıyordum.

"Kendine yüklenme. Hiç âşık olmadım, bilmiyorum ama Zeki'yi gördüm. Ona kızıyorum, bağırıyorum evet, diğer taraftan da ne kadar fazla acı çektiğini gören en yakın insan da bendim." Sanki anılara dalmış gibi bakışları uzaklara daldı. Pişmanlıklar yaşadığını yüzünde görüyordum. "Mantık abidesi herifin ne hale geldiğine yakinen şahit olmuş biri olarak, seni kınayamam. İsmet belki bu söylediklerim için bana kızacak ama kalbinin sesini dinle. Zeki hakkında yanlış yaptım, sana bunun olmasını istemem."

Kör NoktaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin