Kuzey Doğu Vandol Eğitimhanesi
"Bana söz vermiştin! " diye bağırdı Ovrin sinirle. "Sana bir kızı erkekler ile bırakmamanı söylemiştim Nuyya. Şimdi bir soylunun oğlunu da alıp kaçtı gitti! Bunun hesabını nasıl vereceğiz?"
Nuyya hızlıca odasının kapısını kapattı ve komutano telaşla içeriye sürükledi. Ovrin genç kadının gözlerindeki endişeyi görüp kaşlarını çattı. Gezegen yansa bu kadar telaşlı olamazdı.
"Düşündüğün gibi değil Ovrin. " dedi Nuyya. "Asla düşündüğün gibi değil. "
Ovrin anlamsızca kadına bakarken Nuyya etrafa bakındı ve onu biraz daha ileri çekti. Dün duymuştu. Tigruan'ın gizlice onları dinlediğini. Biliyordu artık başının dertte olduğunu. Ne de olsa Tigruan her zaman güç kimdeyse onun arkasında olurdu.
"Ne demek istiyorsun? "
Nuyya derince bir nefes aldı."O, Lidena Terlas." dedi büyük bir saygı ile. "Guan Terlas'ın kızı veliahtımız." dediğinde Ovrin kaşlarını çatmadan edemedi.
"Saçmalık. Lidena Terlas, Terlas malikanesinde sürgünde."
"Bir şekilde çıkmış Ovrin. Onu görenler var. Hem savaşçı hem büyücü." dediğinde Ovrin gözlerini etrafta gezdirdi.
"Bundan emin misin? "
Nuyya hızla başını salladı.
"Tigruan bunu duydu. Yakalaması için onları en yakından tanıyan öğrencileri seçip birkaç muhafız ile peşlerine yolladı." dedikten sonra derince nefes aldı. "Muhtemelen bunu bir baş kaldırı diyerek öne sürecek ve Lidena'nın idamını talep edecek. "
Ovrin, Nuyya gibi düşünceli bir hale büründüğünde Nuyya ellerini kaldırdı.
"Ayrıca ben de peşlerine birini taktım. "Ovrin kafasını salladı ve geri çekildi.
"Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum Nuyya. Bunun ne denli tehlikeli olduğunu da sen anla. Umarım bu işin sonunda bir iç savaş nedeni ile İmparatorluğumuz dağılmaz."
Nuyya yumruklarını sıktı ve çenesini dikleştirdi."Bekle. Henüz İmparatoriçe tahtına oturmadı. O, tahtına oturmadan da ölmeyecek. "
.
.
.Lidena, tüm gece oturmuş ve küçük kötü çatıdan izlemişti. Tabii arkasındaki yabancı da öyle.
"Yarın köylülerin çalınmış mallarını onlara geri vereceğiz. " dedi. Dönüp arkasına bakma gereği duymamıştı. Biliyordu çünkü. Hissediyordu. Bakışlarının sırtında bir ağırlığı vardı. "Sonrasında ise Safran bulmaya gideceğim. Bundan sonrasında daima peşimde olacak mısın? " dediğinde yabancı mırıldandı. Sesi yüzündeki peçeden dolayı boğuk çıkmıştı.
"Daima."
Lidena baş parmağını sessizce kınının işlemelerinde gezdirirken yaklaşan güneşi bekledi. Bir hırsızın evinde uyuyamazdı.
"Anlaşılan o ki köprüden geçemeyecek çok insan türemiş." dedi düşüncelerini dışa vurarak. "Her insan kendisini yaratan Tanrının huzuruna çıkmayı hak eder." dedikten sonra kınını hafifçe ittirdi ve metal kılıcında gezdirdi parmağını. "Ama görüyorum ki bu türeyen insan kılıklı şeylerin bizimle pek bir alakası yok." dönüp hafifçe sağ omzuna baktı. Sanki yabancıya bakıyor gibi. "Hepsini direkt cehenneme yollamalıyız."
Yabancı ne demek istediğini anlamıştı. Bu yolda çokça kan dökeceğini söylüyordu. Önüne çıkan herkesi sebebini sorgulamadan öldüreceğini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...