33. Lidena

1.2K 164 10
                                    


"Dört müdür yoksa sekiz midir?"

İki erkek elini masaya koydu. Genç kız ikisine de şöyle bir baktıktan sonra utançla gülümsedi.

"Sanırım gönlüm seçer sekizi... " dediğinde sağ taraftaki genç adam masanın üstündeki elini çevirdi ve avcu içerisinden 8 küçük taş çıktı. Etraftakiler gülerek genç adamın sırtına vururken Lidena gözlerini kısarak bu sahneye baktı.

"Ne yapıyorlar?"

Fanra saygıyla dikildiği yerden gençlere baktı, hemen sonrasında başını öne eğmişti.

"Köyün gençleri ilerideki eşlerini seçmek için oyun oynuyorlar. " dediğinde Lidena kaşlarını çatarak kafasını kaldırdı ve tepesinde dikilen Fanra'ya baktı. Adam onu yüzüne bakmaya bile çekiniyordu.

"Oyun oynuyorlar? " dedi azarlarcasına.

"Evet, majesteleri." diyen Fanra ile Lidena tekrardan dönüp gülüşen gruba baktı.

"Savaş kapımızdayken? " dedi yine aynı ses tonuyla.

"Kısmet zamansızdır. "

Lidena bu söz ile dişlerini sıktı ve uzunca konuşmadı.

"Aşk sana yaşamı vaad etmez." dediğinde Fanra cevap verip vermemek konusunda tereddüt etti. Ama veliaht muhabbet ederken ortasında susmak da çok hoş gelmedi gözüne.

"Ama yaşamak için sebep verebilir. "

Lidena bu söz ile daha da sinirlendi.

"Ya da ölmek için."

Fanra diyecek bir şey bulamadı.

"Babamın neden öldüğünü biliyor musun?" dediğinde genç adam sessiz kaldı. "Güya anlattıkları aşk saçmalığı ile anneme bağlanmış. Bir kızı olmuş. Ancak kardeşini öyle çok sevmiş ki..." diyerek yumruklarını sıktı. "...karısına, kızına hatta halkına bile sırt çevirmiş."

Fanra duyduklarını sindirmekten ziyade veliahtının içerisindeki kaosun sebebini öğrendiği için kendisini kötü hissediyordu.

"Bu yola İmparator Zeord'u korumak için çıkmıştım. Babamın ömeyi yeğleyecek kadar sevdiği kardeşine savaşta yardım etmek için." dedikten sonra gülüşen gençlere daldı gözleri. "Yol üstünde sefillik çeken halkı görene kadar. O kadar çok gasp edilen insan gördüm ki içten içe sakladığım ateş harlanmaya başladı." Elindeki kılıcı dizlerinin üzerine koydu. "Cehalet ile büyümüş bir insan tahtın tahtadan yapılmış bir koltuk olduğunu düşünebilir. Ancak taht, halkın kudretinden yapılmıştır. Halk ne kadar güçlüyse taht o kadar göğe yakındır."

Ayağa kalkıp da Fanra ile göz göze gelince genç adam geri çekildi. Veliahtın kendisi ile dertleşmesi ona oldukça garip gelmişti.

"Ben halk diye bir şey göremiyorum ki bir tahtı olsun."

Fanra bu sözler ile veliaht Lidena'nın İmparator Zeord'u inkar ettiğini anladı.

"Bu yüzden sana son bir kez daha soruyorum." diyerek Fanra'nın üzerine yürüdü. "Bu yolun sonunda ben Veliaht Prenses Lidena Terlas, İmparator Zeord'u öldürecek olsam bile bana sadık kalacak mısın? "

Fanra yol üstünde yaşananları unutmamıştı. Lidena'nın fark ettirmeden herkese yardım ettiğini aklından çıkaramazdı zaten. Hızlıca diz çöktü ve yeniden selamladı genç veliahtı.

"Ben, Elrin Cav, sizin huzurunuzda yemin ederim ki; bu yolculuk ve ömrüm boyunca size sadık kalacağım!"

Genç kız duyduğu sözlerden sonra gözlerini kapattı. Fanra ikinci bir emre kadar ayağa kalkmadı. Lidena ise ikinci emri uzunca bir süre vermedi. Ayaklarının ucunda diz çökmüş adama baktı tepeden tepeden.

LidenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin