Asır ateşin sönmesiyle telaşla Lidena'nın yanına koştu."Lidena!"
Lidena ise yağmurun kendisini ıslatması bir yana Asır'ın bağırmasıyla doğruldu uzandığı yerden. Sönmüş ateş hızla yeniden yandığında genç adam kızın yanı başında durdu.
"Sen iyi mis-... "
Lidena koyu mavi gözlerini öylece kendisine bakan adamda gezdirdi. Saçları yağmurdan dağılmış, kaşları havaya kalkmış ve hızlı hızlı nefes almıştı karşısında.
"Sen..." dedi Asır kaşlarını çatarak. Yüzünü ilk kez görüyordu. Yani tamamen. Tamamen yüzünü görüyordu. Ufakça yutkundu ve ellerini açtı. "Neden ateş söndü? Uyuklarken bile sönmezdi. " diyerek kafasını sağa sola salladı.
Lidena yerinde garip garip dönen adama baktı.
"Senin burada ne işin var?" dediğinde Asır da ona bakmıştı.
"Asıl senin burada ne işin var?"
İkisi uzunca bakıştıktan sonra yönlerini başka tarafa döndüler çünkü ikisinin de neden orada oldukları hakkında bilgi vermek işlerine gelmedi.
"Arkadaş değildik. " dedi Asır kafasını sallayarak.
"Doğru." dedi Lidena da.
"Açıklama yapmaya gerek yok." diyerek üsteledi Asır. "Ee, ateş neden söndü?" dedi merakla.
Lidena kafasını kaldırıp mavi ateşe baktı.
"Bir an uyuya kaldım." dediğinde genç adam etrafa bakındı.
"Yatacak bir yerin yok mu cidden? " dedi göle ve ormana bakarak.
"Burası rahat." diyen kız ile kaşlarını çattı.
"Bir kızın kurmayacağı bütün cümleleri kuruyorsun." dedi sinirle. "Tamam sen uyu ben başında nöbet tutarım. " diyerek paçalarını sıvadı ve Lidena'nın yanına oturdu. "Hatta mükemmel baldırımı yastık olarak da kullanabilirsin." diyerek böbürlendiğinde Lidena ayağa kalkmak için doğruldu. Asır onun gideceğini anladığı an bileğini tutmuştu. "Uyu." dedi kendisine bakan gözlere. "Yüzün iyileştiği halde eskisinden kötü gözüküyorsun."
Lidena adama kısa bir bakış attı ve bileğini genç adamın elinden kurtardı.
"Soru sorma." diyerek kalktığı yere geri oturdu ve rahat bir pozisyon ile uzandı.
"Anlaştık. Ateşini söndür." dedi yarım bir ağızla gülerek. "Sıra benimkinde."
Lidena ona bakmadı bile. Cevap dahi vermedi ama mavi ateşin yerini koyu bir kızıl aldı.
Genç kız uzanırken Asır ona baktı. Demek yüzü tamamen böyle gözüküyordu. Hiç de masum bir yanı yoktu. Uyurken bile suratı asıktı.
"Şuna da bak! Kaşları çatık uyuyor." diye geçirdi içinden. "Nasıl bir canavar? " Sırıtarak beyaz tenini, kaşlarının dizilişini, kirpiklerinin kızıl gölgesini izledi. Uyumuyordur kesin. Yine gözleri kapalı bir şeyler düşünüyordur.
Genç adam kendi içinde bir şeyler mırıldandırken Lidena yattığı yerden döndü. Asır kaskatı kesildi o an. Hiç bu kadar yakından izlediğini fark etmemişti. Resmen yüzü burnunun dibinde bitmişti. Hafifçe geri çekildi. Gözlerini kaçırdı.
Uyuyor muydu?
Merakla genç kıza döndü ve göz ucuyla baktı. Cidden evsiz miydi? Her bulduğu su kenarında böyle uyukluyor muydu?
"Uyuyo-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...