"O zaman geldiğinde benimle evlen. "Lidena kaşını havaya kaldırdı. Zaten kaşının biri yandığından yok gibiydi.
"Evlenmek istemiyorum." deyip ters bir tavır takındığında Asır dumura uğramış bir halde geriye çekildi.
"Beni red mi ediyorsun?" diye sordu şaşkınca. Hadi canım! Nasıl bir kız tarafından reddedilebilirdi? O yakışıklıydı, güçlüydü, varlıklıydı! "Tamam şu anda sana mal varlığımı ve namımı gösteremiyor olabilirim ama aslında çok saygın biriyimdir." dediğinde Lidena kafasını iki yana salladı.
"Aynı şarkıyı dinliyor gibiyim." diyerek ayağa kalktı. "Sözleri başka bir dilde."
Lidena'nın kılıçlarını alması ile Asır sinirle önüne geçti.
"Hadi ama sana denk birini istemez misin? En az senin kadar güçlü, senin kadar cesur? Şu yüzüne bak. Asla yüzünün kötü gözüktüğünden laf etmiyorum. Yüzün birçok erkeği korkutur ve sana yaklaşmaktan çekinir. Evlenmek ve çocuklara sahip olmak gibi bir düşüncen hiç olmadı mı?" dedi bütün kızların can damarına vurarak.
"Olmadı."
Asır bir kez daha şaşırdı.
"İnanılmaz! Ha ha! " diyerek güldü ve saçlarını geriye taradı.
"Benim hatam, özür dilerim. Sanırım biraz farklı geldin gözüme. Hala çok farklısın tabii..." deyip bir şeyler saçmalamaya başladı utanarak.
Lidena adamın sertçe yakasını tuttu ve kendisine çevirdi. Asır istese kurtulacağını bildiği halde genç kızı izledi. Ne yapacağını ölse bile görmek istedi.
Lidena ise öylesine gözlerine baktıktan sonra bir anda üzerine çekti koca adamı. Kuru dudaklarını onun dudaklarına bastırdığında ikisi de hareketsizce durmuştu. Asır şok olmuştu bir kere. Bu nasıl bir kadındı böyle? Asır daha ne olduğunu anlamadan geriye ittirildi. Genç kız öylece, boş boş, baktı suratına.
"Hoşuna gitti mi?" dedi buz gibi bir ses ile. "Benim de gitmedi." dediğinde genç adam bir iki adım geri çekilip kıza uzaktan baktı. "Sırf merak ettiğin için biriyle evlenmek ne büyük saçmalık." diyerek arkasını dönüp gittiğinde Asır kaşlarını çatarak yumruklarını sıktı.
"Benim de gitmedi. "
Dişlerini birbirine bastırdı. Hoşuna gitmemiş... Benim de gitmedi o halde. Arkasını dönüp mız mız bir çocuk gibi ayaklarını yere vura vura uzaklaştı oradan.
"Ben de hata! "
Elini saçlarına daldırdı ve resmen saldırdı kendisine.
"Neden dağ kaçkını bir kıza evlenme teklifi edersin ki!? " dedi hırsla. "Kaçkın işte! Deli! Manyak!" diye bağırdı. Sinir içerisinde kavruluyordu resmen.
"Hangi kız böyle hoyratça adam öper? " Gözleri geldi aklına. Kendisine bir hiçmiş gibi bakan koyu mavi gözleri. Saçlarının arasında kaldı elleri. Dudakları üzerindeki kuru baskıyı hatırladı. Kaşlarını çattı. Güzel değildi, nazik değil, anlayışlı hiç değildi. Bu onların son görüşmesiydi veda bile etmemişti.
"Delirdim mi ben? Neden böyle bir kadın ile evlenmek isteyeyim ki? " demişti kendi kendine.
"Bir şey mi oldu efendim?" diyen Lark ile Asır hızla doğruldu.
"Bir şey olmuş mu gibi gözüküyor? " diye kızdığında Lurk yeşil gözlerini etrafta gezdirdi ve kafasını salladı.
"Evet efendim. Bir şey olmuş gibi. " dediğinde Asır sinirle alt dudağını ısırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...