Gözlerini açtığında yanı başında bekleyen Asır usul usul saçlarını okşuyordu. Ateş başında bekleyen herkes onun gözlerini açması ile rahatlamıştı. Nevil gülerek Olya'nın elini tutmuş, rahat bir nefes almıştı.
"Ne oldu?" diye eğildi Vuz merakla. Bu kadar hikayesini dinlediği yaşlı adamı bir de Veliahtın ağzından dinlemek istedi.
Lidena ise sessizce ayağa kalktı ve elini Asır'a uzattı.
"Öyle biri kalmadı."
Genç adam kendisine bakan soğuk mavi gözlere baktı sessizce. Elini uzatması bile onu heyecandan yerin dibine sokup çıkarıyordu. Öyle ki en sonunda gizli tutmaya çalıştığı hevesi ile genç kızın elini tuttu.
"Size iyi geceler." diyerek Lidena'yla birlikte çadırına gitmişti.
"Sizce majesteleri Prens Asır'ı seviyor mu?" diye soran Nina ile Paya kafasını iki yana salladı.
"Her insan eksik doğar." diyerek ayağa kalktı ve herkesi düşünceli bir halde bırakıp gitti.
"Ne demek istedi?" dedi Nina Pasna'ya bakarak.
Pasna genç kızın gözlerine bakıp hafifçe gülümsedi.
"Herkesin zayıf ya da eksik yönleri vardır. Majestelerinin eksiği de bu sanırım." dediğinde Nina anlamıştı. Lidena, Prens Asır'ı sevmiyordu ama değer veriyordu. Belliydi. "Ayrıca eksik olmasına rağmen bazen bu eksikliklerin öyle üstüne giderlerki fark edemeyebilirsin." dedi. Ama sözleri Lidena'dan çok uzaktı. Kendinden bahsediyordu Pasna. O kadar çok kapılmıştı ki kıza ona ihtiyacı yokmuş gibi davrandığından Nina fark edemiyordu kendisini. Bu yüzden anlıyordu belki de Lidena'yı. O kadar güçlü duruyordu ki insan ilk bakışta hiç yardıma ihtiyacı olmadığını düşünüyordu. Ama öyle değildi. İlk bakış her zaman yalan söylerdi.
Herkes ateş başında mırıldanırken üç suikastçi şaşkınlıkla olan biteni izliyorlardı. Demek emir verenleri ölmüştü he? Lidena düşündüklerinden daha çetin cevizdi. Ona yanlış yapmamak gerektiğini çok net bir şekilde anlamışlardı.
Era çakısı ile bir odunu yontarken gözleri bir yere takıldı.
"Birileri geliyor." dedi doğrularak.
"Kimse gelemez. Etrafımızda ordumuz var." dedi Ult onu yalanlayarak.
"Hayır." dedi Faz ve doğruldu. Kılıcını kınından sıyırdı ve Oz ile birlikte kenara çıktı. "Era asla yanılmaz."
Onların hareketlenmesi ile diğerleri de doğrultuğunda birkaç meşale gördüler. Gerçekten birileri geliyordu.Herkes hızlıca ayaklanmış ve Nevil koşarak Asır ve Lidena'yı haberdar etmişti. Onlar gelene kadar ise güzel kadın ateşin başına varmıştı.
" Hanımefendi uyya?" Ult'un sözü üzerine güzel kadın çenesini kaldırdı ve Ult'u şöyle bir süzdü. Oğlu ölmüştü ama bu genç adam yaşamayı başarmıştı he?
"Bakıyorum ki sapasağlamsınız." diyerek gözlerini yeni yüzlerde gezdirdi. "Majesteleri sizinle değil mi?"
"Burdayım."
Kalabalığın iki yana açılması ile Lidena güzel kadın ile karşı karşıya kaldı. Koyu mavi gözleri sorgularcasına üzerinde gezindi ve en sonunda Olya'ya döndü.
"Bize içiçek sıcak bir şeyler hazırlayın." diyerek arkasını döndü ve Asır'a baktı. "Katılmak ister misin?" dediğinde genç adam bir kedi gibi kafasını sallamış ve onu onaylamıştı. Çadırın yanındaki bir masaya oturmuşlar ve bir müddet konuşmamışlardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...