Saçlarından düşen damlalar yeri ıslatırken bir öne eğildi bir geriye çekildi. Bir öne eğildi, bir geriye çekildi.
"Beni öldürdün. "
Gözlerini yaralı ellerinden çekmedi. Yaraları çoktan kapanmıştı sanki, nereden geliyordu bu kan?
"Tıpkı diğerleri gibi... "
Ellerini dizlerine sürttü. Yaralar açıldı ama kan akmadı yine. Neden gitmiyordu bu kan?
"Sözünden döndün. "
Kafasını kaldırdığında boğuldu siyahta.
"Tıpkı diğerleri gibi... "
"Ne oldu? "
Nina, ateşler içerisinde yatan kıza baktı titreyerek.
"Ben hiç bu kadar yaralanmış birini görmedim." dedi dolan gözleriyle. "Nasıl böyle yaralanabilir ki? " dediğinde yanındaki kızın sessizce ağladığını gördü. Nina, Olya ile birlikte gittiğinde bu kadar korkunç bir şey göreceğini tahmin etmemişti. Nevil bir köşede ağzını tuta tuta ağlıyordu. Genç kız Lidena için ağlıyor sanmıştı. Nevil'in gözlerini takip edip de Fanra'nın cesedini görene kadar.
"Onu iyileştirebilir misin?" diyen Pasna ile Ult bir anda ayağa kalktı. Hızla Pasna'nın üzerine koşmuş ve adamı savururcasına kenara itmişti.
"Sen şifacısın. Ona da bak! " dedi genç kızın omuzlarını tutarak. "Bak onu da getirdim buraya!" diyerek gözlerinden yaş düşmesin diye dişlerini sıktı. "Onu da kurtarabilir misin? " dediğinde Pasna korkmuş kızı görüp araya girdi.
"Ult, yapamaz. " diyerek genç adamı sakinleştirmeye çalıştı.
"Ne demek " Yapamaz"? " dedi Ult delirmiş gibi. "Baksana sapasağlam burada. Bir baksın!" diyerek kızarmış gözlerini genç kıza dikti. Soğuktan morarmış ellerini birleştirdi. "Baksana. Bak belki, belki kurtarırsın? " dedi bir damla yaş gözlerinden düşerken.
"O ölmüş... " dedi Nina kafasını iki yana sallayarak. "Ben... " dediğinde Ult omuzlarına ellerini koymuştu.
"Ama denemedin... " dedi ağlayarak. "Ama... Ama denemedin bile... " diyerek diz çöktüğünde Nevil kaçarcasına çıkıp gitmişti odadan. "Yalvarırım. Yalvarırım..." diye diye sallandı. "Lütfen."
Nina, gözlerini sımsıkı yumdu. Ellerini duymamak için kulaklarına bastırdı zavallı kız. Resmen işkence ediliyordu. Sözleri canını yakıyordu.
"Ult, kendine gel. " diyen Pasna genç adama yardım etmek istiyordu ama onun da içi parçalanıyordu resmen.
"Bir dene... "
Nina ayağa kalkıp genç adamı kendisinden uzaklaştırdı. Gözleri ceset üzerinde gezindi. Sessizce yanına gitti ve elini çamur içerisindeki eline koydu. Buz tutmuş bedenin soğuğu bedenini titretti. Gözleri kapandığında birkaç damla yaş yere düştü.
"Üzgünüm." dedi elini çekerek. "Çok geç. "
Ult oturduğu yere çöküp kafasını dizlerine dayadı. O sessizce ağlarken Nina çekinerek Pasna'ya baktı. Genç adam genç kızın korkusunu net bir şekilde görüyordu.
"Kendine güven." dedi Pasna elini omzuna koyarak. "Ben sana güveniyorum. "
Nina sessiz bir nefes çekti ve yerde ağlayan adama kısa bir bakış atıp omuzlarını dikleştirdi. Nina, Lidena'nın başına geçmiş ve dikkatle bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...