"Günaydın efendim."Selamına çıkmış kişiye yan bir bakış atıp doğruldu.
"Ne oldu?"
"Duyduk ki köy köy gezip sizi arayan birileri var." dediğinde elindeki ekmeği masaya bıraktı. Bir bez ile gözünden akan yaşı silerken tek kaşını havaya kaldırdı.
"İsimlerini öğrendiniz mi? " dediğinde adam korkuyla başını öne eğdi.
"Maalesef efendim ama nereden geldiklerini az buçuk biliyor gibiyiz." deyince elindeki bezi dizinin üzerine koydu ve tek gözünü adama dikti.
"Konuş."
"Büyücüler. Üç kişiler. İkisi kız. Kızlardan biri ateşe hükmediyor. Sanırım eğitimhaneden kaçmışlar." dediğinde anlamıştı kimin olduğunu.
"Kız kıss boylu mu? "
Adam heyecanla başını salladı.
"Evet! Evet efendim. Kısa boylu, tatlı yüzlü bir kız. Her yerde sizi arıyor."
Eris, sağlam gözünü etrafta gezdirdi.
"Onları buraya getirin." dedikten sonra işaret parmağını baldırında gezdirdi. "Ayrıca köyden insanları sık sık buraya getir." dedi kaşlarını çatarak.
Permeperişan adam onu onaylamış ve kaçarcasına kendini dışarıya atmıştı.
"Ne oldu?" dedi kapı ağzında bekleyen köylüler.
"Efendimiz onları tanıyor. Hiç sinirlenmedi. Hiç korkmayın. Gidip onları getirelim." diyerek diğerleri ile birlikte yola çıktı.
.
.
."Ellerini şu şekilde açmanız gerek majesteleri."
Lidena Puvra adındaki adama dik dik baktı.
"Bu dövüş sanatı neden çift kılıçlı? " dediğinde ada hafifçe gülümsedi.
"Aslında Funn Fia ve Runn Fia birbirlerine aşırı derecede benzer. İkisi de çift kılıç içindir sadece biri diğerini taklit eder. Yani bir önceki öğrendiğiniz sahte bir ikinci kılıcın gölgesidir. Diğerinde alttan vurmak istediğinde kılıçınızı çevirirsiniz. Bunda ise zaten o yöne bakan bir kılıcınız vardır. Bu yüzden döndürmek gerekmez."
Lidena elindeki kılıca baktıktan sonra doğruldu ve onu izleyen Pasna, Vuz ve Ult'a baktı.
"Bana Fanra'nın kılıcını getirin." dediğinde Ult karşı çıkmak istedi ama kızın yüzündeki yanıkları görünce bir şey diyemedi. Kendisi acısı ile yanarken dayanamamıştı. Lidena hem içi hem dışı yanmışken kim bilir nasıl canı acımıştı.
"Emredersiniz." Belindeki arkadaşının kılıcını nazikçe genç kıza uzattı. "Buyrun majesteleri." diğerek eğildiğinde Lidena kılıca tepeden bir bakış attı ve ruhsuz bir ifade ile eline aldı
"Artık ikinci kılıcım var." dediğinde herkes şaşırmıştı. Çünkü bir başkasının kılıcını almak onu ailenden saymakla birdi. Lidena için Fanra onun bir ailesi gibiydi. Tabii ezeli düşmanlar da alırdı kılıçlarını. Onunla gezerlerdi. İbret olsun diye kellesini gezdirmek gibi.
"Kılıçlarınızın kabzasını birbirine dayamalısınız." diyen adam elindeki kılıçları birleştirdi ve sanki uzun tek bir kılıç haline getirdi.
Lidena adama baktı ve kılıçları birleştirdi. Beyaz kabzalı kılıcının yanındaki siyah kabza ile hızla kılıçları birbirinden ayırdı. Onun bu hareketi herkesin pür dikkat ona bakmasına sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...