Tabii, bazı zamanlarda insan ne taraftan bakarsa baksın bazen iki tarafa da hak verirdi. Bu mistik olay her zaman denk gelmezdi elbet. Ama denk geldiğinde, ah bir denk geldiğinde. Ne çok can yakardı. Öyle ki insan kendi doğrularının yanında bir başkasının doğrularını da yakmak göze alırdı. İki tarafta haklı olduğundan atılan her taş kendisine de çarpardı.İşte Lidena ve Eris arasındaki en kötü olay böyle meydana gelmişti.
"Bundan kimseye söz etmeyeceksiniz." diyen Eris ile Lidena kaşlarını çattı.
"Bana emir mi veriyorsun? " dediğinde genç adam yumruklarını sıkmıştı.
"Sonuçta dileklerim bile emirmiş." diyerek gözlerini Fanra'ya çevirdi. "Birkaç adım uzaklaş." dediğinde Fanra isteksizce gerilemişti.
Lidena gözlerini Eris'ten çekmedi.
"Ne yapmayı planlıyorsun? "
"Yapmak istemediklerimi düşünüyordum. Neden seni kandırdığıma bu denli inanıyorsun?" dedi sinirle. "Farkındaysan ben de seninle öğrendim. " dediğinde Lidena itina ile suratına baktı.
"Güçlerinin farkındasın ama hâlâ emir veriyorsun."
Eris dişlerini sıktı.
"Beni öldürecek gibi duruyorsun çünkü! " dediğinde Lidena da ona bağırdı.
"Sen de Fanra'yı öldürecektin!" dedi öfkeyle.
"Eğer ben yapmasaydım sen yapacak gibiydin!"
Lidena susunca Eris bir iki adım attı.
"Bana zarar veremezsin. Vermeyeceksin. Bana karşı çıkma. Şu zamana kadar sana ne zaman karşı çıktım ki? " dediğinde genç kız alay edercesine kafasını geriye attı.
"Ben bana ateş fırlatmış o kızı bin kere öldürmüştüm."
Eris ellerini kaldırdı.
"Şimdi birilerini öldürmediğin için ben mi kötüyüm?" dediğinde Lidena'nın tepesi atmıştı.
"Ben kötüyüm yani? "
Eris gözlerini kaçırdı.
"Sonuçta acımasızca insanları öldüren biris-"
"Seni de öldürmemi ister misin?"
Eris yeşil gözlerini tekrar gözlerine çevirdi. Birbirlerine böylesine düşman olamazlardı. Olmamalıydılar.
"Beni sevmeni tercih ederim. " dediğinde genç kız bir iki adım geri attı.
"Sevmek mi? Lügatımda yok."
Bu hırçın bakışma Fanra'nın araya girmesi ile bozuldu.
"Bizi serbest bırak! " dediğinde Eris öfkeyle bağırmıştı.
"Sen sus! "
Bir anda dudakları mühürlendi sanki. Ellerini ağzına attı Fanra. Bir türlü açılmadı ağzı.
"Demek kirli oynayacağız. " diyen Lidena ile Eris bir iki adım üzerine attı.
"Tıpkı senden öğrendiğim gibi."
"Benim sadece ellerim kirlenir, karakterim değil."Eris genç kıza sinirle baktı.
"Karakterime çamur atan sizsiniz! " dedi öfkeyle. "Madem öyle, o zaman böyle devam edelim." diyerek işaret parmağını Fanra'ya tuttu. "Kimseye bizden söz etmeyeceksin! Zaten başından beri seni sevmemiştim!" diye bağırdı öfkeyle. "Biz beraber yola çıkmıştık. O beni davet etti sense peşimize takıldın. Kim bilir hangi sebepten?" dedikten sonra Lidena'ya döndü. "Ona sordun mu? Kimin tarafından gönderilmiş? Neden bunca zaman peşimizdeymiş? Sordun mu? " dediğinde Lidena gözlerini kıstı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...