82. Lidena "En Yakın Düşman"

353 86 36
                                    


    Evet. Herkes umursardı. Torbalarca para verdiği, değerli taşlarla bezendiği, görenin gıpta ettiği kaftanın çamur olmasını herkes umursardı. Ama o umursamadı. Bu zamana kadarda asla parayı ve mülkü umursamamıştı. Onun gözü saf güçteydi. O... Eğer bir insan tanrıya kafa tutacaksa kendisinin olması gerektiğine inan biriydi.

    İmparator Zeord'tu.

   Mahzenin pis zemininde yürürken kıdemli muhafız kendisine telaş içerisinde bir şeyler izah etmeye çalışıyordu.

   "Efendim, dediğiniz gibi hayatta kalabileceği kadar yemek ve su verdik ama kendisi bir hayli güçten düştü. Böyle devam edersek öleb-"

   İmparator Zeord bir bakışıyla genç adamı karşı duvara savurdu. Aralarından geçen o rüzgar akımı herkesi geri çekilmeye mecbur kılmıştı.

   "Ölmeyecek." dedi korkunç bir kararlılıkla. "Benim kılıçımdan başka hiçbir şey onu sona götürmeyecek!" diyerek adamı bir paçavra gibi fırlatıp attı.

    Çizmeleri birikmiş suyu etrafa sıçratırken hızlıca merdivenlere yöneldi. Yerin onlarca kat dibinde, güneşten metrelerce uzaktaydı o hücre. Herkes ve her şeyden izole edilmişti. Saray muhafızlarında başka hiç kimsenin bilmediği bir yerdi.

   Koridorun kilidi açıldıktan sonra hızlıca içeri girdi ve kafasındaki tacı gelişi güzel bir tavırla düzeltip gülümsedi.

   "Günaydın abi." dediğinde eski İmparator Guan çökmüş yüzünü kardeşine çevirdi.

   "Ne oldu? Zahmet edip yanıma gelmişsin." diyerek eskimiş kıyafetlerini düzeltip yere oturdu. Ona saygı duymadığını suratına vururcasına bağdaş kurmuştu.

  "Yıllar önce ufak bir anlaşma yapmıştık." dedi. Sözlerin üzerine Guan koyu mavi gözlerini Zeord'a çevirdi.

  "Bu yüzden burada değil miyim?" dediğinde Zeord hafifçe güldü ve elini kaldırdı. Gösterişli bir sandalye getirdi muhafızlar. Tam yanına bıraktıklarında asil bir tavırla oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

   "Anlaşmamıza göre karın ve kızın sürgün edilecek sen ise burada ayaklarım altında duracaktın." diyerek tepeden bir bakış attı.

   "Duruyorum işte." dedi Guan kaşlarını çatarak.

   "Ama kızın durmuyor." dedi Zeord histerik bir gülüş ile. "Bırak sürgünden geri dönmeyi, kuzeydeki krallıkları ele geçirmeye başlamış." dediğinde Guan hızla doğruldu.

   "Yıllardır buradayım! Yıllardır güneş görmedim! Anlaşmamıza uyacaksın! Sakın, sakın kızıma zarar vereyim deme... " diyerek tehdit etmek istediğinde Zeord daha da gülmüştü.

   "Ne yapabilirsin ki?" dedi alayla. "Söylesene abi? Ne yapabilirsin?" dedikten sonra diğer bacağını yere indirdi ve hafifçe üzerine eğildi. "Zaten aramızı bozan şey senin uğursuz kızındı." diyerek gözlerine baktı. "Karının ölmesine de sebep oldu."

   Guan dişlerini sıktı.

  "Öyle bir şey olmadı."

  "Karının öldüğünden de haberin yok tabii. Kimse gelip söylemeye zahmet etmemiştir ne de olsa."

   Guan duyduğu sözler ile ne yapacağını
bilemedi.

   "Soğuktan donarak öldü." dedi Zeord. "Soğuktan donarak çok fazla kişi öldü." dedikten hemen sonra ellerini açtı. "Tesla's malikanesindeydi ama." diyerek bir anda bağırdı. "İmparatorluğun en sıcak bölgesi! 20 küsür yıldır buzlar altında! Sorsan karını ben öldürdüm! " demiş ve sinirle ayağa kalkmıştı.

LidenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin