88. Lidena "En Yakın Düşman"

604 117 30
                                    


    "İddiaya girmek ister misin?"

    Önlerine konan içkiler ile keyifle birbirlerine baktılar.

    "Kim istemez?" dedi Faz gülerek. Kaşındaki izi işaret parmağı ile kaşıdı.
 
    "İlk öldüren diğerine bıçağını verir." diyerek belinden gümüş bıçağını çıkarttı ve masaya koydu. Era aralarındaki en çılgın olandı. Gözü hep eğlence arar, en berbat işi bile manyak bir gülümseme ile yapardı. Bu yüzden herkes onun bir psikopat olduğunu düşünürdü.

    "Hadi ama bu bıçağı daya yeni almıştım." diyen Oz da dışı yeşil bir renk ile parlayan bıçağını masaya koymuştu.

   Era gülerek bıçağa baktı ve keyifle geriye yaslandı.

    "İmparator neden küçük bir kız için en iyi suikastçılarını gönderiyor?" dediğinde Faz siyah obradan bıçağını masaya bırakırken kafasını salladı.

   "Sonuçta Asil kandan gelme. " dedi ve Era'ya baktı. "Güçsüz olacağını mı düşünüyorsun?" dediğinde Era ellerini açtı.

   "Mantığımı yürütüyorum. Sonuç olarak doğduğundan beri sürgünde. Asla bizim kadar iyi bir eğitim almadı. Ayrıca İmparatorluk hükmetme yasağı da getirdiğine göre iyi bir şekilde hüküm de veremez." dediğinde Oz kafasını iki yana salladı.

   "Ama o Lidena." dedi büyük bir ciddiyetle. "İmparatorun tarihteki en büyük düşmanı."

   "Aptal şiire inandığınızı mı söylüyorsunuz?" dediğinde Faz da araya girdi.

   "Biz inanmasak bile İmparator inanıyor gibi."

   Era elini vurarak masaya koydu ve ikilinin gözlerine baktı.

    "Yemin ederim ki eğer ki o kız 'dedikleri gibi' bir efsane çıkarsa Zeord ölmüş demektir. Ben de onun safına geçeceğim!"

   Dışarıdan bakılınca sözler ihanet gibi duyulabilirdi. İnsanlar Era'nın Zeord'a ihanet edeceğini sanardı ama Faz ve Oz genç adamı çok iyi tanıdıklarından bunu yanlış anlamamıştı. Era her zaman gücün arkasındaydı. Bu zamana kadar Zeord için her şeyini ortaya koymuştu. Bu eforu sayesinde şimdi en tepedeki gizli savaşçılarından biriydi. Ve kendince emindi ki Zeord'tan güçlüsü Tanrıydı.

   "O zaman hızlıca yola çıkalım." dedi Faz ve önündeki yeşil bıçağa baktı. "Şunda gözüm kaldı."

   Üç erkek bu laf üzerine gülüşmüş ve içkilerini içip yola koyulmuşlardı. Uğradıkları köylerden birinden geçerken karşılarına garip kılıklı birkaç insan çıkmış ve onların yolunu kesmişti.

    "Siz de kimsiniz?" dedi Era sabırsızca. "Acelemiz var, çabuk konuşun." diyerek yerinde sallandı.

   "Burada geçemezsiniz." diyen adama bakan Faz gözlerini Oz'da gezdirdi.

   "İçki mi içmiş?" dediğinde Oz kaşlarını çatmıştı.

   "Düşünemiyor gibi ama sarhoş da gözükmüyor."

   Oz'un sözleri ile Faz öne çıkmış ve adamlara bakmıştı.

   "Siz kimsiniz?" dediğinde adam garip bir şekilde Faz'a dönmüştü.

   "Biz efendi Eris'in kullarıyız." diyerek ellerini açtı. "Sizi de efendi Eris'e götüreceğiz." dediğinde Era sabırsızca yerinde zıpladı zıpladı ve sonunda yüksek sesli bir şekilde havayı dışarı üfledi.

   "Bir siktirip gidin!" diye bağırıp da kılıcını çıkardığında adamlar tepki bile verememişti. Üç hamlede üç koca adamı doğramış ve etrafı kana bulamıştı.

LidenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin