Gökyüzünün ortasında, gecenin yarısında, devasa bir hayvanın sırtında, kendisine yaslanıp uyuyan kıza baktı Asır. İnanamadı. Daha ne kadar şaşırtabilirdi kendisini?Babasının baş düşmanının yeğeni miydi şimdi bu kız? Gezegenin üzerinde ilgisini çekmeyi başarmış, en sıra dışı kadın.
Lorgan'ı bir kasabanın arkasına indirdi ve genç kızı kucağına aldı. Gece olduğundan çok fazla insan dolanmıyordu ortalıkta. Kendi üzerindeki kabanı ile de sarıp sarmalamıştı genç kızı. Belli olmuyordu ne olduğu. En sonunda tüccarların yanında bir konağa ilerledi.
"Boş bir odanız var mı?" dediğinde yaşlı adam elini göbeğine attı ve ters bir bakış attı kucağına.
"Hanımda sorun istemiyorum." dediğinde Asır kafasını salladı.
"Sorun olmayacağına temenni veriyorum. " diyerek elini cebine attı ve yüklü bir miktar para bıraktı.
Yaşlı adam hafiften oturuşunu değiştirdi ve bir anahtar çıkardı çekmeceden.
"Üçüncü kat, 4. oda." dediğinde Asır anahtarı alıp merdivenlere yöneldi. Onun peşi sıra ise yaşlı adam heyecanla paraları saymaya başlamıştı.
Odasına geldiğinde Lidena'yı özenle yatağa yatırmıştı. Uyurken bile belindeki kılıcını tutuyordu deli kız. Bu onu hem gülümsetmiş hem de bir hayli germişti. Eskiden kimden intikam almak istediğini kestirebileceği bie upucu yoktu. Ama şimdi düşündükçe aklına kötü kötü senaryolar geliyordu. Çünkü bahsi geçen insan kendisinin de düşmanıydı.
Yatakta uzanan kıza bakıp oturdu yatağa. Ellerini alnına koydu. Dirseklerini dizlerine dayadı. Ne yapması gerektiğini kestiremedi genç adam.
Sessizliğin uzadıkça uzaması sinirlerini bozdu. Aklına hiçbir şey gelmiyordu. İşin sonunda onu öldürmeli miydi? Öldürmese babası kendisini öldürürdü. Onu da öldürürdü tabii.
Duyduğu anlamsız sesler ile kafasını kaldırdı. Saat gecenin üçüydü.
"Ne?" diyerek Lidena'ya baktı.
"... "
Genç adam oturduğu yerden eğildi ve Lidena'ya bakmaya çalıştı.
"Ne dedin?"
"..."
Asır anlamadıkça meraklandı. Saçlarını geriye taradı ve biraz daha yakınlaştı genç kıza.
"Ne diyorsun?" dediğinde Lidena bir anda bağırmıştı.
"Hava soğuk! Tüm ordu eve! " diyerek elini havaya kaldırdığında Asır gülerek kendisini yatağın diğer tarafına attı. "Bu gece kimse donarak ölmeyecek!" diye bağırdığında Asır seslice gülmüştü. Hafifçe doğruldu ve yönünü genç kıza döndü. Dirseğini yastığa, elini ise yanağına dayamış bir vaziyette genç kızı izlemeye başlamıştı. "Ben halkıma güneş bile olurum! " deyip de kaşlarını çattığında Asır şaşırıp kaldı resmen.
"Demek sarhoş ve uykuluyken bambaşka bir şeysin." diye mırıldandı sıra yüzündeki gülüş hızla silindi.
Genç kızın siyah saçlarının kızıl uçları hafifçe parlamaya başlamıştı çünkü. Etrafa yayılan ısıyı hisseden Asır telaşla saçlarını tuttu.
"Dur! " dedi saçlarını söndürmeye çalışarak. "Soğuk değil ki. " deyip tutuşmak üzere olan saçlarını üfleyerek söndürmeyi bile denemişti.
"Soğuk..." diyerek ellerini kaldıran kızın ellerini tuttu hızlıca.
"Hayır, hayır değil." dediğinde Lidena öylece durup hiç hareket etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...