Bölüm 23

6K 428 21
                                        

Emir'in beni korumaya çalıştığı gibi...O da mı bir kurttu? Beni sıkıştıran vampir onun insan olmadığını söylerken haklıymış demek ki. Edindiğim ilk arkadaşımın bir kurtadam olması ne kadarda sıradışıydı. Yani bu şu demek oluyor hala insanlarla arkadaşlık kuramıyorum. Derin bir nefes alıp o kurtadama sordum
"Peki Emir de mi bir kurtadam?"dedim. Bu okulda iki seçeneği vardı ya kurtadam ya da vampir olacaktı. Bu sefer soruma gruptan başka biri cevap verdi. Üstünde beyaz bir tişörtü vardı. Yüzünü pek seçemedim.
"Evet o da bizden. Güney de bir kurtadam. Ama onlardan asla sana zarar gelmez."dedi yanımdaki kurtadam onun cümlesinin devamı getirdi
"Evet sadece Emir değil biz de sana zarar vermeyeceğiz. Bizden korkma tamam mı? Bir vampir seni sıkıştırırsa bizden birine söylemen yeterli."dedi. Kurtadamlarla vampirlerin birbirlerini sevmediğini zaten biliyordum. Aslında bunu herkes biliyordu. Müdür hangi akla hizmetse iki ırkıda aynı okula koymuştu. Yanımdaki kurtadam ayağa kalktı. O kalkınca bende kalktım. Üstünü silkeledi ve konuştu
"Sen odana gitsen iyi olur. Bizim antrenman yapmamız gerekiyor. Bizden biri seni odasına bıraksın."dedi. Gözünü kalabalığa dikti. Birini gözüne kestirdi
"Batın sen götürür müsün kızı?"dedi. Batın mı!!! O da bir kurtadam mıydı? Onun burada olduğunu görememiştim. Kalabalıktan öne doğru biri geldi. Kot pantalon ve siyah bir tişörtü vardı. Evet bugün okulda bu kıyafetleriyle gördüm. Otuz iki dişiyle gülüyordu resmen
"Tabi ki de götürürüm."dedi. Başka ne diyecekti sanki. Tabi ki kabul edecekti. İtiraz etme hakkımı kullansa mıydım? Aslında tanıdık biriydi ona onlarla ilgili sorular sorup bana saçma sapan şeyler söylemesini belki engelleyebilirdim. Batın bana doğru geldi ve kolunu omzuma koydu
"Hadi gidelim Mary'ciğim."dedi. Kolunu omzumdan sertçe itip yürümeye başladım. Nasıl olsa arkamdan geliyordu bu yüzden adımlarımı hızlı hızlı atıp arama mesafe koyabilirdim. Uçurumdan uzaklaşmaya başladık. Bana doğru koştu ve yanıma geldi
"Ne bu şiddet bu celal!"dedi. Ha ha çok komik. Dünyadaki en komik komedyen olsa bile ona asla gülmezdim. Yine susmaz çenesiyle konuşmaya başladı
"Artık benim ne olduğumu biliyorsun. Benimle çıkmak için can attığını biliyorum. Ama sana o şansı bir kere verdim ama sen geri teptin canım. Yani çıkamam seninle. Üzgünüm."dedi. Yine saçma sapan konuşmaya başladı. Sürekli ondan hoşlanıyormuşum algısı yaratmasından bıkmıştım. Sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Ona dönüp sakin bir sesle konuşmaya başladım
"Batın'cığım bunları sonra konuşsak olmaz mı? Bugün yaşadıklarım hiç normal değil çok yorgunum sende daha fazla üzerime gelme lütfen."dedim. Yüzündeki neşe koyboldu. Evet çok yorgundum o hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu. Ama olmuştu bugün hayatım değişmişti. Belki yarın yatağımda ölü bulunacağım. Sağ kalıp kalmamam bile daha belli değilken bana böyle davranamazdı. Onlar için kolaydı. Güçlüydüler vampirlerle savaşabilirlerdi. Ama ben aslanın önündeki yavru ceylan kadar savunmasızdım. Ölümü beklemekten başka çarem kalmamış gibi.
"Özür dilerim bir an aklımdan çıktı."dedi. Bu seferki özür içten bir özürdü. Böyle davrandığını hiç görmemiştim. Önüme dönüp yoluma devam ettim. Büyük bir heyecanla geldiğim bu yollardan üzüntüyle ayrılıyordum. Keşke bu sırrı öğrenmeseydim. İnatçılık yapmasaydım ve Emir'in sözünü dinleseydim keşke. Merak diye bir duygu ben de hiç varolmasaydı keşke. Yine fayda etmiyordu keşkeler. Odama gidip sonsuza kadar uyumak istiyordum. Ama hala o vampir odamdaysa. Bu belirsizlikler o kadar kötüydü ki. Kendi odan da bile rahatça uyuyup oturamıyordun. Ya hala beni izliyorsa? Şuan yanımda da olabilir. Yine beni kesmeye gelecekse. Diye cümleler beynimi işgal ediyordu. Batın'a bununla ilgili bir şey sorabilirdim belki de. Ona döndüm elleri ceplerinde karşıya bakarak yürüyordu
"Bir vampirin görünmez olma yeteneği var mı?"dedim. Kafasını bana çevirdi. Ciddi bir tavırla cevap verdi
"Hayır yok. Onlar hızlıdır, güçlüdür. Bazılarının farklı farklı yetenekleri vardır. Geleceği görmek, düşünce okuma gibi ama asla görünmez olamazlar."dedi. Peki o vampir nasıl görünmez oluyordu? Odam da sesler duyuyordum ve o konuşuyordu yani görünmez olabiliyordu.
"Ama o olabiliyor."dedim. Bana anlamayarak baktı
"Daha yeni ki vampir mi?"dedi. Evet anlamında kafamı salladım. Tekrar karşıya bakıp konuşmasını sürdürdü
"Birkaç büyü öğrenmiştir. Onlarla görünmez oluyordur. Sen onu başka nerede gördün?"dedi. Ona anlatsa mıydım? Hayır Emir'e anlatacaktım ama ona anlatmazdım. Arkadaşları Emir'in çok sinirli olduğunu söylemişti. Eğer ona o vampir gecenin bir vakti beni kesmeye çalıştı desem delirirdi. Herhalde kesin o vampiri öldürürdü. En iyisi Güney'e söylemekti. O soğuk kanlı birine benziyordu.
"Uçurumdan başka bir yerde görmedim."dedim. Yalan söylediğimi anlamıştı. Çok fazla yalan söylüyordum ama hiçbirine inandıramıyordum. Tekrar sessizlik oluştu. Buradan kurtulmak istiyordum ama odama da gitmek istemiyordum. O şey mutlaka orada olacaktı. Büyü de yapıyordu. Peki büyüleri nereden öğreniyordu? Onlar bir vampirdi. Büyü yapmayı bilmemeleri gerekiyordu
"Nasıl büyü yapıyorlar?"dedim. Durdu ve bana döndü. Ben de durdum ve onu dinlemeye başladım
"Bize en başta birkaç büyü öğretirler. Basit numaralar. Mesela uyumak için, yaraları iyileştirmek için ya da kendimizi tok tutmak için numaralar öğreniriz. Çünkü burada ağır yaralanabiliyoruz onları iyileştirmemiz gerekiyor. Ama gerçek büyüleri cadılar yapıyor. Şimdi sen bunun için ayrı bir şok daha geçireceksin, haklısında. Evet cadılar da var. Mesela okula gelen üç kız var ya onlar cadılar."dedi. Onun da dediği gibi yeni bir şok daha geçiriyordum. Cadılar mı? Şu filmlerde uzun siyah elbiseler giyip başlarına sivri şapkalar takan insanlardan mı bahsediyordu? Ve birisi benimle arkadaş olmuştu. Bana tuhaf gelen şey demek ki oymuş. Birden bire bana arkadaşlık teklifi etmesi, karşılıksız yardım etmesi bana çok anormal gelmişti. Kim tanımadığı birine bunları yapardı ki. Bu kadarı da fazlaydı benim için. Bu gerçekleri beynim hazmedemiyordu. Çünkü beynim yıllardır bu karakterleri bir efsane olarak biliyordu. Onların gerçek olduğunu duymak onu sarsmıştı. Otomatik olarak ben de sarsılmıştım. Daha fazla soru sorarsam daha çok şeyle karşılaşacaktım. Yeni bilgileri kaldıramazdım. Bugün yeterince şey öğrenmiştim. Yoluma devam ettim. Okulun dış kapısına gelene kadar hiç konuşmadık. Kapıya gelince durdum. İçeriye girmek istemiyordum. Beni öldürmek için bekleşen vampirler vardı.
"Sana bir şey olmayacak. Biz varız."dedi Batın. Ondan bu sözler duymak tuhafıma gitmişti. Genelde dalga geçen bir kişilik olduğu için bu söyledikleri bana inandırıcı gelmiyordu. Kapıyı elimle ittim. Cızırtılı bir sesle geriye doğru gitti. O kocaman bahçe yine kendini gösterdi. Buralar bana artık korkutucu geliyordu. Karanlıklardan birileri fırlayacakmış gibi. Batın içeriye girdi ve bana döndü
"Şimdi eskisi gibi davranmaya devam edeceksin. Kimse senin sırrı bildiğini bilmiyor. Dikkat çekecek hareketler yapmasan iyi olur."dedi. Çok kolay bir şeymiş gibi söylüyordu. Ben bunları hazmedememişken bir de hiç olmamış gibi davranacaktım. İçeriye girdim ve Batın'ı takip ettim. Şuan tek güveneceğim kişi malesef oydu. Kesin bu yaptığı iyiliği yine başına sokacaktı. Bir daha ondan yardım istemeyeceğime kendime söz vermiştim ama yine sözümü tutamamıştım. Binadan içeri girdik. Hiç konuşmadan odama gittik. Koridorlarda hiç öğrenci yoktu. Odama gelince anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. İster istemez ellerim titremişti. Çünkü o vampir hala odamda olabilirdi. Eğer odamdaysa ölüme yürüyordum resmen. Kapıyı ittim. Odam bıraktığım gibiydi. Batın'a döndüm.
"Teşekkür ederim."dedim sessizce. Gülümsedi
"Önemli değil. Kuşkun olmasın bu yaptığım iyiliği başına kakmayacağım."dedi. Gülümsedim. Ruh hali değişik biriydi. Yani söyledikleri yaptıklarıyla bazen çelişebiliyordu. Devam etti
"Bir yardıma ihtiyacın olursa benden isteyebilirsin. Ama karşılıklı olacak. Bu sana yaptığım karşılıksız son iyilik ona göre. Sırrı öğrendin diye indirim filan yapacağımı sanma."dedi. Onun bu sözleri ancak beni güldürüyordu. Ona tamam anlamında kafamı salladım ve içeri girdim. O da gidince kapıyı kapattım ve ışığı açtım. Hala aç değildim. Bunu anlamıyordum. Kaç gündür yemek yemiyordum ama hala acıkmamıştım. Bu yüzden hemen yatağa gittim. Üstümü değiştirmeden yatağa girdim. Yatağın kenarındaki masadan kulaklığımı aldım. Cebimden telefonu çıkardım ve kulaklığı telefona taktım. Herhangi bir müzik açarak kulaklıkları kulağıma taktım. Müziği son ses yaptım ve gözlerimi kapadım. Eğer o vampir bu odadaysa onu görmezdim ve duymazdım. Bana dokunmaması içinde örtüyü kafama kadar çektim. Artık biran önce uyumalıydım. Kuracak bir hayal aklıma gelmiyordu. Geleceğe dair hiçbir beklentim kalmamıştı. Sadece gözlerimi kapayıp uykunun beni buradan almasını bekledim. Vücudum gevşemeye başlayınca uykunun geldiğini anladım ve beni almasına izin verdim.

BLOODY MARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin