Kafamı cama yasladım. Dışarıyı izlemeye başladım. Hala tam olmadığımız için otobüs hareket etmiyordu. Nereye gideceğimizi bilmiyordum. Artık daha fazla merak etmemek için Batın'a döndüm
"Nereye gidiyoruz?"dedim. Şaşkınlıkla baktı
"Bilmiyor musun? Lunapark'a gidiyoruz. Bir de piknik yapacağız orada.Okul açılmadan müdür böyle bir şey yaptı."dedi. Düzgün bir cevap vermesi beni şaşırttı. Kendimi ele vermeden konuştum
"Piknik mi? Kimse bir şey getirmedi ki."dedim. Güldü
"Cadılar neden geliyor sanıyorsun."dedi. Mantıklıydı. Cadıları bu işler için kullanmaları komikti. Telefonum titredi. Emir mesaj atmış olmalıydı. Mesajı açtım
"Mary beni kızdırma ve cevap ver. Batın'la neden oturuyorsun?"yazıyordu. Bir de kızıyordu. Hem suçlu hem güçlü. Mesajı umursamadım ve Batın'la konuşmaya devam ettim
"Vampirler gelemiyor yani."dedim. Bu onlar için zor olmalı. Güneşi asla göremiyorlardı. Sonbaharı sevsem bile güneşe ihtiyacım vardı. Onların yerinde olmak istemezdim. Batın güldü
"Evet çok acınası bir halleri var."dedi. Tabi ki iki ırk düşman oldukları için birbirlerine acımak, küçük düşürmek için fırsat arıyorlardı. Hafifçe gülümsedim ve tekrar cama döndüm. Bütün öğrenciler binmişti. Araba çalıştı ve hareket etmeye başladık. Telefonum yine titredi. Mesaja baktı.
"Eğer cevap vermezsen oraya gelir o Batın'ı gebertirim."diyordu. Çok sinirlenmişti. Cevap yazsam iyi olurdu.
"Ben seninle oturacağımı sanıyordum ama sen gidip o cadıyı tercih ettin. Şimdi bana kızmaya hakkın yok." yazıp gönderdim. Hayır kıskanmıyordum. Ama benimle oturması gerekiyordu. Bu okulda en iyi arkadaşımdı. Benimle oturmalıydı. Önceden söyleseydi o zaman ben başka birisiyle oturacağım diye. Ben de bu triplere girmezdim. Telefonum titredi. Mesaja baktım
"Ben de seninle oturacaktım ama o kız gelip yanıma oturdu onu kovamazdım."yazıyordu. O kızı kovamazsa ben de Batın'ı kovamazdım. Durumlar eşitti. Bir kez daha telefonum titreşti
"Ama o Batın yanından gidecek."diyordu. Hala kıro erkek havalarındaydı. Sinirlendim. Onun gıcığına Batın yanımda duracaktı. Hemen cevap yazdım
"Hayır gitmeyecek. O kız nasıl yanından gitmiyorsa Batın da gitmeyecek."yazdım ve gönderdim Bu tavırlarımı yanlış anlayabilirdi ama artık umrumda değildi. Batın'la konuşmayı düşündüm. Batın'a döndüm ve gülümsedim
"Sen hala beni sevgilinle tanıştırmadın."dedim. Bana şaşırarak baktı. Emin olmayan bir sesle konuştu
"Bu tür konuşmayacağımızı söyledin."dedi. Benimle ilgili konuşursa sinir bozucu oluyordu. Yoksa sorun yoktu. Hemen karşılık verdim
"Benimle ilgili konuşmadığın sürece sinir bozucu olmuyorsun."dedim. Güldü
"Peki o zaman. Sevgilim yok. Uydurdum ve sende inanmışsın."dedi. Telefonum titreşti. Batın'a mahçup bir gülümseme atıp mesaja baktım
"Mary benim kan dökmemi mi istiyorsun? Kızı yanımdan kovamam ama sen onu kovabilirsin. Ve bence kov. Yoksa çok kötü şeyler olacak."yazıyordu. Bir iç çektim. Hala kıro erkek havalarını devam ettiriyordu. Ona cevap yazdım
"Otobüste başka yer yok. İstese de gidemez. Eğer sen o cadıyla oturmasaydın bu şeyler olmayacaktı."yazdım ve gönderdim. Tekrar Batın'la konuşmaya başladım
"Evet inanmıştım. Yani yakışıklı gibisin ve özgüvenin de tavan durumda bir sevgilin var sanıyordum."dedim. Güldü
"Tabi ki yakışıklıyım ama işte okulun durumu ortada burada vampirlerden başka kız yok."dedi. Önceden aklıma takılan soru geldi. Hemen soruverdim
"Niçin kurt kızlar yok?"dedim. Ciddi bir tavır alındı
"Kurtadam virüsleri var. Kanına karıştığı an seni bir kurtadama çevirir. Bağışıklık sistemi güçlü olan sorunsuz bir şekilde kurtadam olur. Yani erkeklerin bağışıklık sistemi kızlarınkinden daha güçlü. Kızlara o virüs bulaştığı an vücut bunu kaldıramıyor ve ölüyor."dedi. Bu okuldan bir kurtadam olmayacağım kesindi. O virüsü benim vücudum asla kaldıramazdı. Emir'in ayağa kalktığını gördüm. Bize doğru geliyordu. Yoksa Batın'a bir şey mi yapacaktı? Gelip Batın'ın başına dikildi. Soğuk bir sesle konuştu
"Batın iki koltuk önde boş bir yer var git oraya otur. Lafımı da ikiletme."dedi. En azından kavga olmayacaktı. Batın rahat bir tavırla konuştu
"Kızı terk ediyorsun bir de utanmadan yanındaki arkadaşını kovuyorsun. Sana hiç yakıştıramadım."dedi. Ama böyle giderse bir kavga çıkacağa benziyordu. Emir ona yaklaştı, sesini kıstı
"Sana ikiletme dedim. Git buradan Mary'nin yanına ben oturacağım."dedi. Batın bana baktı. Güldü
"Çok kaba birisi. Bir de bunu benden daha üstün tutuyorsun. Neyse bir tatsızlık çıkmadan ben gideyim."dedi. Kafamı tamam anlamında salladım. Emir geri çekildi. Batın koltuktan kalkıp iki koltuk ilerdeki yere oturdu. Emir yanıma geçti. Bir şey söylemeden tekrar camdan dışarıyı izledim. Geçtiğimiz yerleri tanımıyordum. Daha okulun nerede olduğunu bile bilmiyordum. Şehir içinde mi yoksa dışında mıydı? Öğrenirsem elime bir şey geçmeyeceği için sorma gereği duymamıştım
"Konuşmayacak mısın?"dedi Emir. Ona bakmadan cevap verdim
"Konuşacak bir şey yok."dedim. Ona tavır yapmıyordum. Gerçekten konuşacak bir şey yoktu. Ofladığını duydum
"Sana o kızı yanımdan kovamazdım dedim ya. O bir kız senin gibi. Ona kaba davranamazdım."dedi. Saçmalıyordu. Kovmaktan başka seçenekleri daha vardı. Mesela burası dolu başka biri oturacak da diyebilirdi. Sesimi biraz alçaltarak ve yine ona bakmayarak karşılık verdim
"Sana karışmıyorum. Ne yaparsan yap."dedim. Belki fazla davranıyor olabilirdim ama beni tek başıma bırakmıştı. Belki de ilk arkadaşım olduğu için ona bu kadar kırılmıştım. Emir tekrar konuştu
"Mary yapma böyle."dedi. Ona döndüm.
"Neyi yapmayım Emir? Seni rahat bırakıyorum işte. Sana karışmıyorum."
"Karış bana. Beni kısıtla. Beni rahat bırakma. Sürekli rahatsız et. Ama bana uzak davranma. Senin varlığını hissetmek istiyorum."dedi. Yine bana manevi anlamda yaklaşıyordu. Olmaz Emir lütfen bunu anla. Artık bu konuyu burada kapatmalıydık. Bakışlarımı ondan kaçırarak konuştum
"Emir, sen ve ben olamayız. Ben başkasını seviyorum. Ondan haber bile alamasam da ben onu seviyorum. Beni arkadaş olarak gör. Senin üzülmeni istemiyorum. Aramıza mesafe koyarsak ikimiz içinde en iyisi olur."dedim. Bunu dediğime inanamıyordum. Ona en çok ihtiyacım olduğu zamanlarda onu kendimden uzaklaştırmıştım. Daha fazla konuşup onu kırmak istemiyordum. Cama döndüm. Sadece sessizliği istiyordum. Kimse konuşmasın beni yargılamasın, beni eleştirmesin istiyorum. Durup düşünmek yine o saçma hayallerimi kurmak istiyorum. Normal bir hayat istiyorum. Çok mu şey istiyorum? Emir bir şey demedi. Çok büyük bir hata yapmıştım. Ona bunları söylememem gerekiyordu.
"Nasıl istersen."dedi kısık bir sesle ve yanımdan kalktı. Aferin Mary sana aferin. Kocaman bir alkış bana. En iyi arkadaşını kaybettin. Seni umursamayan Bora için onu kaybettin. Tekrar eski yerine oturdu. Batın bu tarafa doğru geliyordu. Bu ortamdan kopmak için cama bakıp hayal kurmaya başladım. İyi bir gelecek. Güzel bir iş. Ve iş arkadaşı olarak tanışıp sonra evlendiğim o adam. Olması gereken bunlardı zaten. Ama hayatıma annem burnunu sokup mahvetmişti. Babamı elimden almıştı. Gülümsememi elimden almıştı. Arkadaşlarımı elimden almıştı. Şimdi de hayatımı elimden alıyordu. Ve ben buna mani olamıyordum. Batın yanıma oturdu
"Göçebe bir hayat sürmeye başladım. Sürekli yer değiştiriyorum."dedi. Onunla muhabbet edecek havamda değildim. Onu duymamış gibi davranmaya devam ettim
"Emir'le aranızda bir şey mi oldu?"dedi. Konuşmak istemiyordum. Konuştukça daha fazla soru soruyorlardı. Ona cevap vermedim
"Baya kötü şeyler olmuş. Tamam anladım ve sustum."dedi. En azından susucaktı. Karşılıksız bir yararı dokunmuştu. Telefonum titreşti. Ekrana baktım, Güney'dendi. Mesaja baktım
"Bir şey mi oldu?"yazıyordu. Ben ne kadar susmayı istiyorsam beni daha çok konuşturmak istiyordular. Güney'e cevap yazmak zorundaydım
"Bir şey olmadı."dedim. Birisi bunu diyorsa mutlaka bir şey olmuştur. Ama diyecek başka bir sözüm yoktu. Telefonum titreşti. Mesaja baktım
"Ben de inandım zaten. Noldu diyorum."yazıyordu. Ona kısa bir özet geçip çenesinden kurtulmak en iyisiydi.
"Ona sen ve ben olamayız dedim. Ümit beslememesi söyledim ve ona benden uzak dur dedim. O da dediğimi yapıp yanımdan gitti. Bu kadar."yazdım ve gönderdim. Odama geri dönmek istiyordum. Hayatımda bir kere lunaparaka gitmiştim. Eğer bugün bu olaylar yaşanmasaydı çok eğlenecektim. Telefonum titreşti
"Hala aklın Bora'da mı? Sana değer verseydi mutlaka bir şeyler yapardı. Emin ol Emir sana ondan daha çok değer veriyor. Senin için çok uğraşıyor. Bu piknik için günlerdir müdüre yalvarıyor. Sırf seni mutlu görebilmek için. Seni bilerek kahvaltılara çağırmıyor hep kendisi getirmeye çalışıyor. Bu salak seni çok seviyor."yazıyordu. Ben gerçekten büyük bir hata yapmışım. Belki de haklıydı. Beni hiç umursamayan birisine bağlanmış duruyordum. Ve onun için Emir'i kırmıştım. Of Mary sürekli hata yapmaktan bıkmadın mı? Bu pikniği benim için ayarlamıştı Emir. Beni mutlu görebilmek için. Ben bu sevgiye layık değilim ki. Güney'e cevap yazdım.
"Emir beni hak etmiyor. Onun kırılmasını, üzülmesini istemiyorum. Ona arkadaş gözüyle bakabiliyorum. Başka türlüsü olmuyor. Lütfen beni de anlayın."yazıp gönderdim. Batın koltuğa yaslanmış uyuyordu. Bana dönüktü. Derin bir iç çektim. Keşke hiç arkadaşım olmasaydı. Sessiz sedasız bu okulda ölseydim de bu zorlukları yaşamasaydım. En iyi arkadaşının sana aşık olması kadar kötü bir durum yok. Telefon titreşti. Mesaja baktım
"Emir için ölmeyi göze aldın sen. Onu kırmak istemediğini biliyorum. Onun duygularıyla oynamak istemiyorsun. Ben bir de Emir'le konuşayım. Böyle küs olamazsınız."yazıyordu. Emir'i bu konu hakkında sıkıştırmasını istemiyordum. Onu yeteri kadar üzmüştüm zaten. Hızlıca cevap yazdım
"Hayır yapma bunu. Biraz rahat bırakmalıyız onu. Düşünmeye vakti olsun. Onu bu konular hakkında konuşup sıkıştırma."yazdım ve gönderdim. Birden omzuma bir şey düştü. Batın'ın kafası. İrkildim. Benim omzumda uyuyamazdı. Bu manzarayı görenler başka yorumlardı. Telefon titreşti. Mesaja baktım
"Sen karışma. Biz erkek erkeğe konuşucağız."yazıyordu.Gözlerimi devirdim.Sanki devlet işlerini konuşuyorlardı. Böyle havalara girmesi komikti. Emir'in ayağa kalktığı gördüm. Batın'la beni böyle görürse artık Mary diye bir şey kalmazdı. Göz göze geldik. Bakışlarını omzumdaki Batın'a kaydırdı. El çabukluğuyla Batın'ın kafasını diğer tarafa ittim. Ve olabildiğince cama tarafına yapıştım. Bir şey olmamış gibi davranarak telefonumla ilgilenmeye başladım. Emir yanımızdan geçip Güney'in olduğu tarafa doğru geçti. Ne konuşuyorlardı acaba? Arkaya bakmaya çalıştım ama olmadı. Koltuklar küçüktü. Ve sürekli Batın ile temas halinde kalıyorduk. Bakmaya çalıştıkça yanlış durumlara düşüyordum. Beklemeye başladım. Bazen her şeyi oluşuna bırakmak gerekirdi. Telefonumu kurcalamaya başladım. Telefonumda yeni özellikler bile keşfediyordum. Bu aleti müzik dinlemek dışında pek kullanmadığım içindir. Emir tekrar yanımızdan geçti. Hiç bana bakmadan oturdu. Onu kaybedeceksem bu yüzden kaybetmemeliydim. Ona bir mesaj yazdım
"Emir özür dilerim. O dediklerimi hiç söylememiş gibi davransak ve öyle devam etsek."yazdım ve gönderdim. Heyecanla ekrana bakıyordum. Cevap yazacak mıydı? Birkaç dakika sonra mesaj attı. Hemen mesaja baktım
"Ama söyledin Mary. Sen suçlu filan değilsin. Olmamız gereken bu zaten. Senin bir sevgilin var. Benim sana böyle davranmam büyük hataydı. Artık dediğin gibi aramıza mesafe koyacağım. Bir arkadaş nasıl olması gerekiyorsa öyle olacağız."dedi. Bugünü kendime berbat etmiştim. Ama olmaz illa bir şeyler söylemem gerekiyordu değil mi? Birilerin kalbini kırmak zorundaydım sanki. Dudağımı kemirmeye başladım. Camdan dışarıyı izlemeye devam ettim. Bir süre sonra araç durdu. Kocaman bir lunaparka gelmiştik. Etrafta da piknik yapacak yerler vardı. Otobüsün kapıları açıldı. Öğrenciler birer birer inmeye başladı. Batın'ı uyandırmalıydım. Onun kolunu dürttüm
"Hadi uyan geldik."dedim. Hiç beni zorlamadan uyandı. Gözlerini ovalayarak etrafa bakındı ve ayağa kalktı. Koltuktan çekilince bende ayağa kalkarak koltuktan çıktım. Bacaklarım uyuşmuştu. Ortadaki kapıya yöneldim. Arkamdan Batın geliyordu. Dışarıya çıktık. Hemen Emir'i aradım ve buldum. Yine o kızla beraberdi etrafında üç tane de erkek arakadaşı vardı. Güney'i aradım. O da Kader'le beraberdi. Onu hiç rahatsız etmemeliydim. Kızla ortamı kurmuşken her şeyi bozduğum gibi onları da bozmayım. Batın arkadaşlarının yanına gitti. Evet Mary eskiye yine döndün, yalnızsın. Kimse yok etrafında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOODY MARY
VampirHayattan umudunu kesmiş bir genç kız. Kendini olmayacak hayallerle oyalarken annesinin müdahelesiyle kendini olağanüstü canlıların arasında buluyor. Yine korkaklık yapıp saklanacak mı yoksa her şeye inat hayatta kalmayı başarabilecek mi? Henüz hiçbi...