Bölüm 46

4.7K 366 2
                                        

Ben olsam sessizliğimle, surat asmamla her şeyi belli ederdim. Güney hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Ailesi ona işkence yapmaya devam ediyordu acaba hala onları seviyor muydu? Kırgın ya da kızgın olabilir ama onları hala sevdiğine eminim. Güney her şeyin altından kalkabilir birine benziyor. Emir'le koridorda ilerledik. Sınıfa gelene kadar hiç konuşmadık. Sınıfa girdik. Gözlerim Bora'yı aradı. Arka sırada oturmuş bir şeyler karalıyordu. Onu çok mu üzdüm ki? Ama onun da bana gerçekleri söylemesi gerekiyor. Biz sevgiliyiz bütün her şeyi paylaşmamız gerek. Şimdi farkına vardım da ben de ondan çok şey saklıyorum. Emir'le zaman geçirdiğimi, fazla yakınlaşmaları ve özellikle okulun sırrını ondan saklıyorum. Yoksa yine ben mi haksızım? Hayır haksız olamam. Bundan sıkıldım. Bu sefer kesinlikle ben haklıyım kim ne derse desin. Emirle sıraya geçtik. Ben pencere tarafına oturdum. Sonra da Emir oturdu. Güney ön sırada telefonuyla uğraşıyordu. Yanındaki ise uyuyordu. Güney'den özür dilemem gerekiyor muydu? Ona saçma sapan bir video çekmeliyim. Beni affedebilir. İçeri matematikçi girdi. Hala inanamıyorum bu hoca Emir'in abisi. Hiç benzemiyorlar. Mavi göz dışında benzer hiçbir yanları yok. Emir'e döndüm. Fısıltı şeklinde konuştum
"Ama bir şeyi de kabul etmek lazım abin çok yakışıklı."dedim. Emir somurtarak bana döndü. Sesini yükseltmemeye çalışarak konuştu
"O benim abim değil."dedi. Kaşlarımı çattım. Ona tonlarca laf söylemeye çalışıyorken öğretmen beni çağırdı
"Mary buraya gelebir misin?"dedi. Ona döndüm. Masasına oturmuştu. Parmaklarını kenetlemiş ve dirseklerini masaya koymuştu. Bana sevecen şekilde gülümsüyordu. Kafamı anlayışla salladım. Emir'e döndüm kalkması için bekledim. Yine uyuzluğu tutmuştu. Çok yavaş hareket ederek kalkıyordu. Sonunda kalkınca ben de kalktım ve öğretmenin yanıma gittim. Sesini kısarak konuştu
"Herhangi bir sorun yaşıyor musun? Buradaki öğrencilerle ilgili."dedi. Biraz gerçekçi olarak anlatsam iyi olurdu. Sırrı bildiğimi o da bilemezdi. Önceki düşüncelerimi paylaşmalıydım. Ben de sesimi kıstım
"Bana ters ters bakmaları dışında hayır."dedim. Emir'in abisi olduğuna göre o da kurtadamdı. Gülümsedi ve ayağa kalktı. Sınıfa hitaben konuştu
"Arkadaşlar ben iki dakika sınıftan çıkıyorum sesinizi çıkarmayın."dedi. Ne kadar kurtadamlı ve vampirli bir okulda olsa bizim sıradan bir okuldan farkı yok gibiydi. Öğretmen bana döndü. Yumuşak sesiyle konuştu
"Hadi gel."dedi. Özel mi konuşacaktık? Sırrı bildiğimi biliyor muydu? Kapıya yöneldi ben de onun arkasından gittim. Sınıftan çıktık. Kapıyı kapattı ve kapıya yan şekilde yaslandı. Kollarını göğsünde birleştirdi ve konuşmaya başladı
"Şimdi her şeyi anlatabilirsin."dedi. Olamaz kesin biliyordu. Emir anlatmıştı. Bir şey bilmiyormuş havalarına büründüm. Ona anlamayarak baktım
"Her şeyi derken?"dedim. Kafasını yana eğip tatlı bir görüntü oluşturdu. Sevecen sesiyle konuştu
"Okulun sırrını biliyorsun. Emir bana her şeyi anlattı. Zaten saklayamıyorsun da. Benim dışımda başka öğretmen bilmiyor. Eğer öğrenirlerse seni öldürürler. Bir insanın bu sırrı bilmesini istemiyorlar."dedi. Evet malesef biliyordu. Böyle cani bir okulda olduğuma tekrar şaşırdım. Bir insanın hayatlarını mahvetmek umurlarında değildi. Öldürmek onlara o kadar basit geliyordu ki. Kollarını indirdi. Elini omzuma koydu ve destek verdi
"Üzülme ben öğrenmemeleri için elimden geleni yapacağım. Hem senin için hem de Emir için. Sana söyledi mi bilmiyorum ama biz kardeşiz. Ben de onun gibi kurtadamım. Seni çok seviyor. Belki tek taraflı bir sevgi ama sürekli sana karşı umut besliyor. Tekrar barışmanıza sevindim. Onu sen gelmeden önce hiç gülerken görmezdim. Buradaki çoğu öğrenci aynı. Hiç mutlu değiller. Senin yerinde olmayı bazıları çok istiyor. Sürekli ölümle pençeleşmek yerine sıradan sıkıcı bir hayat yaşamayı tercih ederler. Hayatının değerini bil."dedi. Hayatımın değerini bilmek kolaydı ama hayatta kalmak için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben de sesimi yumuşattım. Karşımdaki hoca değildi sanki abimdi. Bu duyguyu Emir'de hissetmekte zorlanmıştım ama şimdi tam anlamıyla hissediyordum. Ona karşı kocaman bir sevgi yığını elde ettim. Hafifçe gülümsedim
"Sizin kardeş olduğunuzu bu sabah öğrendim. Onu da Güney söyledi. Sanırım Emir'le aranız biraz bozukmuş."dedim. Anlamayarak baktı. Güldü
"Bozuk mu? Bundan benim neden haberim yok."dedi. Emir kendi kendine triplere girmiş yani. Abisinin bile haberi yok. Bunu da sen yumurtladın Mary. Ne diyeceksin abisine? Çok yakışıklısınız o yüzden mi? Yine her şeyi berbat ettin. Çok başarılısın. İstemeden kekeleyerek konuştum
"Si-siz dün sı-sınafa geldiğinizde"deyip kestim. Hemen bakışlarımı yere indirip hızlıca konuştum
"Çok yakışıklısınız. Ben de böyle bir öğretmen hem de matematik öğretmeni dünya da var mıydı diyordum. Size ağzım açık bakarken Emir beni farketmiş. Siz bu kadar yakışıklısınız diye size küsmüş."dedim. Aferin Mary hem kendini rezil ettin hem de Emir'i ele verdin. Gülüş sesini duydum. Neşeli bir sesle konuştu
"Sen gerçekten tatlı bir kızmışsın. Bu kadar açık sözlü olmanı beklemiyordum."dedi. Kafamı yerden kaldırdım. Kocaman gülümsemesiyle beni izliyordu. Elini omzumdan indirdi. Ellerini ceplerine soktu. Yumuşak sesiyle tekrar konuşmaya devam etti
"İltifatın için teşekkür ederim. Emir'le konuşurum. Saçma sapan ergen triplerine girmesin."dedi. Gülümsedim
"Birazcık kıskanmış sadece."dedim. Çapraz bir gülümseme takındı
"Sanki kendisinin benden aşağı kalır yanı var. Onun da mavi gözleri var bu kadar takmasına gerek yok."dedi. Bunun sadece mavi gözlerle sınırlı olduğunu sanmıyorum. Sesimi daha da kıstım
"Ona söylemeyin ama bence o da çok yakışıklı."dedim. Güldü kafasını aşağı eğerek boyumuzu aynı hizaya getirdi. Sinsi bir gülümsemeyle konuştu
"Sen söyle bunu. Ben söylesem de bana inanmaz. Sen söylersen onunla aramda düzelir."dedi. Abisinin fırsatçı biri olmasını beklemezdim. Gözlerimi kıstım. Ben de sinsi şekilde gülerek konuştum
"Eğer söylersem benim sevgilimle aram bozulur. Bu yüzden hiçbir şey söylemeyeceğim."dedim. Doğruldu. Derin bir nefes aldı
"Sen bilirsin küçük öğrencim. Neyse sınıfa girelim. Bu konuşmayı kimseye söylemezsen sevinirim."dedi. Kafamı salladım. İçeri girdi. Ben de arkasından girdim. Birçok öğrenci bizi takmadı bile. Yerime geçtim. Emir'in beni sıkıştıracağını düşündüm ama öyle bir şey olmadı. Önümdeki çocuk hala uyuyordu. Bu fikir bana çok cazip geldi. Ben de kafamı sıraya koydum ve uyudum.

BLOODY MARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin