Bölüm 35

4.7K 369 11
                                        

Bora elimi bıraktı. Kolunu belime doladı ve kendine çekti. "Sanmıyorum ben daha şanslıyım. Okulun en güzel kızıyla çıkıyorum daha ne olsun."dedi. Tam ona karşılık verecekken Seda araya girdi
"Tamam anladım ikinizde çok şanslısınız. Ve çok tatlı bir çiftsiniz."dedi ve Bora'ya hitaben konuştu
"Ben Seda. Ben de bu okula yeni geldim. Kader ortaklarıyız yani."dedi ve kenara çekilip Emir'i gösterdi
"Bu da Emir. Mary'nin en yakın arkadaşı olur. Gerçi araları biraz bozuk ama düzeleceğine eminim."dedi. Emir sinirle Seda'ya baktı
"Düzelmeyecek. Hadi gidelim Seda."dedi ve kızın kolundan tutup merdivenden indirmeye başladı. Sinirini kızdan çıkarmasaydı bari. Çok öfkeliydi. Bora belimden çıktı.
"Sen bununla arkadaş mıydın gerçekten?"dedi. Kabaca davranışı yüzünden böyle söylemişti. Ciddi bir tavır alındım
"Evet arkadaştık. Eskidendi ama şimdi arkadaş filan değiliz."dedim. Bora biraz sinirlenerek karşılık verdi
"Bu sana bir şey yaptı mı?"dedi. Bir kere kolumdan tutarak uçuruma götürmüştü ama önemsenecek bir şey değildi. Baygın bir bakış attım
"Tabi ki hayır."dedim. Verdiğim cevaptan tatmin oldu. Tekrar bavulları tutarak taşımaya başladı. Yine yardım etmemi istemedi. Onların bu egoları beni öldürecek. Hep kendilerini kızlardan daha üstün görme çabası filan. Kızlar da bazı durumlarda onlardan çok daha güçlü. Merdivenleri çıktık. Bir koridora geldik. Bu koridoru daha önce hiç görmedim. Okula gezersem kaybolacağım korkusuyla buna tenezzül etmemiştim. Sonunda Bora'nın odasına geldik. Cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açtı. Bavulları içeriye koyup kapıyı kapattı. Bana döndü
"Hadi senin odana gidelim."dedi. Neden ki? Ona anlamayarak baktım. O da devam etti
"Hastasın ya. Seni iyileştireceğim."dedi. Gülümsedim
"Ben kendim de iyileşebilirim."dedim. Tek kaşını kaldırdı ve küçümseyici bir sesle konuştu
"O ilkel yöntemlerle mi?"dedi. Sinsice güldü
"Seni kendi yöntemlerimle iyileştireceğim. Yarına turp gibi olursun."dedi. Bu kadar emin konuşmasaydı en azından. Söz konusu yine onun yöntemleri olmuştu. Ve benim için çaba da göstermesi çok hoş bir şeydi. İçim birden kıpır kıpır oldu. Gelip elimi tuttu. Bu sefer sıkıca ben de onun elini tuttum. O vampirin dediği gibi tekrar hayata bağlanmıştım. Şimdi geriye kalan ise beni ne zaman öldüreceğiydi. En azından dünya da biraz daha mutlu olup da ölsem olmaz mı? Bora'yla biraz daha fazla zaman geçirsem. Hayatının birinin elinde olması çok kötü bir şey. Onun istediği gibi yaşamak zorunda kalıyordun. Hayatımı şimdiye kadar başkaları yönetmişti zaten ama bu daha başka bir şeydi. Sonunda ölüm vardı. Mary şimdi bunları düşünme. Gece yatarken bolca vaktin olacak kafanı patlatana kadar düşünürsün. Ama şimdi yanında Bora var. Biraz anı yaşa. Beraber odama kadar gittik. Onu ben götürdüm. Okulda ilk günüydü daha hiçbir şey bilmiyor. Ve benim ona öğretmenmiş gibi okulu öğretmeye çalışmam çok eğlenceliydi. Bora'nın elini bıraktım. Anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Kapıyı sonuna kadar ittim ve odamı gösterdim
"Burası da benim yaşam alanım. Zamanımın birçok bölümünü burada geçiriyorum."dedim. Gülümsedi ve içeri girdi.
"Düzenliymişsin. Benim odam asla bu kadar düzgün olmadı. Tabi bazen annem düzeltirdi odamı onları saymazsak."dedi. Bir erkekten bekleyebileceğim sözlerdi. Ben de içeri girdim ve kapıyı kapattım
"Düzenli olduğumdan değil oda da pek bir şey yapmıyorum."dedim. Bora üstündeki ceketi çıkardı ve yatağın üzerine koydu
"Mütevazı şey seni."dedi. Doğruları söylüyordum aslında. Bana döndü ve devam etti
"Hadi seni iyileştirelim artık."dedi. Sanki öyle diyince oluyordu. Bu kadar emin konuşmasına sebep olan yöntemlerini tekrar merak etmeye başladım. Güldüm
"Nasıl yapacaksın?"dedim. Bana doğru geldi. Elimi tutup yatağa doğru götürdü. Beni yatağa oturttu ve konuşmaya başladı
"Birince yöntem: dinlenme"dedi. E bunu bende yapacaktım. Hasta olan herkes bunu yapardı. Çok bilmiş bir tavırla konuştum
"Bunu ben de yaparım. Senin yöntemlerin ilkel olmayan şeyler sanıyordum."dedim. Elini saçlarına daldırıp havalı bir görünüm elde etti
"Zaten yalnız dinlenmeyeceksin. Benimle beraber uyuyacaksın. Kesin seni iyileştirir."dedi. Gözlerimi irileştirdim. Ben bir erkekle aynı yatakta. Kaşlarımı çattım
"Saçmalama. Hem seninle uyursam iyileşeceğimi nereden biliyorsun?"dedim. Ayağa kalktı. Örtüyü açıp yatmamı işaret etti
"Deneyelim görelim."dedi. Bunu gerçekten yapacak mıydık? Biz yanlış bir şey yapmıyorduk ki. Sadece uyuyacaktık. Birbirimize daha fazla temas edecektik ama aramızda daha fazla yakınlaşma olmayacaktı. Umarım o da öyle düşünüyordur. Çaresiz örtünün içine girdim. Hemen o da yanıma geldi. O kadar da kötü değilmiş. Hatta çok güzel. Beni kendine çekti. Vücuttaki en rahat yere yerleştim,boyun girintisine. Sıcaktı. Kalp atışlarını da duyuyordum. Ona sıkıca sarıldım. Dediği doğruydu galiba. Hastalığımı unutmuştum. Çenesini kafama yasladı
"Masal anlatmamı ister misin?"dedi. Güney'in yaptığı masal katliamından sonra bir masal daha kaldıramazdım. Kendi yorumu katarak masalı başka bir masala çevirmişti. Sanki Brezilya dizilerinden bir kesit söylüyor gibiydi.
"Hayır."dedim sessizce. Onun kalp atışları bana şuan ninni gibi geliyordu. Saçımı okşadı.
"Seni çok seviyorum Mary."dedi. Biliyordum. Benim için bu okula gelmişti. Beni özlediği için. Aklımda birçok soru da belirmeye başlamıştı. Annesi mi göndermişti yoksa kendi mi gelmişti? Bu okulun nerede olduğunu ben bile bilmiyorken o nereden biliyordu? Şimdi bunları sorup keyif kaçırmaya hiç gerek yoktu
"Ben de seni seviyorum."diye mırıldandım. Saçımı okşamaya devam etti. Sanki annemmiş gibi. Bu tür şeyleri pek yaşayamasam da çok özenmişimdir. Şimdi hayatımda değer verdiğim nadir insanlardan olan kişi bana bu duyguyu yaşatıyordu. Belki bir annenin yerini tutamazdı ama bu da çok güzeldi. Ona daha da yaklaştım. Ona tamamen temas ediyordum artık. Şuan bu umrumda değildi. Anı yaşa Mary. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. O haklı çıkacaktı. Onun yöntemleri işe yaramıştı. Artık kendimi uykuya teslim etme zamanı geldi. Güzel rahat bir uykuya daldım.

BLOODY MARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin