Bölüm 38

5.1K 376 16
                                        

Sinirle bir iç çektim
"Sonra dersini versen. Şu an daha önemli konular var."dedim. Duvardan doğruldu ve bana doğru geldi. Yanıma geldi ve tekrar duvara yaslandı. Karşı tarafa bakarak konuştu.
"Bora ile Emir'in konuşması ne kadar önemli? Unuttuysan sana hatırlatayım ben senin ecelinim. İstediğim zaman hayatına son verecek kişi. Senin yerinde olsam böyle davranmazdım."dedi. Hayır istediği zaman öldüremezdi. Benim hayata bağlanmamı bekliyordu. Anlaşmamız öyleydi. Pek uyduğu söylenemez. Evet uyacağını bilmiyordum. Haklıydı. Biraz daha dikkatli davranırsam daha iyi olur. İç çektim
"Peki davranırım."dedim. Acaba gidip baksa mıydım? Burada beklemek çok sıkıcıydı. Bir de bu vampir vardı. Hala onun adını bilmiyorum. Sormak da hiç içimden gelmiyor. Beni öldürecek kişinin ismi beni ilgilendirmez.
"Sence kavga edecekler mi?"dedi. Ona döndüm. Hala karşıya bakıyordu.
"Büyük bir ihtimalle kavga edecekler."dedim. Bana baktı. Gülümsedi
"İhtimallerle yaşayamazsın. Kendini daha fazla üzme kavga etmeyecekler."dedi. Bana doğru geldi. Karşıma dikildi. Alaycı bir sesle konuştu
"Kavgalar karşılıklı olur. Ama şimdi yukarıda sadece birisi dövüyor diğeri dövülüyor. Komik."dedi. Şaşkınlıkla ona baktım. Kesin dövülen Bora'ydı. Hemen koşmaya başladım. Merdivenleri hızlıca çıktım. Güney buna izin vermezdi. Bora'yı dövdürmezdi. Onun zarar görmesine dayanamam. Koridora geldim. Bu doğruydu. Biri dövülüyor diğeri dövüyordu. Ama döven kişi Bora'ydı. Güney onları izliyordu. Emir ise hiç karşılık vermiyordu. Onların yanına gittim. Emir'in dövülmesini de istemiyorum. O beni sevmese de ben hala onu seviyorum. Bana yaptığı yardımları, beni koruyuşu filan ondan kopmamama neden oluyordu. Bora onun yüzüne sert bir yumruk indirdi. İçim burkuldu. Bu kavgayı durdurmam gerekiyordu. Bağırdım
"Bora yeter!"dedim. Üçü de bana baktı. Emir'in yüzü kanlar içindeydi. Şu an ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Emir'in de zarar görmesini istemiyorum. Güney bana doğru geldi. Kolumdan tutup götürmeye çalıştı.
"Sana gelme demiştim."dedi. Gitmemekte direttim.
"Senin arkadaşın burada dövülüyorken nasıl izleyebiliyorsun?"dedim. Bora araya girdi
"Ne o çok mu üzüldün?"dedi. Ona hayretle baktım. Ne demeye çalışıyordu? Kolumu Güney'in elinden çektim. Sinirle konuşmaya başladım
"Evet üzüldüm. Nolmuş yani?"dedim. Emir sakin bir sesle konuştu
"Mary git burdan."dedi. Sakin olması beni şaşırttı. Onlara daha fazla yaklaştım. Sesimi kontrol etmeye çalıştım
"Hayır gitmiyorum. Bora sen de ne demeye çalışıyorsan açık açık söyle."dedim. Bora bana doğru geldi. Gözlerimin içine bakarak konuştu
"Onu seviyor musun?"dedi. Anlamayarak baktım. Evet seviyorum ama arkadaş olarak. Bora diğer türünden bahsediyordu. Sesimi alçalttım
"Hayır. Ben seni seviyorum. Sadece seni. Ve hep öyle kalacak."dedim. Bir süre bana öylece baktı. Sonra kollarını açtı ve bana sarıldı. Bunu beklemiyordum. Sıkıca sarıldı. Ve kulağıma fısıldadı
"Hep beni sev. Sadece ben."dedi. Gülümsedim ve ben de ona sarıldım. Zaten ben hep onu sevecektim. Güney bize bakıyordu. Emir ise bu tarafla hiç ilgilenmiyormuş gibi davranıyordu. Onun yanında böyle davranmayı hiç istemiyordum. Bora beni bıraktı. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.
"Hadi gidelim."dedi. Hala Emir'in ona ne dediğini merak ediyordum. Bunu şu an soramazdım. Kafamı salladım. Bora önden gitmeye başladı. Güney'in yanına gittim. Ve kulağına bir şeyler fısıldadım
"Emir'e pansuman yapmayı unutma. Yaptırmak istemeyecektir ama ben sana güveniyorum ona istediğin işkenceleri yap pansumanı da yap. Tamam mı?"dedim. Güldü.
"Olmuş bil."dedi. Gülümseyip onun yanımdan ayrıldım. Bunu yapmasaydım Emir aklımda kalırdı. Bora'ya yetiştim.Onun yanında sessizce ilerlemeye başladım. Hastalığım yine kendini göstermeye başladı. Bir anlığına unutmuştum. Ama yine başlamıştı. Kafamdaki ağrı yine baş gösterdi. Aniden terlemeye başladım. Bunlar tuhaftı. Bir süre hasta olmuyordum. Ama sonra kaldığı yerden devam ediyordu.Bu imkansızdı. Bu okuldaysam imkansız diye bir şey yok. O vampirin işleri büyük bir ihtimalle. Beni hasta görmek onu eğlendiriyor olmalı. Psikopat şey. İyileşmem olanaksız olmalı.
"İyi misin?"dedi Bora. Ona baktım. Bana endişeli gözlerle bakıyordu. Gülümsedim
"Evet iyiyim. Birazcık hastayım da."dedim. Kafamdaki ağrı daha da şiddetlendi. Üstümdeki gömlek çok sıcak geliyordu. O vampir bana bunu yapıyor. Tamam kabul ediyorum çok hastayım. Yeterki şu sıcaklıktan kurtulayım. Beni duydu sanırım. Hava birden ılıklaştı. Benim vücut ısımla oynaması haksızlık. İnsanlara hükmedilmemeli. Çevreye değiştirebilir, kendisi için bir şeyler yapabilir ama başkalarına yapmaması gerekiyor. Bu büyüler neden varki? Hiçbir şeyi kolaylaştırdığı yok. Sürekli birbirinin kötülüğü için kullanılıyor. Bora elimden tuttu
"Odana götüreyim seni."dedi. Bu iyi olabilir. Daha fazla dışarda durursam daha fazla kötü şey olacakmış gibi geliyordu. Of aklıma yine Emir geldi. Acaba nasıldı? O yaraları büyüyle geçirebilir ama bunu neden yapmıştı? Neden dayak yedi? Bora'yı çok rahat dövebilirdi ama o tamamen savunmasızdı. Hiç karşılık vermemişti. Peki Güney. O buna neden mani olmamıştı? Yine sorular yine sorular... Bora'ya sorsam cevaplar mıydı? Şansımı denemeliyim.
"Neden kavga ettiniz?"dedim. Bora durdu. Bana dönmeden cevap verdi
"Sebebi gayet açık değil mi?"dedi. Hayır değil. Birçok seçenek var. Neyseki devam etti
"Seni sevdiğini neden bana söylemedin?"dedi. Of Emir of! Ne kadar uğraşsam da birileri her şeyi bozuyordu. Bana döndü. Cevap bekliyordu. Bakışlarımı ondan kaçırdım
"Platonik olduğu için. Arkadaş değiliz artık diye söylemeye gerek duymadım. Onun bir sevgilisi de var. Önemsiz bir şey yani."dedim. Bana yaklaştı. Çenemi tutup kendisine baktırdı. Yüzü ifadesizdi. Kuru sesiyle konuştu
"Bana pek önemsiz gibi gelmedi. Mary bak seni üzmek istemiyorum. Bu konuyu hiç açılmamak üzere kapatıyorum. Seni onun yakınında görmeyeceğim. Yoksa bugün kü kavga yanında hiçbir şey kalır. Anladın mı?"dedi. Açıkçası biraz korktum. Bu konu bu kadar ciddi miydi? Kafamı salladım. Devam etti
"Sadece benimle konuşacaksın. Kız arkadaşın bile olmayacak. Güney'i filan unut. Hayatında sadece ben olacağım."dedi. Çok ileri gitti. Tamam hayatımın büyük bir bölümü ona ait olacaktı ama başka kimse olmazsa ben deliririm. Daha yeni arkadaşlarım olmaya başlamışken bunu bana yapamazdı. Ona inanamayan gözlerle baktım. Hafifçe gülümsedi
"Bu kadar şaşırmana gerek yok. Şimdiye kadar kimsen yoktu. Şimdiden sonra da olmazsa bir şey kaybetmezsin. Hem ben varım. Herkesin yerini doldururum."dedi. Elini sertçe çektim. Gözlerim dolmaya başladı
"Hayır kimse başkasının yerini dolduramaz. Bunu ben seneler önce denedim. Annemin yerine halamı koydum olmadı. Babamın yerine amcamı koydum o da olmadı. Burada ilk defa bir abim oldu. Sen bunu yapamazsın. Sen hayatımda sevgilimden başkası olamazsın. Ne bir kız arkadaş ne bir abi ne de bir kız kardeş. Hiçbiri."dedim. Bana bağırdı
"Hayır olurum. Eğer inanırsan olurum. Her şeyin olurum. Halanı denemişsin amcanı denemişsin. O zaman beni de dene. Hayatındaki bütün eksiklikleri kapatacağıma emin olabilirsin."dedi. Bu olabilir miydi? Her şeyim olabilir miydi? Bana daha da yaklaştı ve sarıldı. Sıkıca sarıldı. Kollarım havada kaldı. Bu bana mümkün gelmiyordu. Saçlarımı okşayan bir anne, geleceğim için uğraşan bir baba, sinir bozucu davranmaya çalışan ama yine çok sevmeme neden olan bir erkek kardeş ya da bütün sırlarını anlattığın bir kız kardeş olabilir miydi? Ne kadar uğraşırsa uğraşsın bu olmazdı. Aynı sevgiyi bana tattıramazdı. Ama deniyordu değil mi? Bu bana yeterdi. Mutlu olmam için uğraşıyordu. Benim için yapıyordu. Sadece benim için. Ben de ona sıkıca sarıldım. Onun bu uğraşına karşılık vermeliydim. Vücut ısım aniden yükselmeye başladı. Ateş bastı. Nefes almakta zorlandım. Boğazımdaki ağrı dayanılmaz oldu. Sanki bir hayvan pençelerini boğazıma geçirmiş aşağı doğru kaydırıyordu. İçten de kanıyormuş gibi bir his vardı. Şimdi bunu bana neden yapıyordu? Onu kızdıracak ne yaptım? Kafam da ağrı filan yoktu. Yanağımdan akan terimi hissettim. Bora benden ayrıldı
"Sen çok fena oldun. Seni odana götüreyim. Ilık bir duş al. Sonra güzel bir uyku çek."dedi. Birazdan bu geçerdi. Sayın vampirimizin isteğine göre hasta oluyordum. Birine bağlı olarak yaşamak ne kadar da kötü. Benim hayatıma müdahale ediyorken beni hayata da bağlasa o zaman. Hiç beklemesine de gerek kalmaz. Odam da kalmak fikri cazip geldi. Kafamı tamam anlamında salladım. Beraber odama gittik. Belki yine beraber uyurduk. O hissi tekrar tattırabilirdi bana. O verdiği güven duygusunu yine verebilirdi. Bir umutla odama gittik. Odama gelince anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. İçeri girdim. Ona döndüm. Bekliyordu. İçeri girmediğine göre benimle uyumayacaktı. Hafifçe gülümsedim
"Sensiz bir uyku çekeceğim sanırım."dedim. O da bana gülümsedi.
"Bir işim var. Yoksa seni yalnız bırakmam."dedi. Daha dün gelmişti ne işi? Belki okula yerleşmesiyle ilgili şeylerdir. Kurcalamaya gerek yok. Kapıya yaslandım
"Biliyorum."dedim. Bana yaklaştı. Yanağımdan öpecek sandım ama dudağıma doğru ilerliyordu. Buna hazır değilim. Bu kadar çabuk olmamalı. Daha romantik bir ortamda olmalı. İşaret parmağımı onun yumuşak dudağına dayadım.
"Olmaz."dedim. Geri çekildi ve ofladı
"Peki ne zaman alacağım öpücüğümü?"dedi. Bunu bende bilmiyorum. Bu ona bağlı. Çok bilmiş bir tavırla konuştum
"Daha romantik olduğun bir zamanda."dedim. Bana anlamayarak baktı
"Sadece bir öpücük. Neden bu kadar önemsiyorsun?"dedi. Bir iç çektim
"İlk öpücük olduğu içindir belki de. Ama senin ilk olmadığı belli bu kadar rahat davranmazdın."dedim. Bana şaşırarak baktı. Gülerek konuştu
"Gerçekten ilk mi?"dedi. Kaşlarımı çatarak baktım. Dalga mı geçiyordu yoksa? Gözlerimi kıstım
"Evet nolmuş?"dedim. Gülmeyi kesmeye çalıştı ama başarısız oluyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı. Sinirlenmeye başladım. Daha kız arkadaşım bile yokken bunu normal görmesi gerekirdi. Sesini normal tutmaya çalıştı
"Özür dilerim. Bu yaşına kadar birisiyle öpüşmemiş olman komiğime gitti."dedi. Benim yaşımda olan bütün kızların bir ilk mi vardı sanki. Alaycı bir sesle konuştum
"A evet. Birsürü arkadaşım var. Onlarla partilerden partilere akıyorduk. Barlarda kafelerde edindiğim bir çok erkek arkadaşım oldu ama onlardan bir öpücük almayı unuttum. Sana bu üzüntüyü yaşattığım için ben özür dilerim."dedim. Benim nasıl bir kız olduğumu unutmuş gibi davranıyordu. Buz gibi kişiliği olan. İnsanların yanına gitmeyip onların yanına gelmesini bekleyen biriydim. Benden ne bekliyordu ki? Gülmeyi kesti. Ama yüzünde kocaman bir gülümseme vardı
"Saçmalama ne üzüntüsü. Benim için çok daha iyi. Senin ilkini yaşamış olacağım. İlk öpücüğün bana ait olacak. Bu güzel bir duygu. Sen de artık bana ait olacaksın. Biran senin nasıl biri olduğunu unuttum. Tanıştığım kızların çok daha farklı geçmişleri vardı da."dedi. Şimdi eski sevgililerinden bahsetmesine ne gerek vardı. Çıktığı kızlar umrumda değil. Kıskandıramaz. Kıskanç değilim. Çünkü hayatımda kıskanacağım biri olmadı. Devam etti
"Bir çok sevgilisi olan kızlar. Tabi ki daha önce de öpüşmüş olanlar. Bazıları biriyle yatmış bile oluyordu."dedi. Yüzümü buruşturdum. İğrenç. Daha kaç yaşındasın ki birisiyle yatıyorsun. Ben evlenmeden olmaz diyenlerdenim. Katı ve kesin kuralım. Anayasanın ilk üç maddesi gibi. Ona öfkeli bir bakış attım
"Tabi sen de bu kızlarla çıktın."dedim. Duvara yaslandı. Karşıya baktı. Havalı biriymiş gibi konuşmaya başladı
"Tabi ki."dedi. Dişlerimi bastırdım. Hayır kıskanç filan değilim. Devam etti
"Biriyle baya bir uzun sürmüştü. Bir sene filan. Onunla ne güzel anılarımız olmuştu. Benim ilk öpücüğümü de o almıştı. Dudaklarını gerçekten iyi kullanıyor. Tadı hala damağımda."dedi. Koluna sert bir yumruk attım
"Pislik. Git buradan. Çok özlediğin eski sevgilinin yanına git. İğrençsin."dedim. Vurduğumda dengesini biraz kaybetti. Ama çabucak toparladı. Çarpık bir gülümseme vardı
"Bu kadar sinirleneceksen ben sana asıl önemli olan şeyi anlatmayayım."dedi. Başka ne olabilir? Merak etmiyormuş gibi davranmaya çalıştım.
"Sinirlendiğim filan yok. Anlatıyorsan anlat."dedim. Bana emin olmayan bakışlar attı. Eğer bana iğrenç bir şey anlatırsa elimden sağ çıkamaz. Kocaman bir gülümsemeyle devam etti
"Çok güzel bir gündü. Evde tek başımaydım. Şeytan işte bir kenardan dürttü. Ben de kızı aradım eve gelsin diye. Bir saat sonra evdeydi. Film filan zaman geçirdik. Ama en güzel tarafı gece olanlardı. Benim odama geçtik. Kız soyunmaya başladı. Çok güzel bir vücudu var. Ve sabaha kadar yatakta neler yaptık neler."dedi. Elimi sıkı bir yumruk yapıp omzuna çok sert bir şekilde vurdum. İnledi. Dişlerimi daha çok birbirine bastırdım. Ona nefretle bakıyordum. Bunu nasıl yapmıştı? Geçmişte olan bir şeydi ama kabullenemiyordum. Arkamı döndüm ve içeri girdim. Kolumdan tutup beni kendine çekti. Onu istemiyorum artık. O başkasına ait gibi geliyor bana.
"Bırak beni."diye bağırdım. Gülme sesini duydum. Komik olan ne? Beni burada üzmek ona zevk mi veriyor? Yoksa o vampir Bora'nın içine mi girdi? Yine saçma sapan düşünmeye başladım.
"Şaka yaptım. Ben öyle bir şey yapmadım. Biraz da sen kıskan dedim. Nasıl bir duyguymuş hisset."dedi. Duyduklarıma sevindim. Kimseyle yatmamış. Hala temiz yani. Ve bana ait. Bunu bana ders vermek için yapmış. Belki haklı olabilir ama burada vampir ve cadılardan başka kızlar yoktu ki. Normal kızlar olsaydı kıskanırdım. Hem şartlar da eşit değildi. Hemen savunmaya geçtim
"Sanki ben birisiyle mi yattım. Şartlar eşit değildi. Senin kız arkadaşın olsaydı bu kadar tepki vermezdim. Sen aşırı tepki veriyorsun sadece. Emir de benim arkadaşım. Arkadaşımdı. Hissettiğimiz duygular aynı değil."dedim. Kolumu bıraktı. O da hemen savunmaya geçti
"Hayır aynı duygular. Ben o çoçuğu gördüğüm yerde öldüresim geliyor. Ellerim kırılana kadar dövmek istiyorum. Onu bu dünya da yaşatmak istemiyorum."dedi. Şu an konuşan Bora mıydı? Ne kadar da canileşti. Emir'in bunu ona yapmasına izin verir mi bilemiyorum. Ve aşırı tepki veriyor. Hala anlamıyor mu biz A-R-K-A-D-A-Ş-T-I-K. Ona da böyle harf harf mi anlatmam gerekiyor. Eğer bir kızla yatsaydı ve kız da bu okulda olsaydı onun hissettiği duyguları hissederdim. Çok daha acı bir ölüm hazırlardım. Yavaş ve işkence dolu bir ölüm. Emir ona başka şeyler de söylemiş olmalı. Ama ne derse desin bu kadar tepki verilecek bir şey olmadığına eminim. Yani kıskanç bir sevgilim var. Bu bana güzel bir şeymiş gibi geldi. Dozunda olduğu sürece. Tabi bir de şunu anladım ben de kıskançmışım. Bu zamana kadar keşfetmediğim bir özelliğim. Kendimi onun kolundan kurtardım.
"Anlamıyorsun. Senin birçok kız arkadaşın var ve ben sana böyle davranmıyorum."dedim. Baygın bir bakış attı
"Şimdi olsaydı aynı tepkiyi verirdin. Eskiden biz sevgili değildik o yüzden öyle davranmıyordun. Benim bu okulda bir kız arkadaşım olsaydı onu kıstırdığın yerde işini bitireceğini biliyorum. Çok kıskançsın ama farkında değilsin."dedi. Hayır böyle davranmazdım. Kız eğer Bora'ya sırnaşırsa bir cani olabilirdim. Emir bana sırnaşmıyor ki. Arkadaşça yardımlarda bulunuyor. Beni sevdiğini bilsem de bana farklı bir davranış göstermedi. Şimdi düşündüm de bana bazen fazla yaklaştığı zamanlarda oldu. Empati yaparsam benim yerimde Bora, Emir'in yerinde bir kız olsaydı sanırım ben de fazla tepki verirdim. Bora'ya o kadar yakınlaşan bir kız. Kabus gibi. Susmayı seçtim. Bu direkt Bora'yı haklı kılıyordu. Devam etti
"Neyse seni daha fazla tutmayayım. Şu halini bir görsen. İnsanın hasta olmayası geliyor."dedi. Güldüm. O kadar kötü halde miydim? Şu an hasta hissetmiyordum. Vampirimiz acımış olmalı. Bana yaklaşıp yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Görüşürüz."dedi. Kafamı salladım ve içeri girdim. Gittikten sonra kapıyı kapattım. Şu an hiç duş alacak havamda değildim. Kendimi iyi de hissediyordum. Vücudumun ısısı yine yükseldi. Boğazımda dayanılmaz acı tekrar yerini aldı. Benimle dalga mı geçiyor? Böyle yaparsa vücut metabolizmam bozulabilir. Kafasına göre hareket etmemeli. Ya hasta olayım ya da olmamayayım. Sürekli iki seçeneği de bana yaşatması sinir bozucu ve yorucu. Masanın başına geçtim. Çekmeceden bir kağıt ve kalem çıkardım. Onun deyimiyle hesap sorma vaktiydi. Hızla yazmaya başladım
"Yeter artık hastalığımla oynayıp durma."yazdım. Bunu görüyordu. Cevap yazmak zorunda. Bir iki dakika sonra cevap yazdı
"Ve şimdi de emir mi? Sen haddini baya aştın."yazdı. Güldüm. Bence o haddini aştı. Birisinin vücuduyla oynama hakkı yoktu. Bana kölesi gibi davranamaz. Benden güçlü olması ona bu hakkı vermiyor.

BLOODY MARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin