Bölüm 30

5.6K 406 21
                                    

Haklıydı, arkadaşı onu şüphelendirecek şeyler yapıyordu. Yaptığı hatayı Güney'in düzletmesini bekledim. Bize anlamayarak baktı
"Noldu? Kitapta öyle bir söz geçiyordu dışından okuyayım dedim. Siz de her şeyi ciddiye alıyorsunuz."dedi Güney. Ben kitabın o taraflarını okumuştum ve öyle bir söz yoktu. Neyseki toparlamıştı durumu. Emir umutsuzca ona baktı
"Bu kadar salak olmak zorunda mısın? Doğuştan mı böylesin yoksa böyle gözükmek için çaba mı harcıyorsun?"dedi Emir. Ortalık kızışacak gibiydi. Yine cankurtaranlık görevini üstlenmeliydim
"Şşş sakin olalım. Ve artık birbirimize hakaret etmeyelim. Ne de olsa kendi diyen kendi olur diye bir laf var."dedim. Arayı soğutayım diye daha da kızıştırmıştım. Dudaklarımı birbirine bastırdım. Güney hemen atıldı
"Ooo sana ne dedi Emir. Bunu Mary'den beklemezdim."dedi. Hah bir bu eksikti. Gözlerimi devirdim. Emir bana kırgınca bakıyordu
"Neden bana karşı saf aldınız?"dedi. Aferin Mary sana. Yataktan kalkıp onu yanına gidip oturdum
"Gerçekten öyle demek istemedim. Sadece tartışmanızı önlemek istedim. Ama yine saçma sapan şeyler söyledim. Sana kesinlikle salak filan demedim. Yanlış anlama lütfen."dedim. Bana gülümseyerek baktı
"Tamam affettim. Ve bana hakaret edeceğin zaman Güney'in yanında etme. Onun dilinden aylarca kurtulamam."dedi. Güney'den galip bir gülme sesi geldi. Kafamı tamam anlamında salladım. Emir yataktan kalktı.
"Biz gidelim artık."dedi. Onların gitmesini istemiyordum. Yanlız kalmaktan korkuyordum. Ama aynı oda da iki erkekle kalamazdım. Yataktan kalktım. Güney elindeki kitabı yatağa bırakıp kalktı. Yorgun gözlerle bana baktı
"Kitaptan bir şey anlamadım."dedi. Başka ne olmasını bekliyordu ki? Gülümsedim.
"Kitabın ortasından başlarsan tabi ki de bir şey anlamazsın."dedim. Elini saçlarına götürdü. Saçlarını karıştırdı
"İlkokulda bu yaptığım işe yarıyordu."dedi. Ben pek öyle sanmıyordum. Dalga geçer bir sesle konuştum
"Anlattığın uyuyan güzel masalını dinledikten sonra hiçte öyle düşünmüyorum."dedim. Yüzünde samimi bir gülümseme oluştu.
"Haklısın."dedi.Emir lafa atladı
"Bak normal davranmaya çalış. Mesela kitabın en başından okumayı deneyebilirsin. Bu seni zorlayacak ama denemekten bir şey kaybetmezsin."dedi. Yine mi bu konu. Bir iç çektim
"Kimin salak olup olmadığına sonra karar verirsiniz."dedim. Onların gitmesini istemiyorken şimdi niye kovuyordun onları Mary.Kendimi bazen hiç anlamıyordum.Emir kapıyı açtı
"Yarın sana bir süprizim var."dedi. Heyecanlandım. Kimse bana süpriz yapmamıştı. Merakla ona sordum
"Süpriz mi? Lütfen söyle."dedim. Söylemeyeceğini biliyordum ama yine de bir şansımı deneyim dedim. Dudağını büzdü
"Süprizler söylenmez."dedi. Yarına kadar dayanır mıydım bu merakla? Ona kırılarak baktım
"Tamam öyle olsun."dedim. Güney geldi. Kolunu omzuma koydu
"Emir hayatında ilk defa birine süpriz yapıyor. Çok şanslısın."dedi. Emir sinirle kafasını başka tarafa çevirdi. Güney çok fazla boş konuşuyordu. Kolunu omzumdan indirip dışarı çıktı
"İyi geceler bir yardıma ihtiyacın olduğunda mavi gözlü prensin sana yardıma hazır."dedi Güney. Bir iç çektim
"Eğer bir daha bu konuyla ilgili bir şey söylersen sana Kader'i ayarlamam."dedim. Emir ona kötü bir gülüş attı
"Çok iyi fikir."dedi Emir. Güney gözlerini kısarak baktı
"Şantaj ha! Tamam bir daha konuşmam."dedi. Muhteşem olurdu. Sürekli saçma sapan şeyler söyleyerek arayı karıştıran biri olmayacaktı. Memnuniyetle gülümsedim
"Anlaştık."dedim. Emir bana gülümsedi ve el salladı. Arkasını dönüp gitti. Güney hala bana gözlerini kısmış bir şekilde bakıyordu. Karizmatik bir sesle konuştu
"Bu iş burda bitmedi."dedi. Güldüm
"Ne işi?"dedim. Hemen duruşunu bozdu tekrar eski Güney oldu.
"Ben de bilmiyorum. Polat Alemdar gibi havalı bir çıkış yapayım dedim onu da sen bozdun. Neyse Emir bensiz yapamaz onu yalnız bırakmayayım. Görüşürüz. Eğer yardıma ihtiyacın olursa mavi gözlü prensin yeşil gözlü hizmetçisi sana yardıma hazır."dedi. Bu çoçuk gerçekten komikti
"Tamam yeşil gözlü hizmetçi."dedim. Bana gülümsedi ve arkasını dönüp gitti. İçeri girip kapıyı kapattım. O vampir gelmeyeceğini söylemişti. Herzamanki gibi tuhaf bir şekilde ona güveniyordum. Beni öldürmeye çalışabilirdi.
Gecenin bir vakti kolumu kesmiş olabilirdi ama o gelmeyeceğim dediyse gelmez. Sözünün arkasında duracak birine benziyor. Mary yine ne yapıyorsun sen? Katilini mi savunuyorsun? Tamam saf olabilirsin önüne gelen herkese inanabilirsin ama o bir vampir seni öldürmek için can atıyor. Sana ve etrafındakilere zarar vermek isterken bir de ona dürüst güvenilir gibi yakıştırmalar yapıyorsun. Saçmalamayı kes artık! İçimdeki hayat koçu yine bana ders verdi. Bence bu dünya da herkes kendinin doktoru. Kendinden başka kimse seni iyileştiremez, sana tamamen dostça tavsiye veremez. Kızın babasına bile tam güvenmediği bu dünyada tek dost kendin kalıyorsun. Ama bu hipotezimi yine kendim bozuyordum. Beni bu hayatta iyileştirecek kendimden başkaları da vardı; Emir ve Güney. Tamam Mary yine duygusala bağlama. Topla kendini. Yatağın üstüne oturdum ve Güney'in anlamaya çalıştığı kitabı aldım. Uykum gelene kadar kitap okuyarak zaman geçirmeliydim. Kaldığım yerden okumaya başladım.

BLOODY MARYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin