Gece daha bitmedi! Oylarınızı eksik etmeyin :) Multimedia'da Pelin'in geceden bir resmi var, ayrıca bölüm parçamızı da unutmadım. Öncekilere nazaran daha uzun bir bölüm oldu, iyi okumalar :)
Yatağımda tavanı izlerken uyuyakaldığımı anlamam dört saat kadar sürmüştü. Kalktığımda telefonumdaki cevapsız aramaları görüp panik olsam da Özgeyle Hazal imdadıma yetişmişti. İyi kötü hazırlandıktan sonra Batuhan’ı daha fazla bekletmemek için yurdun kapısına indim.
Üzerinde siyah bir smokin vardı, kumral saçlarını yana yatırmıştı. Yüzünde daha önce görmediğim bir ifade yakaladığımda o da bana bakıyordu.
Bir müddet ikimiz de hareketsiz kaldık. Cidden fazlasıyla çekici gözüküyordu, öyle ki yanına yakışıyor muyum diye kendimi sorguladım. Bakışlarını benden ayırmadan yanıma yaklaştı. Elimi önceden yaptığı gibi avuçlarının içine aldıktan sonra gözlerini gözlerime dikti.
“Çok güzel olmuşsun.”
Ufak bir tereddütle elimi çektim. “Kimse olmadığına göre rol yapmamıza gerek yok.”
Yüzündeki gülümseme aniden donuklaştı.
“Haklısın.”
Tek kelime etmeden okulun tesisine doğru yürümeye başladık. Tam kapıya geldiğimizde elbise için teşekkür etmediğimi fark edip kendime kızdım. Adını mırıldandığımda elimi tuttu.
“Şimdi gerçekten rol yapmamız gerekiyor.”
Cümlesini bitirdiğinde yüzünde buruk bir ifade oluştu. Bana karşı bir şeyler hissediyor olabilirdi ve onu fazlasıyla incitecek bir hareket yapmıştım. Hafif bir iç çekerek önüme baktım ve ona uyum sağlayarak yürümeye başladım.
Büyük salon pastel renklerle kombine edilmişti. Kıyafetime tekrar baktıktan sonra hafifçe gülümsedim. Ortamla fazlasıyla uyumluydum.
Biraz ilerlediğimizde sağ tarafta ufak bir sahne fark ettim. Kızların da söylediği gibi okulun grubu sahne alacaktı. Gecenin devamında da isteyenler sahneye çıkıp kareoke yapacaktı.
En azından bugünün güzel geçmesini umarak Batuhan’ın elini daha sıkı tuttum. Şaşkınlıkla bana döndüğünde bakışlarına karşılık vermedim.
Yan taraftaki masalardan birine doğru ilerlerken bakışların üzerimizde olduğunu fark ettim. Tamam normalde de alışıktım böyle bakışlara ama bu kadar üst üste geldiğinde de ister istemez tedirgin hissediyordum. Gözlerimi yere diktiğimde Batuhan elimi sıktı.
“Çok güzel olmuşsun, o yüzden bakıyorlar.”
Şaşkın bir gülümseme yüzüme yayılırken o da gülümsedi. Gözlerimiz buluştuğundaysa cesaretimi topladım.
“Bence sana bakıyorlar.”
Cümlemi bitirir bitirmez pişman oldum. Sıcaklık yanaklarıma doğru hücum ederken gözlerimi yere eğdim.
Ufak bir kahkaha attı Batuhan. Elini elimden çekip çenemi kaldırdı.
“Aramızda utanacak bir şey yok değil mi?” dediğinde gözleri şefkat doluydu.
Kafa sallamakla yetindim. O zaten söylemek istediklerimi ben konuşmadan anlayabiliyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Bulutların gelmesiyle ilgi üzerimizden dağıldı. Bulut’un umursamazca yürüyerek sahnenin yanındaki masaya gidişini izledim. Girdiği her ortamda dikkatleri üzerine çekebilme yeteneği vardı çocukta. Doğuştan havalı diye aklımdan geçirirken söylediğim şeyin saçmalığına güldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mum Işığı 1 : İstanbul
Teen FictionPelin İzmir'de yaşayan yarı Alman yarı Türk bir kızdır. Dedesiyle büyümüş, ne intihar eden annesini ne de Alman babasını tanıyabilmiştir. Bir gün başarısının fark edilmesiyle İstanbul'daki saygın liselerden birinden burs kazanır ve hayatı değişir. K...