Heeey! Herkese merhaba :) Görüşmeyeli iyisinizdir umarım. Fazla ara verdiğimin farkıdayım ama eğitim öğretim hayatımın en zor ve en korkunç dönemlerinden birini yaşadım. Hazırlık hiçbir şeymiş, üniversite bölümde başlıyormuş. Adapte olamadım falan bayağı zor geçti benim için. Çok şükür atlattım ama pazartesi yeniden başlıyor her şey. Şimdi kısaca özet geçeceğim geçmişte olanlara dair verdiğim arayı kapatmak anlamında. Sonrasında da yeni bölüm gelecek. Ayrıca becerebilirsem güzel de bir video hazırlayacağım, denemek bedava. :)
Evet, 41 bölümde neleri geride bırakmışız, hatırlatma yapmaya başlayalımmm :)
***
Öncelikle her şey dışa kapalı olarak yetiştirilmiş, güzel bir kızın, Pelin'in, başarısının fark edilmesiyle - ya da belki başka sebeplerle - İstanbul'a özel bir okula gelmesiyle başladı. Kızımızın aile işleri fazlasıyla karışık, şimdilik sadece alman olan babasını hiç tanımamış, dedesiyle büyümüş bir kız görüyoruz. Tabi bu buz dağının görünen kısmı takdir edersiniz ki.
Belirttiğim gibi dışa kapanık Pelin. Yok denecek kadar az arkadaşı var. Bunun sebebi de biraz dedesi. Aile işleri fazla karışık olduğundan kızı her şeyden sakınarak büyütmüş. Pelin'in İstanbul'a geldiğinde bu derece şoka girip adapte olamaması da bu yüzden. Kendini kalabalığa ait hissetmiyor çünkü. Fazla güzel, bakışlara alışık ama bakışların sahipleriyle bu kadar yakın olmamış hiçbir zaman. O yüzden afallıyor biraz, alışmaya çalışıyor ve karşısına Bulut'un çıkmasıyla her şey engel olamadığı bir yönde ilerlemeye başlıyor.
Bulut. İnsanların bir bakınca bir daha baktığı bir delikanlı. Fakat insanlar yaklaşmaya korkuyor, davranışları da buz mavisi gözleri gibi ürperten bir soğukluğa sahip çünkü. Hissettiğini, düşündüğünü kolayca belli etmiyor. O da bir nevi içine kapanık ama bunu o havalı görünümünün altına gizlemiş, umursamazlığıyla harmanlamış gibi. Annesi doğumda ölmüş, babasıysa ilgi kavramını maddiyattan ibaret görüyor. Belki de umursamaz ve soğuk tavrıyla kendince babasından intikam alıyor. Ne ilgi bekliyor artık babasından ne de içten bir gülümseme.
Batuhan. Bakışları da gülümseyişi kadar sahici ve samimi. Pelin'in ilk etkilendiği şey bu oluyor onda. Söylediği her şey fazla içten, insanın kalbine dokunuyor.
Bulut ile Batuhan aynı babanın çocukları ama gel gör ki bir o kadar zıtlar birbirlerine. Batuhan Bulut'un aksine derslerinde başarılı ve babasının o maddiyattan ibaret gördüğü ilgiyi reddediyor kendince. Okulda burslu okuduğu gibi boş vakitlerinde de çalışıyor. Bulut'tan farklı bir yol izliyor yani. İçten içe babasının onları sevdiğine inanmak istiyor.
Batuhan'ın annesi hala hayatta, hatırlarsanız Pelin'in yurdunda danışmada çalışan kadın, belki de Batuhan o yüzden Bulut'a nazaran daha içten ve sıcak bir insan. Bulut hayatında her şey eksik bir şekilde büyümüş çünkü. Batuhan'ın en azından annesi var. Onu düşünen, yönlendiren, her daim yanında olan bir annesi.
Bulutla Batuhan'ın ilişkileri bambaşka bir boyutta. Öz kardeş olsalar bu kadar yakın olamazlardı. İkisi de birbirlerinin ne düşündüğünü, ne hissettiğini konuşmadan anlayabiliyor. Herkes hikaye başladığından beri Pelin yüzünden araları bozulacak diye bekledi ama aralarındaki ilişkinin sarsılması bu kadar kolay değil.
Karakter analizinden sonra olaylara dönersek en başta Pelin'in başının Bulut'un grubuyla derde girdiğini hatırlayabiliriz. Bu durumdan onu Batuhan kurtarmıştı, Pelin'in kız arkadaşı olduğunu söyleyerek. Fakat sonrasında işler sarpa sarmıştı. Açılış partisinde her şey üst üste gelmiş, gece Bulut'un Pelin'i kendi evine götürmesiyle sonuçlanmıştı. Tabi sonrasında herkes bunu konuşmaya başlamış, Batuhan bayağı sinirlenmişti.
Olayın can alıcı noktalarından biri de Pelin, Bulutla Batuhanın kardeş olduğunu çok sonra öğrendi. Hatta bir süre etkisinden çıkamadı. Sonrasında tepkisi büyük oldu, ikisiyle de ilişkisini kesmeye karar verdi. Ama bu kararı çok uzun sürmedi. Almanya ve İngiltere'den spor etkinlikleri kapsamında yabancı öğrenciler gelmişti. Pelin Almanca bildiği ve sporcu olduğu gerekçesiyle Bulut'un olduğu gruba rehber seçilmişti. İşte bu kafileyi eğlenceye götürecekleri akşam karar verdi onlarla ilişkisini kesmeyi ama gece içkiyi fazla kaçırınca yine tüm dikkatleri üzerine topladı. Bulut onu korumak için bir süredir yokmuş gibi davranıyordu zaten bu da Pelin'in sabrını taşıran son noktaydı.
Sonrasında işler çok hızlı gelişti. Batuhanla Bulut Pelin nasıl mutlu olacaksa o yolu izlemenin daha mantıklı olduğuna karar verdiler ki ikisi de bu yolun Bulut'tan geçtiğini biliyordu. Bulut hislerini açtı Pelin'e. Sahiplendi, onunla zaman geçirmenin tadına vardı.
Tabi Pelin'in Bulutla arasındakilerin bir nevi resmiyete dökülmesi bazı insanları çileden çıkarttı. Bulut'un grubundaki Irmak bunun en belirgin örneğiydi. Tüm bu olanları Batuhan bir köşeden izliyordu.
Derken Pelin'in ailesiyle ilgili bazı gelişmeler yaşandı. İlginçtir ki bu gelişmeler Bulutla Batuhan'ın babasından geldi. Bulut ve Batuhanla konuşurken Pelin'den bahsetmesi ortada ciddi bir şey olduğunun en büyük kanıtıydı ama ne olduğuna dair en ufak fikirleri dahi yoktu. Tabi bu ikisini de huzursuz etti. Bulut her şeye tedirgin olmaya başladı, sanki her an Pelin'e bir şey olacakmış gibi. Bir yandan tedirginliğini gizlemeye çalışırken bir yandan da dengesiz davranışlar sergilemeye başladı. Deli gibi sahiplendiği Pelin'i yanından ayırmaya bile tahammül edememeye başladı. Tabi bu dengesiz davranışlara katlanamadı daha fazla Pelin. Bir şey olduğunu anlamıştı ama ne hiçbir fikri yoktu.
41. bölüm Batuhan ve Pelin konuşurken bitmişti. Pelin Batuhan'ın da bir şeylerden haberdar olduğunun farkında ama Bulut'un dengesizliklerinden o kadar sıkılmış ki bu konu hakkında soru sormuyor, zamana bırakmayı tercih ediyor.
Bulut'un grubundaki gençler Atakan, Arda ve Mete. Adları ilerleyen zamanlarda bize daha çok lazım olacak.
Hazal ile Özge'yi unutmamak lazım. Onlar da Pelin'in en büyük destekçileri.
Ben, Nuri Bilge Ceylan tadındaki wattpad yazarınız, 40 bölüm boyunca ana karakterlere yoğunlaştım onları daha iyi anlatabilmek, okuyucuya hissettirebilmek adına. Şimdi biraz da yan karakterlere yoğunlaşacağız, onları daha fazla dahil edeceğiz oyuna.
Hazır mıyız?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mum Işığı 1 : İstanbul
Teen FictionPelin İzmir'de yaşayan yarı Alman yarı Türk bir kızdır. Dedesiyle büyümüş, ne intihar eden annesini ne de Alman babasını tanıyabilmiştir. Bir gün başarısının fark edilmesiyle İstanbul'daki saygın liselerden birinden burs kazanır ve hayatı değişir. K...