Part 56 - Yanlış soru

61K 3.1K 205
                                    

Arkadaşlar öncelikle merhabalar. Hepinizin Çağrı konusunda bir kafa karışıklığı yaşadığınızı biliyorum ama yavaş yavaş anlayacaksınız kim olduğunu. Aslında tahmin etmesi çok da zor değil ama olaylar öyle bir gelişiyor ki 'tamam işte bu' diyemiyorsunuz, bunun ben de farkındayım. Sadece arkanıza yaslanın ve hikayenin tadını çıkarın. Yavaş yavaş her şey su yüzüne çıkacak.

İkincisi, yeni bölümü bir önceki bölüm kafamdaki okunma sayısına ulaşmadan yayınlamak istemiyorum. Bu bölümü bugün bitirdim, günlerden çarşamba. Sizin elinize ne zaman ulaşır, işte onu okunma sayısı belirleyecek. Yani biraz da sizin elinizde bu durum.

Yorumlar beni çok mutlu ediyor. Hepsine de cevap veriyorum yani. Düşüncelerinize saygı duyuyorum, hepsi benim için çok değerli. Böyle devam yani.

Bu arada bugün başıma gelenleri paylaşmak istiyorum. Gece 3'e kadar kore dizisi izledim -neden, çünkü gerizekalıyım - ve geç yattım. Sorun etmedim çünkü en erken dersim 12deydi. Gözümü bir açtım saat 12'yi 10 geçiyor. Nasıl yıkıldığımı anlatamam. Alarm falan hikaye olmuş anlayacağınız. Kalktım hemen koşa koşa okula gittim tabi kaçırdığım ders de çok önemli bir dersti. Kendime aşırı kızdım ve bundan sonra daha düzenli olma kararı aldım. Daha erken yatıp en azından ders kaçırmama adına. Çünkü salı günü de amaçsız bir şekilde okula gitmedim ve en çok dersimin olduğu gün. Kısacası böyle bir şey lazımmış kendime çekidüzen vermem için. Yeni kararımın ardından bugün gidemediğim dersin vize sonuçları açıklandı ve notumun etkisiyle mutluluktan sarhoş gibi gezdim tüm gün. Tabi bu durum aldığım düzenli olma kararını da daha çok pekiştirdi.

Özetle burda da çok zaman harcıyorum ve bir bölümü yazmam aşırı uzun sürüyor. Dalıyorum, bilgisayara bakıyorum. Yazacağım şeyi yaşıyorum resmen. Bir sahne kuruyorum sonra onu kafamda geri sarıp başka ihtimaller deniyorum. Cidden konu yazmak olunca kafayı yiyorum. O yüzden bir önceki bölüm yeterli sayıda okunduğunda yeni bölüm paylaşacağım. Böylece kendimi de burada çok vakit geçirme konusunda dizginlemiş olurum.

Multimediaya Çağrı resmi koydum ama kesin paylaşırken hata verir, beceremem. Yine de bir bakarsınız.

Sevgiler ve tabii ki iyi okumalar :)

Pelin

"Abi arabanın kapısını aç geldik"

"Yavaş, dikkat edin"

Sesler yavaş yavaş beynime dolarken hafifçe gözlerimi araladım.

"Çağrı sen iyi gözükmüyorsun" dedi Batuhan'ın olduğunu düşündüğüm bir ses. Gittikçe algılarım açılmaya başlıyordu. Bulut beni kucağında taşıyordu. Sanırım evine gelmiştik.

Arkadan Özge'nin bir şeyler söylediğini duydum. Demek onlar da gitmemişti.

"İyiyim" dedi Çağrı ısrarla. Sesi çok yakından geliyordu. Göz kapaklarımın ağırlığına yenik düştüğümde olan biteni dinlemeye devam ettim. Yüzüme çarpan sıcaklıktan eve girdiğimizi anladım.

"Şuraya" dedi Bulut muhtemelen koltuğu işaret ederek. Birkaç saniye sonra tahmin ettiğim vücudum yumuşak bir zeminle buluştu. Ardından yaşadığım şeyler aklıma bir bir hücum etmeye başladı. Çağrı'nın gözlerindeki çaresizlik. Adamın bana dokunan elleri. Attığı tokat. Çağrı'nın kan içindeki yüzü. Kanına bulanan ellerim. Öldüresiye attığı yumruklar.

Hiçbir şey hissetmiyordum. Neden olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu ama hissetmiyordum işte. Acı, korku, nefret. Hiçbir şey. Yorgun gözlerimi açtığımda etrafıma bakındım. Anladığım kadarıyla Bulut mutfaktaydı. Yanında birileri vardı ama kim olduğunu çıkaramıyordum. Özge'yi koltukta dalgın dalgın halıyı incelerken gördüm. Uyandığımı fark etmemişti. Bakışlarımı biraz sağa kaldırdığımda Çağrı ile göz göze geldik. Tüm dikkatiyle bana bakıyordu ama yanıma gelmek için bir hamle yapmadı.

Mum Işığı 1 : İstanbulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin