Merhabalar! Finallerim başlıyor. Onun dışında da zor bir dönemden geçiyorum. Bu da demek oluyor ki bir hafta kadar yeni bölüm gelmeyebilir. İki gündür yolda bayağı yazdım, beklemeden paylaşayım dedim.
Pelin değişecek, ilerleyen bölümlerde çok çok farklı; daha önce hiç görmediğiniz olaylara şahit olacaksınız. Aynı şekilde Çağrı'nın kim olduğuna dair büyük ipuçları gelecek.
Multimedia Çağrı. Bölüm sonuna yazdığım parçanın piyano versiyonuna bakabilirsiniz.
Yorum bırakmayı unutmayın lütfen :)
İyi okumalar
Eve girdiğimizde Çağrı'nın Ayşe teyzesi mutfaktaydı. Montumu çıkarıp askılığa astığımda yüzüme çarpan sıcak hava dalgası bütün kaslarımı gevşetmişti.
Ayşe teyzeye gülümseyip mutfağa gittiğimde basitçe yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordum. Bana daha kocaman bir gülümsemeyle karşılık verirken bu kadına ısındığımı hissettim.
"Yok kızım. Çıkıyorum zaten şimdi" dedi ve salondan tarafa döndü. "Çağrı sen bir gelir misin, en üstteki tencereye boyum yetişmiyor"
Çağrı mutfağa geldiğinde ben de kapıya yaslanmış onları izliyordum. Uzun boyuyla tencereyi hızlıca indirdi ve "başka bir şey var mı?" diye sordu.
Bir an sessizlik olduğunda Ayşe teyze gözlüklerini düzeltti ve ellerini mutfak önlüğüne sildi. "Evet, bir daha kimseyle kavga etme. Şu yüzünün haline bak oğlum"
Boğazıma bir şey takılırken öksürmemek için kendimi zor tuttum. Ayşe teyze dikkatli bir şekilde Çağrı'nın yüzünde kalan belli belirsiz izlere baktı ve aniden bana döndü.
"Kızım senden rica ediyorum kavga etmesine izin verme. Belki seni dinler"
Az önce boğazıma takılan şey şimdi nefes almamı engelliyordu sanki. Mahcup bir şekilde öksürdüm. Benim yüzümden kavga ettiğini bilse ne düşünürdü acaba?
Çağrı nasıl bir durumda olduğumu anlamış olacak ki konuşmak için ağzını açtı ama Ayşe teyze önce davrandı.
"Almanyadayken de az gelmedi eve böyle" dediğinde Çağrı'ya ters bir bakış attı. Ardından hafifçe iç geçirdi ve tek eliyle Çağrı'nın sırtını sıvazladı. Anladığım kadarıyla aralarında öyle bir ilişki vardı ki birbirlerine kızsalar bile çok uzun sürmüyordu. Tıpkı dedemle benim ilişkim gibi.
Dudağımın kenarında hafif bir gülümseme belirirken Ayşe teyze mutfaktan çıktı ve askılıktan montunu aldı. Çıkarken Çağrı'ya yaptığı gibi benim de sırtımı sıvazlamıştı. Garip hissetmiştim. Garipten ziyade sanki içinde bulunduğum ortama ait gibi. Gittikçe daha da alışıyordum bu eve.
Ayşe teyze çıkarken bir sürü hatırlatmada bulunmuştu. Gerçekten anne gibiydi.
Gülümseyerek mutfağa geçtiğimde Çağrı da piyanonun başına oturmuştu. Sürahiden bir bardak su alıp çekinerek ona baktım.
"Benim yüzümden kavga ettiğini bilse ne düşünürdü acaba?"
Bir an kafasını kaldırıp bana baktı. Yüzündeki ifade söylediklerimin aksine fazlasıyla rahatlatıcıydı.
"ALBA Berlin altyapısında arkadaşlıklar çok değişik bir boyuttadır. Nasıl desem, kardeş gibiyiz. Sürekli aynı şeyleri yaparız"
Cümlesini bitirdiğinde piyanonun bir iki tuşuna bastı. Bir an cevap vermeyeceğini sandım ama devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mum Işığı 1 : İstanbul
Novela JuvenilPelin İzmir'de yaşayan yarı Alman yarı Türk bir kızdır. Dedesiyle büyümüş, ne intihar eden annesini ne de Alman babasını tanıyabilmiştir. Bir gün başarısının fark edilmesiyle İstanbul'daki saygın liselerden birinden burs kazanır ve hayatı değişir. K...