MASUMİYET 5.BÖLÜM
Karanlık sığındığım değil, sığınacak bir liman aradığım basit bir eylemdi. Karanlığın içinde korkularım büyür, korkularımın içinde boğulacağımı düşünürdüm. Şimdi ise karanlığın içinde korkmuyordum. Belki de bunun nedeni korkularımda sığınacağım bir limanın olmadığı bilincinde olduğumdandı.
"İpek..."
Kapı bir anda açılıp Güneş'in içeri girmesiyle ellerimi gözlerime koydum. Koridordan gelen ışık gözlerimi kamaştırmıştı.
"Ne yapıyorsun karanlıkta?"
Güneş'in sorduğu soru ile uzandığım yataktan yavaşça doğruldum ve ışığa gözlerimin alışmasına izin verdim.Kısık bakışlarımla Güneş'e baktım. Güneş yanıma gelip yatağa oturduğunda ondan gözlerimi alamadım. Morali bozuktu ve bunu yüzünden saklayamıyordu.
"Hiç..." dedim durgun bir ses tonuyla. Yatakta öne doğru kayıp Güneş'in omzuna kafamı koydum. Ne kadar zaman olmuştu sahi bilmiyorum ama bir omza kafamı koymak tuhaf bir şekilde iyi hissettirmişti beni. Yüzümde hafif bir tebessüm belirirken
"Ne oldu?" dedim. Güneş de kafasını benim kafamın üstüne koyduğunda sesli ve sıkıntılı bir nefes verdi dışarı.
"Bugün Denny ile karşılaştım." Güneş'in sıkıntılı ve gergin sesi beni de rahatsız etmişti.
"Ne dedi?"
"Beni almaya gelmiş..." diye mırıldandı.
Ses tonundaki kırgınlık gözler önündeydi. Kafamı Güneş'in omzundan çekmek için hareketlendiğimde Güneş kafasını geriye çekti. Kaşlarımı hafifçe çatıp Güneş'e baktığımda gözlerinin dolu dolu olmasını beklemiyordum.
"Hatasını affetmiş, gelmiş işte..." dedim. Sinirlerimin neden bozulduğunu bile bilmeden Güneş'e bakmaya devam ettim. Söylediğim sözde kendimi kandırdığımı bilmeden...
"Ne hatasını affetmesi İpek? Beni hala suçlu olarak görüyor. Gücünü yeniden kazandı ya tekrardan ona dönmemi istiyor..." dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü sanki.
"Kenn, Denny ile konuşmamış mı?" diye sordum bir çare. Güneş sorduğum soru ile kaşlarını çattığında sinirli bir şekilde bana baktı. Gözlerinde öfke kıvılcımları vardı.
"O adamın böyle bir şey yapabileceğine aklın eriyor mu?" diye çemkirdiğinde yataktan bir hışımla kalktı ve çıkışa doğru ilerledi. Söylediği ile yerimde öylece kalırken şaşkın bir şekilde Güneş'in arkasından baktım.
"O adam öyle kir pas içinde ki, onun yanına yaklaşan bile bu kir pastan muzdarip oluyor..." dedi kinayeli bir şekilde. Kafasını çevirip omzunun üstünden bana baktığında
"O adamla aramda bir şey olmayacağını biliyorsun..." diye mırıldandım. Güneş boş bakışlarını yüzümden çekmeden kapının kulpunu tuttu ve dışarı çıktı. Kapı ardından çarptığında bir tokat misali yüzüme çarptı gerçekler...
Geçmişteki anılarım bir bir kafamın içinde gözle görülür bir yere geldi. O adamı kendim gibi sanıp acımak benim acizliğimden başka bir şey değildi. Anne babasız büyümesi ona karşı bir adım atmama sebep olmuştu. Onun içinde küçük de olsa bir duygu kırıntısı olduğunu düşündüm. Halbuki o adamın bana yaptıklarını bu kadar çabuk nasıl unutabilmiştim? Onun bana bir fahişeymişim gibi sarf ettiği cümleleri, boynuma kondurduğu o öpüşü, boğazıma sarılan o elleri ve bir gece için bana biçtiği parayı nasıl unutabilirdim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...