39.BÖLÜM

87.4K 5.1K 311
                                    

MASUMİYET 39.BÖLÜM

Hayatım boyunca hep korkarak sindirilmiştim. Birini kaybetme korkusu nasıl bir histi bilemezdiniz. Korkularımın içine hapsoldum tüm hayatım boyunca. Kendim gibi olmayı, hesap vermeden yaşamayı bilmiyordum. Ama şimdi ilk defa kendimi özgür hissediyordum. İlk defa istediğim bir şeyi kendi rızamla yapıyordum.

Kenn ile öpüşmek öyle bir şeydi ki kendimi buz gibi havada cayır cayır yanan bir sobanın içine atmış gibi hissediyordum. Dudaklarımı Kenn'den çekerken Kenn, belimi sımsıkı sardı. Beni bırakmayacaktı. Gözlerindeki ellerimi çekmeden alnımı ellerimin üstüne koydum ve bekledim. Çok utanmıştım. Beni böyle görmesini istemiyordum. Kenn'in yarım ağız güldüğünü gördüğümde gözlerimi kapattım ve utancımla baş başa kaldım. Böyle bir şeye nasıl cesaret edebilmiştim?

"Utanmanı görmek isteyecek kadar kötü bir adam olabilirim." Kenn'in konuşmasıyla şaşkınca düşüncelerimden sıyrıldım ve anında kafamı kaldırdım.

"Kenn..."

"Benimle dalga geçme!"

"Tamam dalga geçmeyeceğim. "

"Ellerini çek gözlerimden..." Ses tonu alaycılığını korurken dudaklarımı büzdüm. Şu anda ciddi bir utanç duygusunu bile bana fazla mı görecekti? Ben bu düşünceler arasındayken Kenn tek elini kaldırdı ve gözlerindeki ellerimin üstüne koydu. Elimi güven verircesine sıkıp gözlerinden ellerimi yavaşça aşağı indirdi. O delici bakışları benim bakışlarımla buluştuğunda nefes almayı unuttum sanki.

"Bana kedi yavrusu gibi bakıyorsun..." Söylediği ile o büyülü dünyadan çıktım. Gözlerimi kısıp karşımdaki adama hayal kırıklığı ile baktım.

"Şu anda daha romantik sözler bekliyordum ama..." Sustum ve bir süre düşündüm.

"Hiç olmaması gereken yerlerde romantik şeyler söyleyip şu anda böyle bir anı nasıl bozabiliyorsun?" diye kızdım sinirli bir ses tonuyla. Kenn, verdiğim tepkiyle kaşlarını çattı ve anlamsızca bana baktı.

"Ne yaptım ki..." diye sordu ve ses tonundaki ciddiyet kafamı olumsuz anlamda sallamama sebep oldu. Yerimden kalkmak için hamle yaptığım sırada Kenn, belimi daha sıkı sardı ve kalkmamı engelledi.

"Şu an çok güzelsin." Kenn'in bir anda sarf ettiği cümle ile tek kaşımı kaldırdım ve Kenn'in yüzüne baktım. Çocuksu, ne yapacağını bilemiyormuş gibi bir hali vardı.

"Hem seninle öpüşmek çok güz..."

"Kenn..." dedim bir anda sözünü keserken.

"Şu anda ne yapıyorsun?"

"İstediğin bu değil mi?" Kenn'in söylediği ile derin bir nefes aldım. Ben bu adamla ne yapacaktım?

"İstediğim bu değil! Böyle pat diye..." Kenn, dikkatlice beni izlerken kafasını sağa yatırdı. Hala anlamamıştı...

"Böyle şeyler, daha süslü cümleler kullanarak söylenir. Daha 5 dakika öncesine kadar ne kadar da..."

Kendimi kaptırmış giderken bir anda kafama jeton misali dank etti ve aniden durdum. Ne yapıyordum ben? Ne ara bu kadar kendimize alışmıştık? Ben, Kenn'e öfkelenip ona bir şeyler anlatırken onun beni anlamaya çalışması... Hayır, bu sahne çok fazla güzeldi! Gerçek olamayacak kadar güzeldi. Halbuki o kaba, ruhsuz adamın bu kadar değişmesi normal miydi?

"Ne oldu güzelim?"

Kenn'in konuşmasıyla kafamın içinde beni yiyip bitiren sorulardan kurtuldum. Ve bakışlarımı Kenn'in gözlerinin içine çevirdim. Oradaki duygular o kadar gerçekçiydi ki hissettim. Bana karşı güçlü duygular hissediyordum.

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin