MASUMİYET 31.BÖLÜM
Zihnimin en ücra köşesine çekilmiş bana pusu kuran o anı ortaya çıktığında içimdeki o küçük kız ellerini ağzına götürüp şaşkınca o anıya baktı. İnanamıyordu. Tıpkı benim gibi...
"Benim hiç yaralarımı öpmediler..." Kendi sesim kafamın içinde büyük gürültülerle yankılandığında anılarımdan kaçmak istedim. O gece ben neler yapmıştım?
Kenn, tam dibime gelip bana üstten bakışlar attığında kafamı kaldırdım ve onun gözlerinin içine baktım. Durgundum.
"Bana söylemedin..."
Ağzımdan dökülen cümleler tuhaf bir şekilde umut doluydu. Öfkesi ve kızgınlığına rağmen o gece ona yaptığım hiçbir şeye ses etmemiş, üstelik bana bu konu hakkında hiç aşağılayıcı bir sözcük kullanmamıştı. Kullanabilirdi. Hatta tam olarak öyle birine benziyordu ama yapmamıştı... Beni bir kere daha şaşırtmıştı.
"Bana böyle bakınca çok güzel oluyorsun."
Kenn'in alaylı ses tonuna karşın tepkisiz kaldım ve ona bakmaya devam ettim. Zor da olsa onu çözüyordum. Çözümsüz bir denklem değildi. Sadece denklemi iyi anlamak lazımdı.
"Çok teşekkür ederim." Yüzüme minnetle dolu bir gülümseme yerleştirdim ve onun hakkında ilk defa düşüncelerimin iyi yönde olduğunu fark ettim. Kenn, böyle bir tepki vermemle birlikte dondu kaldı. Bakışları benim bakışlarımda öylece bekliyordu.
"Burada..."
Seymen'in sesi ile bakışlarımı Kenn'den ayırdım ve gelen kişilere baktım. Kenn de benden bir adım uzaklaşıp sağ tarafımda bekledi. Seymen'in yanında gelen genç kadına baktım. Giydiği elbiseden hizmetçi olduğunu anlamıştım. Bakışlarım istemsizce tekrar Kenn'e döndüğünde alt dudağımı birbirine bastırdım ve bakışlarımı hemen ondan çektim. Elindeki içki bardağına bakıyordu öylece. Bir şeyler düşünüyor gibi bir hali vardı. Kadın ayak altımdaki camları topladığında Seymen'in yanıma geldiğini fark ettim.
"İyi misin? Kan şekerin mi düştü acaba? " Seymen Türkçe konuştuğunda kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Yok sanmıyorum." Bakışlarımı Kenn'e çevirmeden önüme döndüm ve derin bir nefes aldım. Şu anda hissettiklerim çok karman çormandı ve bu karmaşıklığın içinden sıyrılmam kolay olmayacak gibi gözüküyordu.
"İpeğin lisedeyken sürekli kan şekeri düşerdi. Belki yine öyle olmuştur." Seymen'in konuşmasıyla kafamı kaldırdım ve Seymen'in'in bar tezgahından çikolata aldığını gördüm.Kenn, Seymen'in söylediği ile bakışlarını bana çevirdi ve kısa bir süre baktı.
"Bunu bilmiyordum." Dedi. Seymen, yüzünde memnun bir sırıtışla bana geldiğinde çikolatayı uzattı. Hiç ikiletmeden elinden aldım ve gözlerimi kırptım.
"Teşekkür ederim."
"İpek, senden bahsediyordu. Çok yakın iki arkadaşmışsınız.Şu şirket işinin olması büyük bir tesadüf oldu değil mi?" Kenn'in sesi odanın içinde yine hakimiyet kurduğunda Seymen'in afalladığını gördüm.
"İki arkadaş mı?" Bakışlarımı döndürüp Kenn'e baktım. Kenn kafasını olumsuz anlamda sallayıp buz gibi bir bakış attı bana.
"Sen İpeğin neyi oluyorsun?" Seymen'in titreyen ses tonu kulaklarıma dolduğunda yutkundum ve sessizliğimi korudum.
"Her şeyi..." Kenn'in kararlı ve güven veren sesi odaya dolduğunda sarsıldım. Elim ayağım hissizleşirken elimle koltuğun başından güç aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...