MASUMİYET 7.BÖLÜM
"Benden kork ama benden sakın kaçma! " diye fısıldadı Kenn acı dolu bir ses tonuyla. Söylediğini idrak edemedim bir süre. Kenn'in sesinde bir duygu kırıntısı görmek beni fazlası ile darmaduman etti .
Bakışlarımı ilk defa onun gözlerine şefkatle çevirdim. Bir annenin çocuğunu sahiplenmesi gibi sahiplendi gözlerim onun gözlerini. Ona bazı gerçekleri görmesi gerektiğini söylemek istedim. Hayatına böyle devam etmemesi gerektiğini söylemek istedim. Bir annenin evladını korumak ister gibi ona doğru yolu göstermek istedim. Dudaklarım istemsizce kıpırdandığında duyduğum ses dilimin ucuna gelen tüm kelimeleri yok etti. Büyü bozulmuştu sanki...
"Geliyorlar efendim." Kenn sihirli sözcüğü duymuş gibi kafasını çevirdiğinde vücudunun gerildiğini gördüm. Bu kadar yakınımda olması beni de gerginleştirdi bir anda.
Bakışlarımı Kenn'in sırtından alıp Güneş ve Denny'e çevirdim.Yatın İçinden çıkan Güneş ve Denny'nin yüzündeki memnun ifade yüzümde küçük bir gülümsemeye ev sahipliği yaptı. Güneş'in bakışları direk benimle buluşurken alt dudağımı dişlerimin arasına aldım ve yalancıktan korkuyor numarası yaptım. Güneş, Denny'den ayrılıp bana doğru koşar adım geldiğinde geriye doğru bir adım attım. Güneş bize 2 3 adım kala Türkçe bir şekilde
"Şu adamla birlik olduğuna inanamıyorum." Dedi.
Sesindeki kırgınlık gözler önüne serildiğinde bakışlarımı durgun bir şekilde Kenn'e çevirdim. Güneş'in Kenn ile birlikte olduğumu düşünmesi karşısında şaşkın kaldım aslında. Halbuki en çok Güneş beni tanırdı. İnsanların işine burnumu asla sokmazdım ki ben...
"Herkes ikinci bir şansı hak eder, ben de bugün ona güvenmek istedim." Dedim bakışlarımı Kenn'den ayırmadan.
Kenn konuştuğumuz dili anlamadığı için gözlerini kısıp bana öfkeli bir şekilde baktı. Bu hareketi karşında yüzümde hafif bir tebessüm belirdi. Şu anda Güneş'e beni buraya Kenn'in zorla getirdiğini söylemeyecektim. Ve bunu neden yapıyordum tam olarak ben de bilemiyordum. Bakışlarımı Kenn'den çekip Güneş'e baktım.
" Barıştınız ya gerisi önemli mi Güneş?" dedim yapma bir kaş çatması ile. Güneş son söylediğimle hafifçe gülümsedi. Bu hali beni mutlu ederken onun yerinde olmak istedim bir anda. Halbuki çocukken ona nasılda acırdım.
Annesinin evimize temizliğe geldiği bir günde tanışmıştık. İlk geldiğinde bir köşeye sinmiş öylece bekliyordu. Anılar zihnimi zorladığında gözümün önünde çocukluğumuz belirdi. Onu aşağılayan biriydim. Belki bunu sözlü bir şekilde hiç ifade etmemiştim ama bunu bakışlarımla, davranışlarımla her daim gösterirdim. Eve gelen her arkadaşımla onun hakkında konuşur dalga geçerdim. Ve o bunları göremeyecek kadar aptal bir kız değildi.
"10 yaşındayken sokakta düşmüştüm de ayağımı kırmıştım hatırlıyor musun?" dedim minnet dolu bir ses tonuyla. Güneş söylediğim ile kafasını olumlu anlamda salladım. Bakışlarındaki duygu yoğunluğu içime işledi.
"O gün düştüğümde yanıma ilk sen geldin. O zaman aileme haber vermek için eve gitmek istediğinde izin vermemiştim. Tek kalmaktan korktum. Ve sen hiç ikiletmeden eve gitmeyip gelip beni sırtına almıştın. Beni o şekilde eve kadar getirdin. " Gözlerimin dolmasına engel olamadım.
"Bir şeyden korktuğunda tek kalamazdın sen. Ve o gün canının acısından çok gözlerinde korku vardı.Seni yalnız bırakamazdım." Güneş'in de gözleri dolduğunda
"Benim onca yaptığım şeye rağmen o gün beni yerden kaldırdın sen. Senin hakkını ödeyemem." Dedim. Güneş söylediğim ile kaşlarını çattığında
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...