16.BÖLÜM

100K 5.2K 249
                                    



           MASUMİYET 16. BÖLÜM

"Çekilir misin önümden?" diye konuştuğumda ses tonum kaygılıydı.

Elimi kaldırıp Kenn'in saçlarıma uzanan koluna dokundum. Bu öyle bir dokunuştu ki yasaklı bir şeye izinsiz dokunmak gibiydi. Öyle ürkek, öyle kaygılı, öyle kararsızdım ki bunu saklayamadım. Kenn'in bedeni dokunuşumla birlikte gerilirken bir süre anlayamadım. Bu da mı hayal gücümün bana oyunuydu? Kenn ateşe dokunmuş gibi elini saçlarımdan çekti ve elimi istemsizce geriye çektim. Kenn geriye doğru bir adım atmadan kaşlarını çattı ve öfkeli bakışlarını benim yüzümde gezdirdi.

"Burada öfkelenmesi gereken kişi ben olmalıyım." diye mırıldandım.

"Sen..."

"Sen ne yapıyorsun?" Kenn'in öfkeli bir şekilde konuşmasıyla kaşlarımı kaldırdım ve inanamıyormuşum gibi Kenn'e baktım.

"Ben mi ne yapıyorum?" diye sordum hayret verici ses tonumla.

"Beni köşeye sıkıştırmış taciz eden senken ben ne yapıyorum öyle mi?" diye devam ettiğimde Kenn'in yüzünde komik denilecek bir ifade belirdi. Bir eline bir bana bakarken

"Taciz mi ?" diye sordu. Kafamı mekanik olarak olumlu anlamda salladım ve memnun olmayan bir ifade ile aramızdaki mesafeyi gösterdim. Kenn sinirli bir şekilde güldüğünde kaşlarını kaldırdı.

"Sadece saçına dokundum? "

"Ben saçıma dokunmana izin verdim mi?" diye sordum acımasızca ve Kenn'in konuşmasına fırsat vermeden devam ettim.

"Önüme geçip gitmemi engelliyorsun. Üstelik yanında kalmak istemediğimi açıkça belirttiğim halde, bana dokunmaya çalışıyorsun."

Kenn söylediklerim ile ellerini yumruk yaptı. Dişlerini ölümüne bir nefretle sıkarken geriye doğru bir adım attı.

"Tam şu anda sana taciz nasıl olurmuş, gösterirdim ama yerinde değiliz!"

Kenn'in ima ettiği şey ile yüzümü astım ve Kenn ile ilk tanıştığımız güne gittim bir anda. O içkili nefesini ensemde hissettim önce, daha sonra belimi saran o güçlü ellerin pençesinden kaçmaya çalıştığımı hatırladım. En son boynuma değen dudaklar ile bir anda irkildim. Korkuyla bakışlarımı Kenn'e çevirdim. Bu verdiğim tepki ile Kenn afalladı. Ve bu ifadesini gizleyemedi.

"Kekini fırına attın mı İpek?"

Güneş'in bir anda mutfağa girmesiyle, Kenn'den bakışlarımı aldım ve Güneş'e minnetle baktım. Sağa doğru adım atıp Kenn'den biraz daha uzaklaştım. Güneş mutfağın kapısında şaşkınca kalırken Kenn, kafasını çevirip Güneş'e baktı. Sonra hiçbir şey olmamış gibi bana sırtını döndü ve çıkışa doğru ilerledi. Hiçbir şey söylemedi, hiçbir açıklama yapmadı. Güneş'in yanından geçip gittiğinde derin bir nefes verdim. Nefesimi tuttuğumun bile farkına varamamıştım.

"Ne oluyor burada İpek?" Güneş'in gergin sesi kulaklarıma ulaştığında elimle arkamdaki kek kabını gösterdim.

"Onu indirmeme yardım etti." dedim. Ve neden Kenn'in koruduğumu bilmeyerek başka bir açıklama yapmadım. Güneş, şüpheli bir şekilde Kek kabına baktığında yanıma geldi. Tam karşıma geçtiğinde

"İpek..." dedi çocuğuna öğüt vermeye başlayan bir anne edasıyla.

"Kenn yakışıklı veya çekici olabilir ama ona aşık olman sana zarar veri..."

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin