Ve artık yeni bölümler başlar. Siz bunu okurken ben yazmaya devam edeceğim. Bu seriden devam edecektir kitap, ikinci bir seri olarak değil. Keyifli okumalar Güzel Okurlar desteklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Bölüm şarkısı: Teoman; Güzel Bir Gün
Nilsu
*Korku, tüm iliklerimde şuan tek hissettiğim şey buydu. Amca'mın ağzımda ki eli, nefes almamı engelliyordu. Dizlerim korkudan titriyor. Korkuyordum. İçerde huzurla uyuyan Kenn ve Bilgeyi düşündüm. Boğazım kuruyordu. Kollarından kurtulmaya çalıştım. ''Kenn'' Çığlık çığlığa ismini bağırıyordum. Fakat kimse duymuyordu. İçimden tüm ruhum ve kalbimle bağırdım adını.
Neredeydi? Beni koruyacağına söz vermişti. Ona, beni ondan kimin koruyacağını sormuştum. Sinirlenmişti. Amcam beni sürüklemeye devam ediyordu. Açık kalan kapıdan Kenn'in çıkıp bana bakmasını, bana yardım etmesini bekledim. Fakat kapı yarım bir şekilde açık o ise yoktu.
''Kıpırdama! Yoksa seni burada öldürürüm'' Nefret ve sesinden akan öfke beni daha güçlü kıldı. Kollarından kurtulmak için adeta savaş veriyordum. Güçsüz kalmıştım. Ne zaman çok güçlü olabilmiştim ki...
Bir mucize bekledim. Kenn'in gelip onun kollarından beni kurtarmasını, bana 'Geçti' diyerek sarılmasını bekledim. Kokusu beni iyi edecekti. Mucizelere inanmak, ben mucizelere inanmazdım. Şimdi bir mucize olmasını beklemek aptallıktı. Kenn yoktu. Belki sesimi ona duyurabilsem bir şansım olabilirdi. Amcam beni sürüklemeye devam ediyor, eli ile ağzımı daha güçlü bir şekilde kapatıyordu. Apartman kapısından çıkmak üzereydik. Gözlerim kısa bir süre sonra çıplak ayakları ile kapıda duran Bilgeyi gördü. Korkmuş gözlerini seçebildim. Elimi ona doğru uzattığımda, amcam beni apartman kapısından çıkarmıştı. Başka bir adam geldi.
''Bunu gündüz yapmak zorunda mıydın?'' Kısa bir an eli ağzımdan çekildiğinde burnuma ve boğazıma kesin bir koku doldu. Tek bir nefes ile sonrası karanlıktı.
***************************************************************************
''Beni neden yalnız bıraktınız?'' Karanlıkta yankı buldu sesim. Çatallı, buruk, kırgın ve paçalarına ayrılmış.
''Yalnız değilsin'' dedi. Annemin sesiydi bu.
''Yalan söylüyorsunuz'' Çığlık, sesim yankı bulup duvarlardan çarpıp bana dönüyordu.
''Ona iyi bak'' dedi. Bu ses babama aitti.
''Metresinden olan kızına mı?'' Nefret somuttu. Kahkaham doldu. Deliriyordum.
''O senin çocukluğun'' dedi.
Sesin sahibi çocukluğuma aitti.
*****
Gözlerimi aralamaya çalıştım. Açamıyordum, bağlı olduğunu fark ettiğim gözlerimi kapalı tutmaya mecbur bırakıldım. Boğazım kurumuş, dudaklarımda iğrenç bir tat vardı. Kanın o iğrenç metal tadı dudaklarıma bulaşmıştı. Beni dövmüştü.
''Senden nefret ediyorum.'' Sesimde ki öfkeden korkmalıydı. Zamanında ondan korkan beni hatırladım. Korkmuyordum. Şuan beni öldürse bile ona istediğini vermeyecektim. Neden beni kaçırdığını biliyordum.
Tahmin etmesi, zor değildi.
''Her şeyi berbat ettin! Seni pislik'' bu amcamın sesiydi. İğrenç sesini duyduğum anda karnıma bir tekme attı. Acı ruhuma battı.
''Bana mirasını yeniden vereceksin!'' Öyle hiddetle bağırmıştı ki onun öfkesinden korkmadım. Nasıl babamla kardeş olabilirlerdi.
''Asla'' dedim. Nefesim hızlanıyordu. Uzandığım zemin soğuktu. Soğuk acıdan uykuya dalmama engel oldu.
''Yengen benden ayrılacak boşanma davası açtı!'' çaresizce çıkan sesi, aklıma Kenn'i getirdi.
"Bana, hiç yaşamadığım annemi hatırlatman..."
"O kadının zor duruma düşüp benim kapıma gelmesini istiyorum. Benden af dilemesini..."
Kenn kazanmıştı. Annesinin ona muhtaç olmasını istiyordu. Ve başardı...
Bunu benim kalbimi paramparça bir hale getirerek, bencilce davranarak zaferini ilan etmişti. Yengem denen o kadın, bu adamın parası elinden gidince ondan ayrılıyordu. Kenn'in zekice kurduğu plan işe yaramıştı. Gözümün önüne gelen geçmiş midemi bulandırıyordu.
Ruhumdan bir kahkaha koptu. Kopan kahkaha kulaklarıma doldu.
''Neden gülüyorsun!''
''Kazandı'' kahkahalar arasında çıkan sesimi yankı buldu.
''Kim kazandı'' Ayağı ile karnıma bir tekme daha attı. Ağzımdan çıkan acı dolu inlemelerimi onun duymasını istemiyordum canım yanıyordu.
''Seni de öldürmeliydim!''
Beni de mi?
Kimi öldürmüştü ki?
''Söyle bana kim kazandı'' Ben hala söylediğini düşünüyordum. Acı ruhuma ve kemiklerime batarken midem yeniden bulanmıştı.
Bir gürültü koptu.
''Ben kazandım!'' Gür bir ses doldu kulaklarıma, bu Kenn'di. Onu göremiyordum. Fakat varlığı, o hayal değildi. Acı iliklerime batarken gözlerim kapanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...