8.BÖLÜM

102K 5.5K 303
                                    

MASUMİYET 8.BÖLÜM

"Peki sonra ne oldu? Annen ile Baban ölünce..." Kenn'in son sorduğu soru ile bakışlarımı tekrardan Kenn'e çevirdim.

"Sonra masal bitti, gerçek hayata döndüm." Dedim kafamı olumsuz anlamda sallayarak...

Yüreğime bir ağırlık çöktü. Annemle Babamın ölümünden sonra yaşadığım tüm o kötü anılar bir film şeridi gibi gözümün önünden aktı geçti. Kenn söylediğimle birlikte tepkisiz bir şekilde bana bakmaya devam etti. Gözlerinde öfke kırıntıları peyda olduğunda

" O gece kulübüne kendi isteğinle mi girdin?" diye sordu.

Sesindeki duygu yoksulluğu, hiçbir yoksulluğa benzemiyordu. Sorduğu soru tüm geçmişimi ortaya serdi bir anda. Anılarım beni tutsak etti kapalı parmaklıklar ardına. Korku yine bir sarmaşık gibi sardı bedenimi. Bırakmadı beni. Ama ben ona rağmen

"Evet!" dedim. Ses tonumdaki netlik Kenn'in dişlerini sıkmasına sebep oldu.

"Kendi isteğinle bu işe girdin?"

Ses tonundaki o hayal kırıklığı ile karşı karşıya kaldığımda şaşkınca karşımdaki adamın gözlerine baktım. Orada beni yargılayan babamın gözleri vardı. Gözlerim anında dolarken kafamı olumlu anlamda salladım ve bakışlarımı karşımdaki adamdan çektim. Bakışlarım elimdeki saksıya düştüğünde saçlarım yüzümü örttü.

"Yalan söylüyorsun." Kenn'in sinirli ve gergin sesi kulaklarıma ulaştığında kafamı yavaşça olumsuz anlamda salladım.

"Seni ilk gördüğüm gece..." dediğinde gözlerimi sıkıca kapattı ve devam etmesine izin vermeden

"Niye bırakmıyorsun geçmişi bir kenara koyayım? Normal bir insan gibi hayatıma devam etmek istiyorum. " dedim. Sesimdeki acı aramızda asılı kaldı.

"Ben konuşmazsam geçmişi kenara koyup normal bir insan olarak hayatına devam edebilecek misin?"diye sordu. Sesi katıydı. Beni hiçbir zaman anlamayacaktı. Bakışlarımı Kenn'e çevirdiğimde arabanın yavaşladığını fark ettim. Kenn'in tam gözlerinin içine baktım.

"Birini seveceğim Kenn..." dedim dürüst bir sesle. Söylediğim bir şey ilk defa Kenn'in duygusuz bakışlarını ve yüzüne takındığı o ifadesizlik gardını düşürdü. Afallamıştı.

"Sonra o kişiyle evlenip çocuk yapacağım. Tıpkı normal bir insan gibi..." dedim. Kenn hemen kendini toparlayıp tekrar yüzüne acımasız bir ifade yerleştirdi. Dudakları alaycı bir şekilde yukarı doğru kıvrıldı.

"Burada gerçekten bunu yapabileceğine inanıyor musun?" diye sordu. Söylediği ile kafamı olumlu anlamda salladım.

"Haklısın."

"Burada, senin yanında bunu yapabileceğime bende hiç inanmıyorum." Dedim nefret dolu bakışlarımı onun gözlerine sabitledim. Ona gözlerimdeki öfkeyi en çok da şu anda göstermek istedim. Onun yüzünden bu halde olduğum gerçeğini değiştirmiyordu hiçbir şey.

Kenn öfkeli bakışlarını benim nefret dolu bakışlarımdan çekmedi. Tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki Kenn tarafından bir koruma arabanın kapısını açtı. Bu bakışlarımı Kenn'den çevirmeme sebep oldu. Elimdeki saksıyı sıkıca tutup kendi tarafımdaki kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Karşımdaki havalimanına baktım. Buraya ne umutlarla gelmiştim halbuki. Şimdi ise... Arkamı dönüp hala öfkesini atamayan adama baktım.

"Yürü!"

Kenn eski haline geri dönerken arabanın etrafından dönüp yanıma geldi. Eli koluma uzandığında kolumu kendime çektim ve yürümeye başladım. Onun bana dokunmasını istemiyordum artık.Arkamdan sıkıntılı bir şekilde nefes veren adam, bu durumdan hoşnut olmadığını göstermişti bana yine.

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin