9.BÖLÜM

94.3K 5.3K 289
                                    


MASUMİYET 9.BÖLÜM

"Birlikte olduğun adamların korunduğuna emin misin?"diye sordu sert bir şekilde. Kenn'in söylediği kafamın içinde yankılanırken elim istemsizce kalktı ve Kenn'e sert bir şekilde tokat attım. Kenn'in yüzü yana düştüğünde öfkeyle dişlerimi sıktım.

"Beni bir erkekle aynı yatakta gördün mü?Beni oruspuymuşum gibi nasıl yargılarsın?" diye öfkeyle tısladım.

Öfke bir zehir gibi tüm vücuduma işlediğinde bir volkanın taşan lavları gibi köpürmüştüm. Her şeyden önce bir insan olduğumu unutan bu adama nefretim; içimde toprağa sarınan ağacın kökleri gibi bedenime kuvvetlice sarıldı. Öyle bir nefretti ki bu, hayatıma giren hiç kimseden bu kadar nefret etmemiştim. Kenn attığım şokun etkisinden çıkmış olacak ki tüm bedeni bir anda gerildi ve kafasını ağır çekimde çevirip bakışlarını benim bakışlarımla buluşturdu.

Gözlerindeki öfke tüm tüylerimin ürpermesine sebep oldu.Bu bakışı tanıyordum. Bu bakış beni bir anda o asansörün zeminine itti. Boğazıma sarılan o güçlü ellere karşı savaş verdiğim o korku dolu anlara...

O anılar karşısında, istemsizce geriye doğru bir adım attım ve korkuyla Kenn'e baktım. Kenn'in öfkeli bakışları resmen ateş püskürüyordu. Çenesi kasılmış, boynundaki damarlar gözler önüne serilmişti. Bu görüntüsü karşısında tokat attığım elimi yumruk yaptım. Korkularım, öfke ve nefretimin önüne geçmişti yine. Her zamanki gibi korkak biriydim işte...

"B-ben..." diye mırıldandım.

Korkum sesime bile yansımıştı. Kenn konuşmam ile birlikte gözlerini sıkıca kapattı ve kafasını benden çevirdi.Ellerini sıkıntılı bir şekilde saçlarına daldırdığında bana tamamen arkasını dönüp benden bir iki adım uzaklaştı. Sakinleşmek ister gibi bir hali vardı. Bu görüntü karşısında gözlerimi kıstım ve karşımdaki adamın sırtına bakmaya devam ettim. Ne yapmaya çalışıyordu?

Ne kadar süre böyle kaldık bilmiyorum ama bacaklarımın arasından akan sıcak bir sıvıyı hissetmem ile bakışlarımı Kenn'in sırtından aldım. Korku, panik, endişe hepsi dört bir yandan bana saldırırken ellerimi karnıma götürdüm.Bu yaşadığım durum karşısında Kenn'i unuttum. Koyduğum peçete asla beni idara edebilecek bir durumda değildi ve tam şu anda Kenn'in karşısında böyle utanç verici bir şeyi yaşamak istemiyordum. Kaygılı bir şekilde kaşlarımı çattım ve elimle karnıma daha çok baskı uyguladım. Yaşadığım stres, kasıklarımdaki ağrıyı iyiden iyiye göstermeye başlamıştı bile.

"İyi misin?"

Duyduğum ses ile kafamı panikle kaldırdım ve elimi hemen karnımdan çektim. Sorduğu soruya karşın kafamı mekanik olarak olumlu anlamda salladım.Bu verdiğim tepkiyle birlikte Kenn'in gözlerindeki öfke bir toz bulutu gibi dağıldı ve Bakışları karnıma indi. Beni anlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı. O sırada bir kadının içeri girmesiyle ikimizinde bakışları kadına döndü. Kadın Kenn ile ikimize şüpheli bir şekilde baktığında yüzünü buruşturdu. Orta yaşlarında şık, alımlı bir kadındı. Ben derin bir nefes alırken Kenn umursamaz bir şekilde tekrardan bana dönüp

"Yürü, konuşacaklarımız bitmedi daha..." dedi. Kenn'in söylediği ile içimdeki sıkıntı daha da büyüdü. Bu halde bir adım bile atamazdım ben.

"Lanet olsun..." diye mırıldandım Türkçe bir şekilde. Yaşadığım en kötü anlardan birisindeydim şu anda. Kadın bize doğru geldiğinde kaşlarını havaya kaldırıp bana baktı.

"Bir sorun yok değil mi?" diye sordu Türkçe bir şekilde. Söylediğine karşın şaşkın bir şekilde karşımdaki kadına bakmaya devam ettim. Umut tam da vazgeçtiğim anda karşıma çıkmıştı. Hala inanamıyordum. Kadına istemsiz olarak bir adım attım ve

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin