Merhaba Güzel Okurlarım, her hafta yayınlamaya söz verdiğim yeni bölümlere hazır olun. Gelecek hafta görüşmek üzere. Yorumlar ile fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın. Ayrıca Ruhun Bana Emanet isimli kitabı yeni bölümleri ile okumak için
@kirlangicselin isimli profili takipte kalın.
Sağlıkla kalın. Hepiniz seviliyorsunuz :)
Kalbimin sesi, patlayan silah sesi ile o kadar hızlı atmaya başladı ki. Bu aşktan değil, korkudan oldu. Kenn Clarck beni öptüğünde böyle atan kalbim, şu an kollarıma kanlar içerisinde düşen bedeni kaybetme korkusu ile deli gibi çarpıyordu. Korku, onu kaybetme korkusu titreyen bedenim ile onu tuttum. Dizlerim, onunla beraber yere yığıldı.
''Kenn'' kendi sesimi zor duydum.
Kenn'in bedeni üşümeye başlamıştı. Elim vurulan yarasına bastırıyor. Elimin altında bedeninden çıkan sıcak kanın rengine bulaştı.
''Kenn'' çığlığım yankılandı.
''Yardım edin''
''Ambulans çağırın! Ne duruyorsunuz''
''İpek'' Bu ses Kenn'e aitti.
Bakışlarım onu buldu. Başı göğsümde olan Kenn yüzüme bakıyordu. Bir elim yüzünde gezinmeye başladı. Gözlerime bakıyordu.
''Korkma'' dedi.
''Korkuyorum'' dedim.
''Ben yanındayım!''
''Gitme, beni bırakma''
''Asla'' Kenn'in gözleri kapandığında öylece ona bakakaldım.
''Kenn'' gözlerini aralamıyordu.
''Kenn uyan!''
Elimin altında ki yarası kanamaya devam ediyordu. Sıcaklığını hissediyordum. Karnından vurulmuştu.
Yanıma gelen adamlar Kenn'i kollarımdan ayırdı. Öylece baktım. Ölü gibi yatan bedenini arabaya taşıdılar.
''İpek Hanım, lütfen arabaya binin'' Benim kolumdan tutarak bana yardım eden adamın yüzüne baktım.
Dizlerimde adım atacak gücü zor buldum. Arabaya bindiğimde, Kenn'in kanlar içerisinde kalmış bedenini dizlerime yatırdılar. Elim, anında kanayan yarasını buldu. Kalan gücümle yara bastırıyordum. Kanın kokusu burnumu deliyordu. Onu kaybetme korkusu, ruhumu bile kanatıyordu. Kenn'in çektiği acıyı kalbimde hissettim. Bu kalbimde ki korku bana tanıdık geldi. Bedeni üşüyordu. Araba hızla hareket ediyordu.
Hastane buraya uzaktı. Kenn'in vurulduğu yolda anne ve babam kaza geçirmişti. Onları, belki zamanında hastaneye yetiştirebilselerdi. Yaşıyor olacaklardı. Şimdi ise Kenn'i aynı yolda aynı sebepten kaybedecek olma korkusu, yüreğimi yaralıyordu. Gözlerimden, sessiz akan yaşlar Kenn'in yüzüne düşüyordu. Kirli sakalı, gözlerimden onun için düşen damlalar ile ıslanıyordu. Yorgun, sanki bir ölü...
Göz yaşlarım hiddetlendi. O sıra da
''İpek Hanım, İpek Hanım!'' ön koltukta oturan adama baktım. Elinde ki telefonu bana doğru uzatıyordu.
''Denny Bey'' dedi. Elinde uzattığı telefona, bakmaya devam ederken. Kenn'in yüzünde olan elimi kaldırdım. Telefona uzandım
''Denny''
''İpek!'' dedi. Gür ve korku dolu sesi ile.
''Kenn, Kenn ölüyor Denny''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...