ÖZEL BÖLÜM 2

91.4K 5.2K 342
                                    

Kenn'in bana sarılışı geçmişteki bir anıyı gözler önüne serdi.

"O kız senden hoşlanıyor."

Seymen'e alaylı bir şekilde gösterdiğim kız, tam bir inek öğrenciydi. Saçlarını her gün at kuyruğu yapan, diş telleri olan, tüm okul kurallarına uyan ve notları hep 5 olan bir kızdı ve en son aldığım Türkçe sınavı feci bir şekilde geldiğinde bana gelip

"Sana bu derste yardımcı olabilirim." Demişti. Aslında bunda hiç kötü bir şey yoktu. Ama o zaman ki ruh halim ve ergenliğim bunu anlayamamıştı. Kıza saçma sapan bir şekilde gıcık kapmıştım. Ve en kötüsü de Seymen'e ilgisi olduğunu fark etmiştim. Sanırım bu kızın hayattaki en büyük şansızlığı benim bunu fark etmem olmuştu.

"Saçmalama."

Seymen, biraz sert dille beni uyardığında bakışlarım kıza gitti. Yine bizi izliyordu. Bu görüntü karşısında istemsizce Seymen'e yaklaştım ve sarıldım. Gerçekten bunu sırf o kızı kıskandırmak için yapmıştım.Bunu sırf güçlü ve önemli biri olduğumu göstermek için yapmıştım...

Sonra anılarımdan sıyrılmak için hafifçe kafamı olumsuz anlamda salladım ve ellerimi kaldırıp Kenn'in sırtına koydum. Bakışlarımı sağ tarafa çevirdim ve bize doğru gelen Seymen'e buruk bir şekilde baktım. Kenn'in Seymen'i gördüğünü görmüştüm. Ve sırf kendini önemli ve güçlü biri gibi hissetmek için beni kullanmıştı. Yine beni düşünmemişti. Tıpkı benim önceden Seymen'i düşünmediğim gibi...

"Merhaba..."

Seymen'in sesi otoparkta yankılandığında kendimi Kenn'den çektim. Bu kadar gösteri fazlaydı. Kenn, ondan uzaklaşmama izin verirken elini elimin içine kaydırdı ve tuttu. Hiçbir şey söylemedim, hiçbir şekilde tepki vermedim. Kenn, benim tepkisizliğime şaşırsa da kısa sürede kendine toparladı ve elimi güven verircesine sıktı.Sonra bakışlarını Seymen'e çevirdi. Başı dik, kendine güvenliydi.

Seymen; bakışlarını elimize çevirdiğinde yüzündeki o ifadeyi hiç unutmayacaktım. Yine ona kötülük yapıyordum. Onu eskisinden daha fazla kırıyor, daha fazla canını yakıyordum. Ve şu anda hala bunu ona yapmaya devam ediyordum.

"Niye geldin? Bugün toplantımız olduğunu hatırlamıyorum."

Kenn'in hiç de nazik olmayan bir şekilde Seymen'i sorgulaması üzerine bakışlarımı kaldırıp hayretle Kenn'e baktım. Amacı neydi? Seymen bakışlarını ellerimizden alıp bana çevirdiğinde dönüp ona baktım.

"Eski arkadaşımla biraz sohbet etmek istemiştim. Uzun zaman oldu görüşmeyeli..." Seymen'in söyledikleriyle afallarken böyle bir şey beklemediğim aşikardı. Hiçbir şey söylemeden çıkıp gitmesini, konuyu değiştirmesini bekliyordum ama yanıltmıştı beni. İlk defa onun hakkında yanılıyordum. Şu anda resmen Kenn'e üstü kapalı meydan okuyordu.

Kenn'in bedeni gerilirken elimi sıktı hafifçe.

"İpekle görüşmeye mi geldin?" Kenn'in ses tonu ölüm kokuyordu.

"Evet." Dedi Seymen hiç korkmadan.

"Görüşemez miyim?"

Öyle rahat öyle pervasızdı ki Seymen'in böyle bir şey yaptığına inanamıyordum. Kenn, istemsizce öfkeli bir şekilde ileriye doğru bir adım attığında diğer elimle kolundan tutup onu durdurdum. O yakıcı ve öfkeli bakışların hedefi bu sefer ben olmuştum.

Çenesi kasılmış, boynundaki tüm damarlar gözle görülür bir şekilde ortaya çıkmıştı. Ne yapacağımı bilemedim bir an. Bakışlarımı Kenn'den alıp Seymen'e çevirdim.

"Şimdi çalışmam lazım. Ben seni müsait olunca arasam olur mu?" diye sordum. Duygusuz ve ifadesizdim. Seymen, hafifçe kaşlarını çatıp bir bana bir de Kenn'e baktı. Sonra bakışları Kenn'in kolunu tutan elime ilişti. O anda Seymen'in kafasını olumsuz anlamda salladığını gördüm.

MASUMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin