İnsan yalnız kalınca anlıyordu, hayatla mücadele etmeyi... Tek başına mücadele edecek o gücünüz yoksa mutlaka birine sığınacaktınız. Ve ben ikinci seçenekteydim. Hiçbir zaman tek başıma mücadele edemezdim!
"Denny ile Güneş şu anda evliler." Dedim durgunca.
"Onun yolundan gitmeye devam edersen sonumuz öyle mi olacak?" Sustum ve Kenn ile evli olmayı düşündüm kısa bir an.
Öyle tuhaf öyle anlamsızdı ki düşündüğüm şey bir süre sonra bu düşünceyi def ettim başımdan. Onunla evli olduğumuzu hayal bile edemiyordum. Sonra bakışlarımı Kenn'in yüzüne çevirdim ve bakışlarımı bir an olsun ondan almadım. Yüzünde soğuk bir ifade vardı. Tam olarak ne düşündüğünü anlamak çok zordu.
"Evlilik..." Kenn, düşünceli bir şekilde konuşmaya başladığında fazla gergindi.
"Zamanın ne göstereceğini bilemem." Gözlerimi kırpmadan karşımdaki adamın gözlerinin içine baktım.
"Seni ilk gördüğümde de böyle olmuştum. Hayatımın tam merkezine gelip kurulacağını bilememiştim."
"Kenn..." dedim uyaran bir ses tonuyla.
"Benimle böyle konuşma!" Kenn, elindekini masaya yavaşça bıraktığında gözlerini benden çekmedi.
"Sana her adım attığımda neden bana sert çıkıyorsun?" Dişlerinin arasından konuşmaya başladığında gözlerinde öfke kıvılcımları gördüm.
"Çünkü sana ve sözlerine kanıyorum oldu mu? "
"Böyle bana iyi davranman beni etkiliyor..."
"Bu kötü bir şey değil!"
Kenn, bir anda ayağa kalktığında o heybetli duruşunda takıldı bakışlarım.Yanında çok basittim... Masanın etrafında yavaş adımlarla ilerleyip yanıma geldiğinde bakışlarımı kaldırıp ona bakmadım.
"İki insanın birbirinden etkilenmesi güzel bir şey." Yüzümde küçük bir tebessüm belirirken kafamı kaldırıp Kenn'e baktım. Böyle konuşması kesinlikle beni etkilemek içindi. Biliyordum. Muzip bir ifadeyle
"Ne yapmamı önerirsin?" diye sordum
"Gel, benim evimde yaşa!" Kenn, bu soruyu bekliyormuş gibi bir anda ağzındakini çıkardığında şaşkınlıkla karşımda ciddi bir şekilde duran adama baktım.
"Niye senin evine geliyorum ben?" diye sitem ettim.
"O zaman ben senin evinde yaşamaya geleyim!" dedi. İkinci bir şok ile kalakalırken Kenn'in kararlı ve ciddi duruşunda takıldım.
"Kenn, niye illa birlikte yaşıyoruz? Saçmalama lütfen." Kenn, yanımdaki sandalyeyi çekip tekrar oturduğunda yüzümüzü aynı hizaya getirdi ve
"Sevgilim ol! İki sevgili ne yaparsa onları yapalım."
"Bu yüzden ilk iki sevgili olarak aynı evde yaşamamız lazım." Kenn'in duruşu değişmezken gözlerimi devirdim ve dışarıya sıkıntılı bir şekilde nefes verdim.
"Kenn, sen her sevgilinle aynı evde mi kaldın?" İstemsiz bir şekilde kasılırken içimde anlamını bilmediğim bir öfke yeşerdi. Kime ya da neye olduğunu bilmiyordum.
"Benim ilk sevgilim olarak özel kalacaksın."
Kenn'in sakin ses tonu kulaklarıma dolduğunda tüm bedenimi bir titreme aldı. Elim ayağım uyuştu. Zorlukla da olsa ağzımı açtığımda
"Hiç kimse mi olmadı?" diye sordum.
"Bir insanın geçmişine takılan bir kız mısın?" Kenn, soruma soruyla cevap verdiğinde içimde bir huzursuzluk peyda oldu. Kafamı sağa yatırıp dudaklarımı büzdüm. Ne cevap vereceğimi bilemiyordum.
"Geçmişe çok takılırım."
Kenn, tek kaşını kaldırdığında bakışlarını benden çekti. Bu hareketi karşısında öylece Kenn'e baktım. Şu anda korkuyordum. Geçmişinde yaptığı, yaşadığı onca şeyi öğrenmekten ölesiye korkuyordum.
"Soruma cevap vermedin." Durgun bir şekilde tekrar konuştuğumda her şey için bir nebze de olsa hazır olduğuma inanıyordum. Belki de inanmak istiyordum.
"Geçmişte birçok kızla birlikte oldum. Tek gecelik ilişkilerdi genellikle... Ama sen öyle değilsin!" Kenn'in konuşmasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım ve yutkundum.Dilim bağlandı konuşamadım. Aklımdaki o kirli anılar zihnime birer birer döküldüğünde gözlerime yaşlar doldu.
"Sadece bir gün öğrenecektin! Şu anda konu açılmışken söyleyip kurtulmak istedim. "
Kafamı olumlu anlamda salladım ve bakışlarımı ondan alıp ellerime çevirdim. Kenn'in tek gecelik ilişki dediği şeyi her erkek yapıyordu. Bu yadsınamaz bir gerçekti. Burası Amerika'ydı. Kaldı ki Müslüman ülkelerinde bile bu olay artık normalleşmeye başlamıştı.Ama gel gör ki bunu o kişinin ağzından duymak...
Sonra Kenn'in teklifi geldi aklıma. Onun için defalarca karşıma dikilişi. Bir anda kaşlarım çatıldı. Her kadına mı böyle gidiyordu? Ya onu reddetmeseydim...
Düşünceler, zihnime doluştuğunda koyu bir karanlığa hapsoldum. Öyle çirkin, öyle iğrençti ki geçmişimiz...
"Beni kıskanıyorsun." Kenn'in rahatlamış sesi kulaklarıma dolduğunda çatılı kaşlarımla Kenn'e baktım.
"Ne?"
"Ben 2 yıldır hiçbir kadınla temas kurmadım!" Kenn'in konuşmasını anlayamazken kaşlarımı mümkünmüş gibi biraz daha çattım.
"Sırf tepkini ölçmek için söyledim. O yüzündeki ifade benimle aynı yolda olduğunu gösteriyor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYET
RomanceMasumiyet; bir genç kadının bedeninde değil yüreğinde yeşerdiğinde anlamlı oldu. Bir erkek masumiyeti o kadının gözlerine baktığında anladı. Değişmedi. Sadece gerçek benliğini bir kadının masumiyetinde buldu...