Çok konuşan yazarınız geldi :) Pazartesi bölüm yayınlamamış olmamın sebebini yazdım sizlere. Beni anlayışla karşıladığınız için teşekkür ederim. Ne mutlu ki böyle bir durumda kötü hiç bir yorum yazmayan okurlara sahibim...İnşallah hepiniz iyisinizdir, yoruma bir 'İyiyim' yazarsanız ne mutlu olurum anlatamam :)Fazla söze gerek duymuyorum ve yeni bölümü sizlerle buluşturuyorum. Sevgiyle kalın...
28.BÖLÜM Ben Sadece Susmak İstiyorum
Zaman çabuk geçer dedikleri ne kadar da doğru bir sözdür değil mi? Bir bakmışsınız zaman sizi almış götürmüş siz hiç fark etmeden...Bir bakmışsınız 'Öldüm ben.' dediğiniz halde nefesinizin ciğerinizi deldiği günler akıp geçiyor.
Cenazenin üstünden geçen bir haftada hala toparlanmayı tam anlamıyla başaramamış iki aile vardı. Eylül Eymen'i bırakmayarak her gece çocukla uyurken, Mertoğlu ailesi Mehmet'te kalıyordu. Aradan geçen bir haftada büyük sorumluluk Erem Hanım'da olmak üzere bir cami de her gün mevlit okunuyordu. Zorlada olsa iki aileyi de bir şekilde evden çıkarmayı başarıyordu kadın. Yeğeni için yapamadığı bir çok şeyi belki de böyle telafi etmeye çalışıyordu. Bu gün ise ölümlerinin üstünden yedi gün geçmesiyle cami de okutulacak son mevlit için odasında hazırlanıyordu Erem Hanım. Karşısında durduğu aynada kendine bakarken görüş açısına giren kocasına aynadan bir tebessüm gönderdi. Bunun ne kadar da eksik bir tebessüm olduğunu ancak Kenan Bey anlardı, nitekim anladığı gerçekle karısının omuzlarıyla buluşturdu ellerini. Bir elini boynuna dolayarak daha da dibine sokuldu sevdiğinin, diğer elini ise karısının kolunun altından karnına koydu. Kafasını usulca omzuna koyarak aynadan gözlerini buluşturdu.
"Nasılsın bir tanem?"
Bilmiyor muydu kadın, adamın her halini anladığını. Yine de sormayı tercih etmesine bayılıyordu Erem Hanım. Çünkü biliyordu kocası da, konuşmadıkça daha da içini kemirdiğini her zaman, sustuklarının. Bu yüzden bilse de kocası içinden geçenleri, diline dökmesi için her zaman sorardı anlatması için.
Kocasının karnının üstünde olan elinin üstüne ellerini yerleştirdi kadın. Yüzündeki tebessüm daha da yerleşirken göz bebeklerine, okşadı kocasının ellerini yavaş yavaş. Konuşmak için kendinde güç toplamaya çalışıyordu. Kolay değildi bir haftadır sağlam durmaya çalışmak...
"Nasılım inan bilmiyorum Kenan. İçimde bir boşluk hissi var. Dolmayacak bir daha biliyorum ama yine de sabretmek zorundayım. Abim var, yengem var, yeğenim var, çocuklarım var, sen varsın... Hayatımdaki diğer insanlar için toparlanmak zorundayım. Ama yine de çok zor Kenan, evladımı kaybetmekten bir farkı yok ki Erva'yı kaybetmenin. Zamanla alışacak yüreğim acısına biliyorum ama yokluğuna nasıl alışacak işte onu bilmiyorum."
"Geçmeyecek bir tanem biliyorum ama seninde dediğin gibi geride kalanlar içi sabretmek zorundayız. Benim güçlü kadınım, bak bir haftada nasıl da toparladın herkesi, sen bunu da atlatacaksın biliyorum. Ben her zaman yanındayım, bunu unutma olur mu?"
Aynadan birleşen gözerini usulca çekti kadın, kocasıyla gözlerini birleştirmek için bedenini yaslı olduğu bedenden hafif çekerek yüzüne baktı adamın. Kendisine bakan gözlerle buluşunca gözleri naif bir öpücük bahşetti kocasına. "Yanımda olmasan bu kadar şeye nasıl katlanırdım bilmiyorum. Benim eksik olduğum yerleri doldurdun sen hep, dayanma gücüm olmadığında senden destek aldım ben. Kenan iyi ki varsın."
"Sende iyi ki varsın Erem."
Karı koca bir birleriyle konuşmalarını tam noktalamışken kapının tıklanmasıyla Kenan Bey, "Gel." diyerek hafif uzaklaştı karısından. Berna kafasını kapıyı aralayıp aradan uzatırken "Gelebilir miyim?" diyerek gözleriyle annesinden ve babasından onay alınca bedenini içeriye yönlendirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romanceİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...