Bölüm 52: Baskın

3.9K 318 21
                                    

Ben geldim. Uzun bir ara verdikten sonra ilk yazdığım fırsatta acısını çıkaralım dedim. Gerçi bundan sonraki ne zaman gelir ona da ya nasip deriz artık :)

Çok konuşmadan şuracığa bırakıveriyorum bölümü. Seviliyorsunuz...

Bu bölüm özlediğim gökkuşağıma. Azıcık özlemden sitem etti de bana unicornillaa :)

52. Bölüm Baskın 

Bir haftadır zamanın akıp gitmemesinden, saniyelerin saliseleri kovalasa bile bir türlü ilerletemediğinden şikayetçiydi Yağız'da Eylül de. Peki neden şimdi istedikleri, o zamanın donup kalmasıydı ki? Birbirlerine kavuşmuş olmak mıydı onları bu hisse sokan; zaten onlar kalpleriyle kavuşmamışlar mıydı? Önemli olan da kalbin kavuşması değil miydi? Zaman akıp gitse ne olurdu ki? Kalpleri hep birbirlerine ait olduktan sonra, akıp gitse ne olurdu? Ancak insan öyle bir varlıktı ki hep daha fazlasını isterdi. Hele bunlar aşık kalplere sahip iki insansa, daha fazlasını istemek haklarıydı belki de.

Bir yandan da, kimisine kısa gelebilecek ama onlara uzun gelen bir haftada, duyumsayamadıkları kokuya kavuşmanın hasretindendi istekleri. Öyle bir sarılmışlardı ki birbirlerine, bir bütün parçanın yarısı gibi hissediyordu ikisi de. Eylül yerini bulmuş, Yağız da eksik parçası tamamlanmış gibi hissediyordu. Fark etmeden, nasıl bu kadar birbirlerine ait hissetmeye başladıklarını bilmiyorlardı. Bu derece kapılabilmek ikisi için de değişik bir duyguydu. Ondan sebep, ait olduklarını hissettikleri yerde uzun süre kaldılar. Zaman o an için durdu işte. İlerlediğinden ikisinin de haberi yoktu. Ancak zamanın ilerlemekte olduğunu fark eden Eylül, merakına da yenik düşerek uzaklaştı kocasının kollarından. Aralarına mesafeyi almaya niyeti yoktu ama. Elleri Yağız'ın ellerine kenetli, bir parça adım atsa tekrar özlem duyduğu bedene değebilecek kadar yakındı adama.

"Nasıl girdin sahiden içeriye sen? Arka giriş falan da olamaz ki apartman dairesindeyiz."

Merakla kendine bakan karısına sadece aşkla bakabiliyordu adam. Bundan daha azını yapamazdı artık, biliyordu. Önce kalbine değen, kalbinden de gözlerine ulaşan aşkından daha azını göstermeyeceğine söz vermişti. Bir elini karısının elinden çekmeye çalıştı. Amacı özlediği tende farklı yerleri tekrar keşfetmekti. Ancak Eylül tarafından engellenmeyi beklemiyordu. Karısı o kadar hasret kalmıştı ki, elini bırakmak bile istemiyordu. Gözlerindeki aşka şimdi biraz da eğlence ortak olmuştu.

"Bırak elimi be kadın."

Eylül hala alamamıştı cevabını. Nasıl girdiğini merak ediyordu. Bundan daha önemlisi ise şu an kocasının elini çekmek istemesiydi. Öyle bir açlıkla özlemişti ki onu, bir an eli ayrılsın istemiyordu ellerinden.

"Bırak da özlediğim teninde, özlediğim yerlere dokunayım."

Birkaç saniye önceye göre daha bir kısık, daha bir aşkla fısıldayan sese karşı kalkanları indi Eylül'ün. Yağız'ın elini çekmesine izin verdi. Adam elini havalandırıp, avucunun tersiyle Eylül'ün yanağına dokununca, istemsiz gözleri kapandı kadının.

"Seni..."

Parça parça işliyordu kelimelerini Yağız. Eylül sabırsızca, sadece kocasını hissetmekle ilgileniyordu.

"Ölsem bırakmam..."

"Demiştim değil mi?"

Hissettiği ten bedenini bir sıcaklıkla yola çıkarınca, yutkunmaktan kendini alamadı kadın. Adam o kadar derinden konuşuyordu ki; hissettiği yine şehvet değildi. Bunu seviyordu işte; kalbi ısınıyordu adamla. Sadece sevginin kuvvetini hissediyordu. Hissettiği sevgiyi hissettirmek için gözlerini araladı. Gözlerindeki bakış Yağız'ı gülümsetti. İşte bu bakışları görmek adama can oluyordu.

EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin