Ben geldimmmm :) Sevgili okurlarım, geç gelirim dedim ama bilgisayarım erken geldi. Genelde çarşamba yayınlıyordum bölümleri bu gün perşembe. Biraz gece gelmiş olabilir gerçi anca işte :) İnşallah bölümü beğenirsiniz. İşlerin rengi biraz değişiyor bu bölümle. Hadi hayırlısı... Sevgiyle kalın
Bundan sonra bölümler büyük ihtimalle cuma günleri gelecek. Daha önceden de söyledim Üniversite öğrencisiyim. Cuma günüm boş olduğu için en rahat günlerden ilki olacağından cuma günleri buluşmak dileğiyle. Seviliyorsunuz :)
Bu bölüm yine beni sürekli takip eden okurlarımdan wonderwalle adlı okuruma. Her zaman benimle olduğu için ona teşekkür ediyorum. Teşekkürlerim böyle devam edecek inşallah.
Karmate-Nayino... Bu bölümün şarkısı olsun istedim...
9.BÖLÜM Karar
"Yağız Eylülle konuş Erva'nın nüfus cüzdanını ayarlasın. Şimdi ben Eylülle konuşurken yakalanırsam şüphe çekerim." dedi sesinde kendinden emin ifadesiyle Yaman. Henüz hava alanına geleli yarım saat olmuş olmamıştı ama Yaman kararını çoktan vermişti. Ervayla ailesi arasında geçen 'Erkek tarafı onay vermeden bizim tarafımızdan onay çıkması zor!.' imajından haberi vardı. Artık daha fazla beklemenin bir faydası yoktu, kendinden emindi. Sevdiği kadından kendinden emin olduğundan daha da emindi. Sonucu ne olursa olsun artık bu kadını evinde, yatağında görmek, kokusuyla uyanmak istiyordu.
Abisinin söylediklerine bir anlam yüklemeye çalışan Yağız ise neler olduğunu anlamaya çalışıyordu bir taraftan da ama sesi kararlı ve net çıkıyordu. Biraz da kızgın.
"Abi ne diyorsun Allah aşkına. Gel de bir İstanbul'a konuşuruz." dedi abisinin ani bir karar vermesini engellemek amacıyla. Yaman ise çok kararlıydı. Bu zamana kadar Yağız'a nadir bağırmış biri olarak o nadir zamanlardan birini daha gerçekleştirirken, "Yağız ne diyorsam onu yap, ha yapmayacaksan da söyle kendi işimi kendim halledeyim." dedi. Sonra da kendiyle konuşurmuş gibi "Alıştım zaten yalnız kalmaya kararlarımda." diyerek iç çekti. Yağız ise bu son cümleyi de duymuştu elbette, 'Kısacası bizim operasyon da felç.' dedi kendine. Abisini rahatlatması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden abisini tamam diye geçiştirecek İstanbul'a gelene kadar sakinleşmesini sağlayacaktı.
"Tamam abi ayarlayacağım ben, sen de sakin bir şekilde sağ salim gel tamam mı?" diyerek telefonu kapattı. Biliyordu ki Yaman cevap vermeyecekti söylediği cümlenin üstüne.
Havaalanında kararından vazgeçmeyecek Yaman'a karşılık Yağız ise şimdi yaptığı telefon konuşmasını düşünüyordu. En iyisi neler olduğunu öğrenmek için annesini aramaktı, sonra Eylülle konuşurdu. İkinci çalıştan sonra açılan telefonu, "Annelerin sultanı, nasılsın bakalım?" diyerek sesinde endişesini belli etmemek için uğraştığı bir tınıyla konuştu. Meryem Hanım ise büyük ihtimal ilk konuşmalarından haberdar olan oğlunun bir saat önceki konuşmadan da haberdar olduğunu bilerek ve her zaman ki gibi bunu saklama gereği duymadan, "Söyle Yağız söyle oğlum, ne dedi abin?" dedi sıkılarak.
"Annem neden böyle yapıyorsun Allah aşkına? Oğlunu üzgün görmeye hevesin mi var senin?" dedi Yağız da kendine 'Madem Meryem Sultan konuya dan diye daldı, biz de usulüne uygun konuşuruz.' diyerek.
"Daha fazla üzülmesin diye yapıyorum Yağız, bunu anlamak bu kadar zor mu?" Meryem Hanım'ın cevabı artık inada binmiş bir sesle söylenmişti. Bu mevzu artık istememekten çok iki taraf içinde inada binmişti. Yağız da biliyordu bunu o yüzden yumuşatmak gerektiğini de biliyordu. 'Nasıl yapacağım?' diye kendiyle konuştu bir süre. Sonra telefonun ucunda annesinin hala olduğunu hatırlayarak, "Annem bak üzülmesin diyorsun ama o şu an sen ona annelik desteğini göstermiyorsun diye daha çok üzülüyor. Gel sultanım vazgeç şu inattan da en azından görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler sözünü ha?" dedi nazlı bir çocuk gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romanceİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...