Yine ben... Hasta olduğum için bölüm birazcık gecikti özür dilerim. İnşallah beğenerek okursunuz, geçen bölüm yazdığınız her yorum, attığınız her vote için çok teşekkür ederim. Beni bırakmayarak 10.000 kişi olmamızı sağladınız. Bu bölüm beni destekleyen herkese gelsin. Sizleri seviyorum, sevgiyle kalın :)
26.BÖLÜM Hiçbir Zaman Pişman Olmayacağım
Yaşam'ın finallerini fırsat bilerek İstanbul'a gelen Meryem Hanım ve Yavuz Bey, çocukların yılbaşı için tatile gitmesiyle, dünürleriyle kahvaltı için ortak bir mekanda buluşmuşlardı. Biraz daha birbirleriyle ilişkilerini ilerletmişler, artık eskisi gibi birbirlerinden ayrı gayrı takılmıyorlardı. Her şey üstünden zaman geçtikçe soğuyordu nihayetinde.
Leman Hanım'ın içine öyle bir sıkıntı çökmüştü ki sabahtan beri, ne kadar dünürlerine ve eşine eşlik etmeye çalışsa da çok da başarılı olamıyordu kadın. Eline aldığı telefonuyla müsaade isteyerek masadan ayrıldı. Bir kez daha denemek istemişti kızlara ulaşmayı. Erva'nın kapalı olan telefonu daha da kendisini endişelendirirken, Eylül'ün de telefonunu açmaması içindeki sıkıntıyı artırıyordu. Yağız'ı ve Yaman'ı da denemesiyle birlikte bir kapalı bir de duyulmayan telefonla karşılaştı yine. En sonunda iç çekerek masaya dönmekten başka çaresi yoktu.
Kocasının yanına oturup hafif kulağına eğilirken "Ercan kızlara ulaşamıyorum. Aramadılar da bir şey mi oldu acaba?" diyerek içindeki sıkıntıyı kocasına aktardı.
"Varmış olmaları gerekir şimdiye, belki yorgunluktan haber vermek akıllarına gelmemiştir hayatım. Ararlar elbet." Karısını rahatlatmak istese de kızların böyle bir sorumsuzluk yapmayacağının da farkındaydı Ercan Bey. Ama kanları deli akan yeni nesile ayak uydurulmayacağını da bildiğinde içinde oluşmasına engel olmuştu sıkıntıların.
"Ya Ercan Allah aşkına sen ne zaman gördün kızların sorumsuzluğunu, hadi Eylül tamam da Erva hayatta haber vermeden durmazdı."
Meryem Hanım Leman Hanım'ın yüzündeki endişeyi görünce dikkat kesilmişti karı kocaya. Bir süre aralarında ki konuşmaları duymasa da gözleriyle eşlik etmişti onlara. En sonunda dayanamayarak Leman Hanım'ı bölme ihtiyacı hissetti.
"Hayırdır Leman Hanım bir sıkıntı mı var?"
Duyduğu sözlerle kocasından gözlerini çekerek dünürüne döndürdü Leman Hanım. Sıkıntılı çıkan sesi karşısındakileri de endişelendirmeye yetmişti. "Çocuklara ulaşamıyorum da onu söylüyordum Ercan'a. Hepsini aradım Ervayla Yaman'ın telefonu kapalı Eylül'le Yağız da açmıyor telefonlarını."
"Durun bir de ben arayayım." Meryem Hanım aynı Leman Hanım gibi içine bir anda düşen kurda kapılarak eline aldığı telefonuyla oğullarını aradı tek tek. Leman Hanım da onunla birlikte hala kızlarını aramaya devam ediyordu. Masaya yayılan endişe çok geçmeden bomba etkisi yaratacaktı şüphesiz.
****
Eylül ve Yağız aldıkları haberi sindirmek için bir süre sessizce beklerken, Yağız'dan gelen 'Artık birilerini aramamız lazım.' sözlerinin üstüne arabada unuttukları telefonlarını almak için dışarı çıkmışlardı. Eylül hala inanamadığı olayı sorgularken telefonunda olan onlarca cevapsız çağrıyı görünce bir an gözlerinin yaşı daha kurumadan dolmasını engelleyemedi. Nasıl derdi annesine 'Ablamı kaybettik.' diye? Nasıl denirdi bir anneye 'Evladın öldü.' ? Yapmak zorunda olduğunun bilincinde eline aldığı telefonla tam annesini arayacaktı ki yeniden elinde titreyen telefona bakakaldı. Az önce arayıp söylemesi gerektiğini söyleyen kendisi değilmiş gibi bir süre bekledi. Yağız ise kucağında Eymen Eylül'ü izliyordu. O da Eylül gibi telefonunu alınca annesinden defalarca çağrı geldiğini görmüştü. Ne diyeceğini bilemediği ve düşündüğü anda Eylül'ün melodisiyle kıza döndürmüştü yüzünü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romanceİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...