Okul, fabrika, ev ve yorgunluk sarmalında dolaşırken, çok şükür ki bölüm yazabilecek enerjiyi buldum. Sizi bekletmek inanın ki içime sinmiyor ama enerjim ve bedenim o kadar parçaya bölünüyor ki toparlayamıyorum hikayeyi. O yüzden zamanı uzatıyorum ki düzgün şeyler çıksın ortaya. Benim için en önemli şey onların doğru şekilde ortaya çıkması.
Neyse gel gelelim bölüme :) Bence güzel oldu inşallah sizde beğenirsiniz. Sevgiyle kalın bir daha ki görüşmemize kadar :)
Uzun zamandır da bölüm şarkısı paylaşmıyordum sanki. Bu bölümün şarkısı da Nazende Sevdiğim olsun. Ben severek dinliyorum, bana dinginlik katıyor. Size de katar umarım :) Dinleyemeyenler için de sözlerini bırakıveriyorum ve bölüme geçiyorum.
Değdi saçlarıma bahar küleği
Nazende sevdiğim yâdıma düştün
Her erin bahtına bir güzel düşer
Sen de tek benim yâdıma düştün
Nazende sevdiğim yâdıma düştün
Sensin dağ döşüne çıktım bu seher
Öksüz kumru gibi güller laleler
Sen niye yalnızsın sordular eller
Böyledir üzgünüm yâdıma düştün
Nazende sevdiğim yâdıma düştün
Gözlerim yoldadır, kulağım seste
Ben seni unutamam en son nefeste
Ey ceylan bakışlım, ey boyu deste
Ey taze sevdiğim yâdıma düştün
Nazende sevdiğim yâdıma düştün49.Bölüm Hangi Sizden Bahsediyorsun?
Yağız'ın elinin verdiği kuvvetle kapıyı açtığında, karşısında gözlerinden siniri okunan babasını gördü Eylül. Ne olduğunu ilk anda anlayamamanın verdiği hislerle soru dolu 'Baba?' kelimesi dudaklarından döküldü. Ercan Bey ise karşısında el ele duran çiftin ellerine iyice kaydırdı bakışlarını. Hala oyunlarına devam ettiklerini düşünüyordu adam. Bu onu daha çok sinirlendiriyordu muhakkak. Bu yüzden kızına sert bir şekilde cevap verişi hem Eylül cephesinde hem de Yağız cephesinde garip bir şekilde karşılandı.
"Hazırlan gidiyoruz."
"Nereye?"
Babasına karşılık veren yine Eylül'dü. Yağızsa ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bunu kelimelere dökerken, karşılaştığı tepkiyse hiç beklemediği bir şeydi.
"Baba, bir şey mi oldu?"
"Baba deme bana."
Bir yalanla, hayatında kendisi için en anlamlı olan kelimeyi kirletmelerini kaldıramıyordu Ercan Bey. Nasıl bir yüzsüzlüktü yaptıkları? Adam, gerçekleri ve Yağız için gerçekten anlamlı bir şekilde dilinden döküldüğünü bilmeden yakmaya başlamıştı bile.
Yağız adamın bu halini anlamlandırmaya çalışırken, Eylül babasının neden kocasına böyle davrandığını anlamaya çalışıyordu. Daha yeni yeni kalbinde yerini tam bulduğu ve sonsuza kadar sahip çıkacağı adama böyle bir tepki göstermesi tipik Eylül karakterini ortaya çıkarıyordu.
"Ne demek baba deme? Ne bu tavrın baba?"
Siniri gittikçe artarken, yolda gelirken içinde ne kadar şey biriktirdiyse hepsini şimdi dökme zamanıydı Ercan Bey için.
"Yalandan mı baba diyecek bana? Bize nasıl yalan söylediniz? Bizi kandırmayı nasıl düşündünüz? Nasıl yalan söyleyip de evlenirsiniz?"
Adamın hiddetle söylediği sözler, vuslata daha yeni ermiş iki kalp için çok ağırdı. Eylül, böyle bir günde, tam her şey yoluna girmiş derken bütün gerçeklerin babası tarafından bilinmesine şaşırıp, üzülürken; Yağız karşısındaki adamı anlamakla beraber bu yalanın nasıl ortaya çıktığını düşünüyordu. İkisi de bundan sonra neler olacağını az çok biliyorlardı ama sevdalarıyla üstesinden geleceklerine de eminlerdi. Sadece ikna etmek kalıyordu. Bu gücü ilk kendinde bulansa Yağızdı. Yine toparlayıcılığı ile ortamı yumuşatmaya çalışacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romanceİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...