Bölüm 21: Geçmiş ve Gelecek

4.9K 279 4
                                    

Sizi on gün gibi bir araya mahkum ettiğim için üzgünüm... Dönemin son virajı olduğu için projeler, sunumlar, dersler derken kendimi kaybettim çünkü. Bundan sonra da ocağın sonuna kadar bir ara vermek zorunda kalacağım. Malum sınavlar, hazırlık dönemi. Ondan sonra inşallah tam gaz devam edeceğiz. Bu süreçte birbirimizi unutmayalım diyorum ve sizleri çok seviyorum.

Bu arada yeni yıla girmek benim için tarih dışında bir şey değiştirmese de yeni yılınızı kutluyorum. Güzel bir yıl geçirmeniz dileğiyle, sevdiklerinizin kıymetini bildiğiniz ve hep sevip sevildiğiniz bir yıl olur umarım.

Bu bölüm uzun zamandır kütüphanemde bekleyen ve son zamanlarda okumaya başladığım Müstakbelim hikayesinin sahibine. Birinci ağız sevmememe rağmen hoş bir dille bezediği hikayesi acaba nereye varacak bu işin sonu dedirtiyor. Kalemine sağlık @vildanVNK ...

21.BÖLÜM Geçmiş ve Gelecek

Aradan geçen iki buçuk aylık süreçte, artık Erva'nın loğusalıktan çıkması ile herkes evlerine dağılmıştı. Meryem Hanım her ne kadar Rize'ye dönmek istemese de Yaşam'ın üniversite sınavı zamanı daha da yaklaştığından kızının yanında olma dürtüsü daha ağır basmıştı. Çok şükür ki Yaşam sınava girip çıkmıştı ve istediği gibi bir net yapmıştı. Her ne kadar daha sonuçlar açıklanmasa bile hayalini kurduğu gibi İstanbul'a gelebileceğini tahmin ediyordu. Leman Hanım ise ara ara gidip gelip kontrol ediyordu elbette çocuklarını. En önemlisi de Eymen'den ayrı kalamadığı için sürekli kapılarını aşındırıyordu. Erva ve Yaman'ın ise bundan bir şikayetleri yoktu.

Bu süreçte otelin bütün iç dekorasyonu da bitmiş, Eylül ve Yağız kendilerini doğumdan sonra daha da çok İzmir'de bulmuştu. Şimdi onlar İzmir'de iki gün sonra yapılacak açılış için son hazırlıkları yaparken Erva'da bir yanda bavullarını hazırlıyordu. Aşağıdan gelen Eymen'in ciyaklamasını duyunca odadan çıkarak korkuluklardan aşağıya baktı. "Hayırdır Zehra Abla, ne oldu?"

Zehra Mehmet'in ilişkisi bitip Tanem ile Mehmet baş başa kalınca Rize'deki tekliğinden fırsat bilip İstanbul'a Tanem için getirilen memleketten bir tanıdıktı. Erken yaşta kocasını kaybettikten sonra bir oğlunu Mehmet ile birlikte İstanbul'a göndermişti üniversite zamanında. Oğlu daha sonrasında yurt dışına çıkmış, bir dönem İstanbul'da bulunsa bile yaşadıklarından sonra tekrar yurt dışına gitmişti. Zehra Hanım da Rize'yi bir türlü bırakıp onunla gidememişti. Şimdi İstanbul bile fazla geliyordu ona ama Mehmet'e bir gönül borcu vardı. Oğluyla kardeş gibi büyümüşlerdi ve her zaman yanlarında olmuşlardı ailecek. Bu yüzden Mehmet'in 'Senden başkasına güvenemem abla.' demesinin de üstüne daha fazla dayanamayarak gelmişti İstanbul'a. Tanem'in kreşe başlama zamanlarında Eymen'in doğması akıllara Zehra'yı getirirken Erva bir an bile tereddüt etmemişti bu kadına oğlunu emanet etme konusunda.

"Yok kızım, acıktı sanırım."

Erva Zehra Hanım'ın sözlerini duyunca içten bir tebessümle inmeye başladı merdivenlerden. Kadının dibinde bitip oğlunu kucağına aldı. "Annem, acıktın mı sen? Ben şimdi seni doyururum bir tanem." Oğluna gönderdiği içten tebessümle yavaşça oturdu salondaki koltuğa. Göğsünü açmak için giysisini sıyırırken kapının açılmasıyla gözleri kapıya takıldı. İçeri giren Yaman'ı görünce gözleri daha da güldü. Ancak oğlunun süt kokusunu alan burnu daha fazla dayanamayarak kendini belli edince gözleri oğlunu bulmak zorunda kaldı. Kocasına acele bir "Hoşgeldin." dedikten sonra oğlunun göğüs ucunu bulması için yardımcı oldu. Eymen öyle sarıldı ki annesinin memesine, Erva yüzündeki tatlı tebessümü daha da yaydı yüzüne. Annelik ona o kadar şey öğretmişti ki şu kadar kısa zamanda. İçine sokası geliyordu Eymen'i tekrar. Yanından ayrılmak istemiyor, bir dakika onsuz kalmak ağır geliyordu. Yüzünde sürekli beliren o hayranlık bakışlarını silmek istemiyordu hiç bir zaman.

EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin