Evetttt, ben geldimmmm :) Uzun bir aradan sonra yine buralardayım. Sizi beklettiğim için özür dilerim ama üstümden tır gibi bir vize haftası geçince malum durum böyle oldu. Bir de bilgisayardaki problem sağolsun. Hepsi birleşti ve sonuç bu. Neyse çok uzatmadan bölüme geçeyim diyorum ben. Hepinizi seviyorum iyi okumalar :)
Yorum ve vote'ları unutmayalım lütfen :)
Bu bölümü kime ithaf etsem diye çok düşündüm, en sonunda Esaret Parmağı adlı hikayesini beğendiğim yazar arkadaşım crimson41 'e ithaf etmeye karar verdim. Hikayesini ben merakla okuyorum umarım göz atıp beğenen insanlar da olur :)
17.BÖLÜM Merhaba...
Eylül odasında artık İzmir projesinin renk seçimlerinin tonlarını kararlaştırırken, bir kulağında kulaklığı otel için özel sipariş yaptırdığı şeyler için telefonla konuşuyordu. Uzun bir telefon konuşmasının ardından aynı eski tavrıyla ablasının odasına çıkarak kuruldu Erva'nın karşısına. Erva dalmış bir şekilde Eylül'e bakarken Eylül dayanamayıp söze girdi yine. "Hayırdır abla, neyin var?"
Erva düşünceli halini bir köşeye bırakmaya çalışarak koltuğunda dikleşirken "Yok bir şeyim." dedi sakince. Eylül ise az çok anlamıştı Erva'nın neye takıldığını ve aklındakini diline dökmeyi de tercih etti yüzünde ablasına destek olmak isteyerek. "Yine mi aynı konu Erva? Takılma bu kadar."
Aslında sesindeki tını kendinin de ablasıyla birlikte aynı konuya takıldığının kanıtıydı. Ablası için üzülüyordu sadece, kafasına çok takıyordu Erva bu konuyu. Her seferinde rahatlatmak için uğraşırken, kendi de ablasıyla birlikte çöküyordu bir bakıma.
"Aynı konu Eylül aynı konu." dedi Erva bıkkınlıkla. Nasıl kendini üzüyordu bu konuyla, nasıl sinileri alt üst olmuştu. Yedi ay olmuştu evleneli ama hala bir kademe ilerleyebilmiş değillerdi Yaman'la. Düşüncelerinin arasından sözlerini sürdürdü. "Yedi ay Eylül ya, ben bu adamla kavuşmak için ailemi karşıma aldım. Hadi ilk aylar tamam da yani devamında neden olmadı. Yedi aydır hiçbir şey yapmıyorum. Neden böyle oluyor?"
Eylül gözleri dolarak sözlerini tamamlayan ablasının yanına giderek masaya bir diziyle yaslanıp oturdu. Ablasının elini tutarak konuşmaya başladı.
"Erva saçmalama yedi ay çok uzun bir süre değil ki. Bünyen yeni düzene alışmaya çalışıyor belki de. Hem olmazsa hadi kalk bu gün doktora gidelim. Erteliyorsun sürekli. Biliyorum neden ertelediğini de. Korkuyorsun doktor olumsuz bir şey söyleyecek diye. Ama böyle yaparsan hem kendini yıpratacaksın ki bunu yapıyorsun hem de Yaman abiyi yıpratacaksın. Adam gözlerinin içine bakıyor mutlu ol diye. Tamam çok istiyorsun ondan bir çocuğun olsun ama önemli olan sensin. Sen kendini böyle salarsan adam bir süre sonra bıkarsa ne olacak. Toparla kendini."
Erva Eylül'ün söylediklerini kafasında tartarken kafasını koltuğuna yaslayıp gözlerini kapattı bir süre. Gözünden bir damla yaş ile birlikte. Yedi aydır istiyordu Yaman'dan bir can kendine. İkisinin canı olsun istiyordu. İkisinin bebeği. İkisinin kokusu, dokusu. Evlerine bir neşe, ses, güneş olsun istiyordu. Ama bir türlü olmuyordu işte. Bir türlü istediği bebeğe sahip olamıyordu. Sevdiği adamı da yüzünden düşen bin parça halleriyle üzdüğünün farkındaydı. Yaman'ın Erva'nın mutluluğundan başka bir isteği yoktu oysa. Evet o da isterdi bir can kendine, o da isterdi evlerine neşe olsun ama Erva'dan daha değerli değildi ki onun gözünde hiçbir şey. Onu mutsuz gördükçe kızıyordu kendine de. Sanki kendisi yüzünden mutsuz olmuş gibi hissediyordu. Ama kimse suçlu değildi ki bu olayda. Takdir-i İlahi ne derse o oluyordu bazı zamanlarda. Düşüncelerinden sıyrılıp Eylül'e baktı Erva kafasını yasladığı yerden kaldırarak. "Haklısın aslında Eylül, ne olacaksa olsun, olmuyorsa olmuyor diyelim, oluyorsa yöntemini bulalım. Hadi kalk gidelim doktora. En azından böyle sürünceme de kalmam." diyerek gözünde ki cesareti gösterdi kardeşine. Yine her zaman ki gibi Eylül'ün desteğiyle bunun altından kalkabileceğini hissetmişti işte ya gerisi gelirdi. Sonuca dair endişelense de en azından arafta kalmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romansİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...