Size yeni bölüm getirdim, bir küçücük yıldızı benden esirgemezseniz eğer gerçekten beğendiğiniz zaman o kadar mutlu olurum ki anlatamam. İyi okumalar şimdiden. Sevgiyle kalın.
Bu bölüm Genç Patron hikayesini -ki şimdi kitap kokusunu alabileceğimiz hale bürünüyor- yazan pisisu adlı yazara. Hikayesini çok beğenerek okumuştum ve kitap olma yolunda ilerlediği için de çok mutluyum. İnşallah burada yolu açık olduğu gibi kitabı raflarla buluştuğu zaman da yolu açık olur, emeklerinin karşılığını alır.
Bölüm şarkımız baba ve kızları için gelsin. Bana Bir Masal Anlat Baba...
5.BÖLÜM
Yağız'ın kahkahasıyla neredeyse bütün restoran onlara bakacak duruma gelmişti ama ne yapsın tutamamıştı kendini. Önce iki ailenin de onay vermeyeceğini düşündükleri evlilik için Sözeri ailesinde dün akşam yapılan konuşma hakkında konuşulmuştu. Daha sonrasında da ortamda ki umutsuz havayı yok etmek için araya giren Eylül'ün sabah kaçma macerasını anlatması... Yağız hala gülerken takıldı Eylül'e her zaman ki gibi,
"Desene sen o yüzden erken kalktın bu sabah. Zaten senin iş yüzünden kalkacağına hiç inanmamıştım. Bak yine haklı çıktım." dedi Eylül'ü sinir etmek için ukalaca.
Eylül döktü dudaklarından yine cevabı hızlıca. Susması gibi bir ihtimal yoktu ki Eylül'ün.
"Allah Allah Yağız Bey öyle mi? Beni gören de sürekli işe geç geliyorum zanneder." dedi sanki sinirliymiş gibi sesine bir ton büründürüp. Sinirli değildi tabiî ki de takılıyorlardı her zaman ki gibi birbirlerine. Hem Yağız bir nebze de olsa haklıydı ama tabi ki yine Eylül bunu onun yüzüne itiraf etmeyecekti ki nitekim öyle de oldu.
"Yani tamam biraz haklı olabilirsin ama sırf köprü trafiğinden kurtulmak için geç kalkıyorum." dedi son cümlesini sesindeki sinir tınısından kurtulup tatlı şirin kız edasına bürünürken, 'biraz' derken de işaret ve baş parmağıyla ölçü biçmişti kendince. Daha sonrasında da konuşmalarını yüzlerindeki tebessümle dinleyen ablası ve müstakbel eniştesine dönerek bu sefer farklı bir ciddiyetle,
"Ee onu bunu bırakın da şimdi bizim evde ki durum malumunuz, hadi biz onu hallettik bir şekilde diyelim siz ne yapacaksınız Yaman abi?" deyiverdi.
'Bu kız bu kadar saniye de bir ruh halinden bir ruh haline nasıl geçiyor Allah aşkına. Bazen kaçırıyorum hangi duyguyu barındırdığını.' diye kendi kendine düşünüyordu Yağız da bir yandan. Sekiz ay olmuştu tanışalı hadi bunun iki ayını çıkarsan defalarca bir araya gelmişlerdi altı aydır. Ama hala Eylül'ün saniyeler içinde olan duygu durum değişikliklerine anlam veremez haldeydi. Daldığı düşüncelerinden abisinin sözleriyle çıktı bir anda.
"Ben akşama Rize'ye gidiyorum bizimkilerle konuşup ikna etmek için." Yaman cümlelerini Eylül'e bakarak tamamladıktan sonra sevdiği kadına dönüp attığı sevgi dolu bir bakışla, "Sonra da inşallah kız istemeye geleceğiz." dedi.
Yağız'ın soran bakışları lal olup diline dökülerek, "Hadi bizimkiler kabul etti diyelim – zor ya – ya öbür taraf kabul etmezse kızı kimden isteyeceğiz. Şimdi gerçekçi olmak lazım yani hayal aleminde yaşamayalım. Ya da kız tarafı tamam dedi bizimkiler olmaz dedi. O zaman kızı kim isteyecek?" diye sormasıyla yine yüreklere bir ağırlık çökertti.
'Gerçekçi öküzcüm ne olacak?' dedi Eylül kendi kendine yüzünde memnuniyetsiz bir ifadeyle. Değişmeyecekti Yağız hiçbir zaman, hep olaya ciddi tarafından bakacak ve realist tarafını bulacaktı elbette. Yağız'ın sözleriyle gözlerinde buğulu bir ifade bulunan ablasını rahatlatmak için yanında oturan ablasının omzuna elini koydu Eylül usulca, şakayla karışık bir ifadeyle sözlerine başladı. Tabi ki gözleri karşısında oturan Yağızdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET AİLE(DESTEK AŞK'LAR SERİSİ 1)(TAMAMLANDI)
Romanceİnsanın canını en çok ne yakar? Arkadaşla kavga? Aşk acısı? Anne baba kavgası? Ya da azıcık taze yenen azar? Herkesin canına tak eden nokta farklıdır. Buna göre çektiği acının da derinliği değişir. Fırtınalar kopar içinizde ve o acı öyle bir siner k...